KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Serdar Bozdoğan: *BAȘARILI BİR ÜLKEDE SAVUNMA VE GÜVENLİK POLİTİKALARI ŞİRKETLER TARAFINDAN DEĞİL DEVLET TARAFINDAN YÜRÜTÜLÜR. ABD’İN DÜŞTÜĞÜ HATAYA BİZ DÜŞMEYELİM*

Serdar Bozdoğan: *BAȘARILI BİR ÜLKEDE SAVUNMA VE GÜVENLİK POLİTİKALARI ŞİRKETLER TARAFINDAN DEĞİL DEVLET TARAFINDAN YÜRÜTÜLÜR. ABD’İN DÜŞTÜĞÜ HATAYA BİZ DÜŞMEYELİM*

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
380 0

Başarılı bir ülkede milli güvenlik politikaları açısından ele alınan projelerde temel ilke devletin bekası, ülkenin refahı ve milletin ferahı üzerine olur.

Bu hususta temel politika merkezi Milli Güvenlik Kurulu olarak ele alınır. Milli güvenlik politikaları Milli Savunma Bakanlığı, İçisleri Bakanlığı, Dışișleri Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, Emniyet Genel Müdürlüğü ve ülke genelinde bilgi enformasyondan sorumlu kurum olan Milli İstihbarat Teşkilatı aracılığı tertip edilir.

Ülke müktesebatına ve devlet mütekabiliyetine önem veren bir ülke Milli Güvenlik politikalarında hassas bir şekilde dünü unutmadan bu günü göz önüne alıp yarına politika üreterek yarından sonrasına emin bir şekilde yol almalıdır.

Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde hızla artan savunma ve güvenlik şirketleri devlet kurumları ile zıt orantıda politikalar servis edilebilir. Devletler denge kontrol ve ilkeler ekseninde hareket eder ama şirketlerde böyle bir beklenti yoktur çünkü kazanmak üzere bir potansiyel içerisinde hareket ederler. Bu hususta kazanmak üzere hareket eden bir savunma ve güvenlik şirketi için en önemli husus ülke içinde veya ülke dışında var olan sorunların devamlılığı üzeredir. Sorunların çözüldüğünde devletler sulh ile sonuca varıp gelecek gözeten adımlar ile hareket eder ama sulh yoksa çatışma ve mücadele gösterme potansiyeline yönelik adımlar devam eder. Burada kazanan her zaman savunma ve güvenlik şirketleri olur.

Bugün ABD’nin bu yolda izlediği adımlar üzere 20 yıldır adına demokrasi getirecegim diye işgal ettiği Afganistan’da karşılaştığı süreç konuya haiz örnek bir tablodur.

ABD’de Brown Üniversitesi ve Uluslararası Politika Merkezi, Amerikan Savunma Bakanlığı’nın hazırladığı raporda “ABD 20 yılda 14 trilyon dolar savunma harcamasının yarıya yakını savunma şirketlerine ödendiği ve bu rakamların yarıdan çoğunun özel savunma ve güvenlik şirketlerine aktarıldığı belirtildi.

Özel silah şirketlerinden hizmet alımını inceleyen raporda Afganistan’a da özel bir başlık açıldı. Başarısızlığın nedenlerinden biri olarak savunma şirketleri gösterildi. Öte yandan raporda şirketler, Taliban’a para verdi. Afgan ordusuna yalnız eğitimli kişilerin kullanabileceği karmaşık hava araçları sağlayarak orduyu işlevsiz hale getirdiği iddiası üzerinde durulması gereken bir konudur.

Kendisini dünya jandarması gibi gören ABD’nin düştüğü başarısız duruma düşmemek için doğru stratejiler ile yol almalıyız.

Öte yandan eğer savunma ve güvenlik şirketlerine ihtiyaç duyulan durumlarda pozisyonlar her zaman devlet kontrolü altında olmalıdir. Bütün planlamalar savunma ve güvenlik şirketleri dışında devlet kontrolünde tertip edilip yalnızca operasyonel faaliyet aşamasında gözetmen ve raportör eşliğinde çalışmalar icra edilmelidir.

Unutmayın bir satranç turnuvasında şah ile piyon arasındaki fark müsabaka süreci içerisinde göz önünde bulunur. Turnuvadan sonra şahta piyon da aynı torbaya konur. Ama saha her zaman sabittir. Bu stratejik örnekten yola çıkarak satranç sahası devlet, satranç torbası devletin yönetimi ile seçilen hükümettir. Torba kimin şah kimin mat olacağı öngörüsünü savunma ve güvenlik şirketlerine bırakırsa varlığı kısa vadeli olur.

Böyle bir süreç ekseninde çatışma , kaos, kriz ve savaş süreçleri her zaman öncelikli olarak devletlerin ana gündeminde olur. Dünya savaşlarını incelediğimizde aynı sorun ile karşılasiyoruz. Bu sorun ne midir? Savunma ve güvenlik şirketleri.

Ülkemizi bu olumsuz süreçten nasıl koruyabiliriz?

Özel Kuvvetler Komutanlığı korgenerallikten orgenerallik rütbesinde bir yönetime sevk edilmelidir. Yani güçlü bir kuvvet Komutanlığı haline getirilmelidir.

Özel Kuvvetler Komutanlığı bir kuvvet Komutanlığına dönüştürülüp, başkomutan olan Cumhurbaşkanına bağlı bir şekilde yalnızca Cumhurbaşkanı izni ve talimatı ile özel operasyon ve faaliyetler süreci içerisinde harerek etmelidir.

Bunun yanı sıra Özel Kuvvetler Komutanlığı faaliyet stratejisi Milli Güvenlik Kurulu tarafından tertip edilmelidir. Alınan kararlar ve tertip edilen operasyonlar kişisel değil devlet refleksi ile sağlanmalıdır.

Bunun yanı sıra Özel Hareket Başkanlığı bütçe ve hareket kabiliyeti açısından daha güçlü bir konsepte sahip olarak Özel Kuvvetler Komutanlığı ile ortak operasyon ve tatbikat açısından koordinasyon içerisinde hareket etmelidir.

Böylece özel kuvvetlere ve özel harekat gerektiren süreçlere daha doğru ve devlet refleksi içerisinde hareket edecek adımlar ile kazanım elde etmek mümkün olacaktır.

Serdar Bozdoğan
Stratejist/Yazar

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir