KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. VARNA ZİRVESİNİN ARDINDAN

VARNA ZİRVESİNİN ARDINDAN

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
295 0


Avrupa Birliği dönem başkanı olan Bulgaristan, 26 Mart 2018 de Karadeniz kıyısın da bulunan Varna kentin de, Türkiye’nin de katıldığı AB zirvesi düzenlemiştir. Zirve den sonra, cumhurbaşkanı Erdoğan, Bulgaristan başbakanı Borisov, AB Konseyi Başkanı Tusk ve AB Komisyonu Başkanı Junker mutat olduğu üzere ortak basın toplantısı düzenlemiş ve kamuoyu önün de açıklamalar da bulunmuşlardır. Bu açıklamalar ve sorulan sorulara verilen cevaplar içeri de neler konuşulduğunu tahmin etmemize yardımcı olmaktadır. Erdoğan, AB yetkililerine, FETÖ terör örgütü mensuplarına sahip çıkılmaması, müzakerelerin devam etmesi, Suriyeli göçmenler için söz verilen ikinci dilim 3 milyar Avronun serbest bırakılması ve vize sorununun çözümü gibi istekler de bulunmuştur. AB tarafı ise, iki ağızdan, Tusk ve Junker açıkça isteklerini, memnuniyetlerini ve memnuniyetsizliklerini belirtmişlerdir. AB’nin iki yetkilisi, kendi çalışma alanlarına giren konuların dışına çıkmadan, Türk yetkililere, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Kıbrıs açıkların da ki davranışından dolayı, demokrasi, hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü ve OHAL’in devamı gibi konularda memnuniyetsizliklerini belirtmiştir. Memnun oldukları konular, mülteci ve göçmenlerin Avrupa’ya gönderilmemesi konusunu çok seviyorlar. Orta doğu ve Kafkas petrol ve gazının Türkiye üzerinden sorunsuz bir şekil de Avrupa ‘ya geçmesinden memnunlar.
AB yetkilileri, sık bir şekil de, Türkiye’nin stratejik bir ortak olduğunun altını çizmeye başladılar. Bu samimiyetsiz ve zeka kırıntısı taşımayan bir davranıştır. Avrupa da, yeteneksiz lider ve kalitesiz politikacı sorunu yaşanmaktadır. Vizyonsuz, gelecekle ilgili bir öngörüsü olmayan, mevcut potansiyeli, gelecek tehlikeleri ve sorunları göremeyen, sığ ve basiretsiz insanların yönettiği bir Avrupa’yla karşı karşıyayız. Seçimi kazanmak için akıllarına gelen tek şey, Türk ve Müslüman düşmanlığıdır. Bu düşmanlığı önce kendileri yaratıyor, sonra da halka dönüp bana oy ver seni Türklerden ve Müslümanlardan koruyacağım diyor. Bu davranışı sadece Türkiye’ye karşı yapmıyorlar aynı zaman da, Rusya ve Çin’e karşı da yapıyorlar. Batı da, şu anda büyük bir Rus ve Çin hazımsızlığı var. Türkiye’nin Çin den almayı istediği ve hatta görüşmeler de belli bir noktaya getirdiği Çin Füzelerinin alımından ABD tehdidiyle vaz geçildi. Benzer durum, Rus S-400 hava savunma sistemiyle de aynı sorun yaşanmaktadır. Batının bu tutumunun altın da yatan nedenler sadece, paranın başka ülkelere gitmesini önlemek ve NATO üyesi olanbir ülkenin üye olmayan, başka ülkelerden silah alması ve savunma sistemine uyum sağlama sorunu olarak görmemek gerekir. Türk aydın ve yetkililerin de ki intiba ve inanç, ABD ve AB’nin Türkiye’nin savunmasının güçlü olmaması ve tehdit edilebilir seviyede olmasıdır. ABD ve AB, Türkiye’nin demokrat ve hukukun üstünlüğünün olması, gibi konularda samimi değildir. Sadece, Türkiye’nin kendilerine bağlı olmasını istemektedir. AB’nin bugünkü yöneticileri, Türkiye benim zamanım da girmesin ama benim zamanımda da gönderilmesin düşüncesindedir, zira dünya dengeleri açısından ciddi tarihi bir hata yapmaktan korkmaktadır.
Özetleyecek olursak, AB, yetkilileri Türkiye de ki özgürlük konusunu sadece kendileri için çalışan, gazeteci, akademisyen ve politikacılar için dillendirmektedir. Siz hiç, AB’nin, yurt sever bir gazeteci veya akademisyen için Türk yetkililere bunları hapisten çıkarın dediklerine tanık oldunuz mu? Bunlar sadece kendilerine özgürlük istemektedir. Bu da artık biliniyor.
Prof Dr Haydar Çakmak

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir