KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. TÜRKİYE’NİN YENİ VİZYONU: AB/D OUT BRICS İN

TÜRKİYE’NİN YENİ VİZYONU: AB/D OUT BRICS İN

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 11 dk okuma süresi
290 0

Fareyi yakaladığı sürece kedinin siyah ya da beyaz olması önemli değildir.
Deng Xiaoping- Çinli Reformist Devlet Adamı
Dünyada yeni rüzgârlar esiyor. Geçmişin sömürgeleri, yarı sömürgeleri ve sömürgeleştirilmeye çalışılan büyük ülkeleri 21. Yüzyılda bizde oyundayız dediler. Bu yeni oyuncular her ne kadar mevcut kapital sisteme entegre olsalar da geçmişte ABD ve AB ülkelerinin yaptığı gibi sömürerek, köleleştirerek, kolonileştirerek yada soykırım yaparak büyük güç olma yolunda değillerdir. Geçmişin büyük medeniyetleri ve uygarlıklarını temsil eden Çin, Hindistan, Brezilya ve Rusya gibi ülkeler şimdi yeniden sahnedeler. Ama büyük bir farkla dünyayı sömürmeden, köleleştirmeden, barışçı şekilde, çok taraflılık ve karşılıklılık ilkesi ile bütün devletlerin egemenliğine saygı duyarak şaşırtıcı şekilde batı dışı rüzgârlara yol açıyorlar.
Batı dediğimiz AB/D dünyada hala lider ama gerileyen bir güç merkezidir. Batı emperyalizmi, 2008-2009 küresel ekonomik krizi ile birlikte hızla zemin kaybetmiştir. Şimdi batı medeniyetinin gerilemesine şahit olurken ezilen diğer medeniyetlerin yükseldiği bir dünyaya ilerliyoruz. Eski güç merkezleri olan bu medeniyetler köklü tarihleri, görkemli nüfusları, geniş coğrafyaları ve büyük orduları ile yeniden dünya sahnesine çıkıyor.
2001’de ünlü yatırım bankası Goldman Sachs’ın Britanyalı iktisatçısı Jim O’Neill tarafından yazılan raporda ‘’Yükselen Ekonomiler’’ Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin ülkelerinin baş harflerine atfen BRIC bloğunu gündeme getirmiştir. Daha sonra 2010 yılında ise Güney Afrika BRIC’e katılarak bu grubun adının BRICS olmasını sağlamıştır. Bu blok düzenli toplantılar ile dünyaya yeni ekonomik, siyasal ve kültürel vizyonlar sunmaya başlamıştır. Birçok alanda işbirliği yapan BRICS ülkelerine ‘’Yükselen Güney’’de denmektedir. 2017 rakamlarına göre Dünya nüfusunun yüzde 42’sini, küresel ekonominin yüzde 23’ünden fazlasını, dünyadaki maden rezervlerinin yüzde 60’ına ve dünya coğrafyasının yüzde 25’ten fazlasına hükmeden bir BRICS bloğu vardır. Ayrıca dünya sanayi üretiminin üçte birini, tarımsal üretimin yarısını yaparak dünyanın erzak deposudur. Mevcut küresel sistemin tüm uluslararası kuruluşlarında BM, IMF, DB, DTÖ, G-20 de BRICS ülkeleri yer alarak daha fazla söz sahibi olmak istemektedir. Ayrıca, BRICS’i önemli kılan etkenler arasında, Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi kuruluşlara alternatifler oluşturma potansiyeli var. Halihazırda, BRICS ülkelerinin ortaklaşa kurduğu Yeni Kalkınma Bankası (NDB) da Şanghay’da 2015 yılından bu yana faaliyetini sürdürüyor. BRICS ülkelerinin dünya ile toplam dış ticaret hacmi 6 trilyon dolara dayanmış durumda. Bu dış ticaret hacmi pastasının, 60,7 milyar dolarlık dilimini de Türkiye’yle BRICS ülkelerinin ticaret hacmi oluşturuyor.
BRICS sadece ekonomik bir aktör değildir. Küresel ve bölgesel sorunlara çözümler sunmayı amaçlayan küresel vizyona sahip bir bloktur. BRICS ülkeleri yani yükselen güçler olarak da adlandırdığımız bu ülkelerin askeri harcamalarının hızla arttığını görmekteyiz. Stockholm Barış ve Araştırma Enstitüsü (SIPRI) 2017 yılı askeri harcama verilerine baktığımızda en çok harcama yapan ilk 5 ülkeden 3’ü Çin, Hindistan, Rusya gibi BRICS ülkeleridir. Askeri harcamalarda ilk 15’e baktığımızda 11. Sırada Brezilya’yı görüyoruz. Dünyaca ünlü askeri istatistik sitesi Global Fire Power yayınladığı dünyanın en güçlü silahlı kuvvetleri listesinde 1. Sıradaki ABD silahlı kuvvetlerinden hemen sonra 2.Rusya 3.Çin ve 4.Hindistan şeklinde sıralanmaktadır. Brezilya ise Latin Amerika’nın en büyük ve güçlü ordusuna sahiptir. ABD ile aralarındaki askeri güç farkını azaltmaya çalışıyorlar. Özellikle Çin, Hindistan ve Rusya silah alımlarını hızlandırdığı gibi ordularını hızla modernize etmektedirler. Hindistan dünyanın en büyük silah ithalatçısıdır. Tüm bu gelişmeler ışığında 20. Yüzyılın eski dünyasının yavaş yavaş son bulduğunu 21. Yüzyılın yeni Dünyasının inşa edildiğini öngörebiliriz. BRICS yeni Dünyanın en önemli öncüsüdür. Temsil ettiği görkemli medeniyetleri, büyük orduları, zengin nüfusları, dünya için söyleyecek sözlerinin olması diğer ülkelerde daha adil bir dünya düzeni beklentisini artırmıştır.
Dünyadaki değişim rüzgârlarının yavaşta olsa Türkiye’ye de ulaştığını görüyoruz. Uzun yıllar sadece ABD ve AB ekseninde yol alan Türkiye Cumhuriyeti artık bu eksenin zincirlerini kırma sürecine girmiştir. Tabi bu hiç kolay olmayacaktır. Yıllarca batı medeniyeti üstünlüğü ile siyasal, ekonomik, kültürel işlenmiş bu kodların değişimi uzun ve sarsıntılı olacaktır. İşte Türkiye’nin en büyük şansı dünyadaki batı dışı blokların ortaya çıkmasıdır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın dile getirdiği ‘’Dünya Beşten Büyüktür’’ sözünün altı BRICS ile dolduğunu görüyoruz. Dünyanın üretim motoru Çin, yazılım ve teknoloji öncüsü Hindistan, ateş gücü ve enerji deposu Rusya ile tarım ve doğal kaynak ambarı Brezilya’nın Türkiye gibi yükselen bir ekonominin, bölgenin en güçlü ordusuna sahip, enerji ve ulaşım kanallarının tepesinde olan bir ülke ile ortak vizyon da buluşmaması için hiçbir neden yoktur. Türkiye doğu ve batı yatırımlarını hem birbirine bağlayan köprü hem de yatırım merkezi olabilecek potansiyele sahiptir. Türkiye hem ekonomik hem siyasi hem askeri hem kültürel çeşitliliğini artırma şansına BRICS ile kavuşmuş oluyor. BRICS gibi bir oluşumda Türkiye’nin yer alması hem askeri olarak hem de ekonomik olarak bölgesel ve küresel sorunlarda daha etkin bir politika izlenmesinde faydalı olacaktır. ABD ve AB karşısında manevra alanının genişletilmesi çerçevesinde yükselen güçler ile işbirliği artırılmalıdır.
ABD başkanı Trump’ın hem kendi müttefikleri hem de yükselen güçler ile yaşadığı ticaret savaşları küresel sisteme zarar vermektedir. Böyle bir süreçte BRICS değerini artırmaktadır. Göden kaçırılmaması gereken şey ise olayın batı karşıtlığı ile sınırlandırılmamasıdır. Askeri olarak üstün yorgun bir batı var. Ekonomik göstergelerin gittikçe BRICS’den yana olduğu bir dünyaya evriliyor. Önemli olan husus batı dışı bir dünya bizim için ne getirecektir. Dünyanın çok kutuplu mu yoksa kutupsuz bir şekil alacağı yoğun şekilde tartışılmaktadır. BRICS bloğunun kendi içindeki etkileşimi gün geçtikçe artarken alternatif bir dünya sunmak için geçmiş birikimini kullanıp bize nasıl bir dünya sunacağını göreceğiz. BRICS’in gösterdiği şaşırtıcı ekonomik gelişmenin beraberinde getirdiği ideolojik, politik ve sosyal alternatiflerin güçlü potansiyelini yok saymak, detaylarda boğulup büyük resmi görememek anlamına gelir. Burada önemli olan alternatif dünyaların ortaya çıktığı bir dünyada Türkiye Cumhuriyetinin kendisini nasıl konumlandıracağıdır.
Umur Tugay Yücel
KAYNAKÇA
Domenico Losurdo, Tarihten Kaçış Günümüzde Rus ve Çin Devrimleri, (Çoşkun E. Çev.) Yordam Kitap, 2017.
Ezra Vogel, Deng Xiaoping ve Çin’in Dönüşümü, (Mehveş L. Çev.) Modus Kitap, 2017
Şerif, D. Deniz, İ. Merve, Y. Küresel Ekonomide Yeni Bir Güç Odağı: ‘’BRICS’’, SETA, 2018
​İbrahim T. Addis A. ‘’BRICS Yalnız Ekonomik Bir Aktör Değil’’, AA, 2018
‘’Küresel ekonominin hızla yükselen gücü: BRICS’’, Sputnik Türkiye, 2018

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir