KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Serdar Bozdoğan: TÜRKİYE’NİN ORTA ASYA’DA GÜCÜNÜ ARTIRMASI İÇİN ADIM ATMALIYIZ

Serdar Bozdoğan: TÜRKİYE’NİN ORTA ASYA’DA GÜCÜNÜ ARTIRMASI İÇİN ADIM ATMALIYIZ

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 5 dk okuma süresi
307 0

Türkiye Cumhuriyeti Devleti Orta Asya ile kök bağları, Afrika ile din kardeşliği, balkanlar ile kader birlikteliği olan kadim bir devlettir.

Medeniyetin yeşermesi ve adil düzenin insan öncelikli bir sistem içerisinde ilerlemesi için tarihin her devrinde öncü olan Türk milleti devletinin ilke ve prensipleri içerisinde hareket etmeye her zaman özen göstermiştir.

Geçmiş asırlara baktığımızda Türkistan diyerek ifade ettiğimiz bugünün Orta Asya olarak ele alındığı yerde bulunan kardeşlerimizin yaşadığı Afganistan’ da dış mihrakların öncülüğünü başlattığı ve kendi iç siyasi dinamikleri içerisinde tezahür eden gelişmeler hem üzücü hem de ciddi manada üzerinde durduğumuz gelişmeler ile gündemdeki yerini koruyor. Devletimizin bu hususta en doğru politikalar ile gelişmelere yönelik adım atacağından emin olarak farklı bir pencereden konuyu ele almak gerekiyor.
Bu konu diplomasinin de gereği olan insani yardım ilkeleri ile sürece yönelik adım atmak olacaktır.

Talibanın yönetimi ele geçirmesi ardından Afganistan’ da çıkan kaos süreci tüm dünya gibi ülkemizi de etkiledi. Özellikle mülteci ve sığınmacı konularında daha hassas bir süreçten geçtiğimiz günümüzde bu konu ile devletimiz daha ileri seviyede ilgi gösterip güçlü politikalar ile krizi yönetmeye gayret ediyor. İnsani yardım ve göç politikaları üzerine sahada görev yapan diplomatlar ile insani yardım faaliyetleri ve göç politikaları konularında ortak bir koordinasyon içerisinde ve hızlı bir şekilde tertip edilmesi en doğru adım olacaktır.

Özellikle kış mevsiminin gelmesi ile artan zorlu hava koşulları gıda, elbise, battaniye, sağlık malzemesi gibi ihtiyaçların da artmasına neden olacaktır. İçinde bulunduğumuz Covid-19 sürecini de ele alacak olursak Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak NATO müttefikimiz ABD’ ye dahi maske ve dezenfektan malzemesi gönderdik.

Şimdi kader bütünlüğü taşıdığımız ve kök bağlarımızda akrabalık olan Türkistan coğrafyasının mazlum Afgan milleti için Türk milletine ve Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne yakışır bir şekilde ivedili bir şekilde yardım çalışmalarına hız vermek gerekiyor.

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ulusa seslenişi ile taçlanan bir duyuru ile kamu kurumları, Kızılay, Diyanet İşleri Başkanlığı, bütün belediyeler, sivil toplum kuruluşları ortak bir platform ekseninde koordinasyonlu bir şekilde yardım çalışmalarına hız vermelidir. Bu yardım çalışmaları Dışişleri Bakanlığı öncülüğünde, Türk İş Birliği ve Koordinasyon Ajansı eşliğinde Kızılay aracılığı ile gerçekleştirmesi doğru bir adım olacaktır.

Bütün sivil toplum kuruluşları, belediyeler ve Türk milletinin sunacağı yardımlar tek bir merkezden koordine edilip tek bir merkez tarafından lojistik ulaşımı sağlanmalıdır. Ayrıca bu zaman süreci içerisinde Türkiye’deki Afganistan büyükelçiliği ve konsoloslukların iaşe destekleri Türk Dışişleri Bakanlığı temayülleri doğrultusunda Türkiye tarafından sağlanmalıdır.

Halen Türkiye’ de eğitim gören, lisans, yüksek lisans, doktora vb. akademik çalışmalar içerisinde olan hatta bazıları tıp fakültelerinde eğitim görüp hastanelerde intern olan misafir Afganistan öğrencileri Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı temayülleri doğrultusunda geçici olan özel burs programı ile desteklenmelidir.

Türkiye’nin Kabil Büyükelçisi Cihad Erginay, Türkiye’nin Afganistan’a 33 ton gıda yardımı ulaştırdığını belirterek, “Türk Kızılay ve diğer Türk kurumlarının Afganistan’a yardımı devam edecektir.

Bu bir insanlık görevidir.” diyerek yaptığı basın açıklaması yüreklere bir nebze su serperek Türk milletinin ve Türk devletinin yardımseverliğini ortaya koymuştur.

Lakin yapılan yardım çalışmalarına yönelik bütün sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumları dahil edilerek daha yüksek seviyede yardım çalışmaları organize etmek için adım atılmalıdır. ‘’Nerde görsen gönlü kırık, merhem ol sen, Öyle mazlum yolda kalsa, yoldaşı ol sen, Mahşer günü dergâhına yakın ol sen’’ diyen Hoca Ahmet Yesevi’nin tarihe ışık tutan nasihatine kulak vermek gerekiyor.

Serdar Bozdoğan
Stratejist/ Yazar

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir