KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. NATO krizinin perde arkasında PESCO!!

NATO krizinin perde arkasında PESCO!!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 15 dk okuma süresi
368 0

NATO’nun Norveç’teki Trident Javelin tatbikatı sırasında Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı ve Mustafa Kemal Atatürk’ü hedef alan skandal paylaşımda bulunulmuştu. PKK destekçisi olduğu iddia edilen bir Norveç vatandaşı, NATO tatbikatının yapıldığı sırada sosyal medya hesaplarını taklit eden bir simülasyonda “RTERDOĞAN” kullanıcı adıyla sahte hesap açmış, ardından açılan o sahte hesaptan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı NATO düşmanıymış gibi gösteren paylaşımlar yapılmış, NATO’yu zarara uğratan anlaşmalar yapan Türk lider olarak lanse edilmişti.(1) NATO Genel Sekreteri Stoltenberg, Norveç’teki tatbikat sırasında yaşanan olaydan ötürü üst üste özür dilemiş, benzer bir olayın tekrarlanmayacağına dair Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a güvence vermişti.(2)

Tarihin cilvesine bakın ki, Norveç’teki NATO tatbikatında yaşanan skandalı deşifre eden Türk subayı, kumpas mağduru Binbaşı Ebru Nilhan Bozkurt’tu.Binbaşı Ebru Nilhan Bozkurt, Norveç’te düzenlenen “Trident Javelin-2017”tatbikatına katılmak üzere Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı tarafından görevlendirilmiş, Türkiye’yi hedef alan skandalı dikkati sayesinde ortaya çıkartmıştı. Bozkurt, rezaleti basın özetleri, tatbikat için özel şekilde simüle edilen “chatter” ve “facepage”de inceleme ve analizler yaptığı sırada fark etmiş, her gün takip ettiği “chatter” üzerinde Cumhurbaşkanı Erdoğan adına sahte bir hesap açıldığını, bu hesap üzerinden Erdoğan ile düşman kuvvetler arasında sahte mesajlaşmaların yapıldığını belirlemişti.(3)

NATO’nun Türkiye’den rahatsızlığı uzun zamandır var. Dolayısıyla zaman zaman Türkiye’nin sabrını zorlayan, NATO dışında bırakılmasına yönelik komplo denilebilecek atraksiyonlar olabiliyor. Türkiye ile Rusya’nın S-400 hava savunma füze sistemleri konusunda anlaşması NATO çevrelerinde tepkiyle karşılandı. NATO yetkilileri S-400’lerin NATO savunma sistemleriyle uyumlu olmayacağı bahanesine sığınıyor. Türkiye ise kendi güvenliği için kendi tedbirlerini almak durumunda olduğunu, bu güvenlik tedbirlerini nereden alırsa, oradan sağlayacağını açıkça her platformda söylüyor. NATO Askeri Komitesi Başkanı Çek General Petr Pavel, Türkiye’nin NATO savunma sistemine entegre edilmeyen söz konusu alımının ‘sonuçları’ olacağını söylemiş, “Egemenlik ilkeleri elbette savunma ekipmanlarının alımında da geçerli. Ama ülkeler her ne kadar karar vermede bağımsız olsalar da aldıkları kararın sonuçlarına da katlanmak konusunda da bağımsızlar.” demişti.(4)

Pavel’e destek atışı ABD Hava Kuvvetleri Müsteşar Yardımcısı Heidi Grant’tan geldi. Grant; Rusya’dan S-400 füze savunma sistemleri satın alması halinde Türkiye’nin NATO teknolojilerine erişiminin kısıtlanacağı, eğer Türkiye S-400’leri alırsa, ileriki aşamada da Türkiye’nin F-35 tipi 5. nesil bombardıman uçaklarını edinme ve kullanma imkânlarına yönelik tedbirler alınabileceği” tehdidinde bulundu.(5) Atatürk’ü ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “düşman taraf” olarak gösteren skandal tatbikata imza atan NATO’nun yakın zamanda dağılmayacağını kim garanti edebilir? NATO yetkililerinin özellikle ABD kanadının S-400’lerin NATO savunma sistemleriyle uyumlu olmayacağı bahanesine sığınarak Türkiye’ye aba altından sopa göstermelerinden hareketle trol tayfasının Türkiye’nin NATO’dan çıkmasına dair kimin ekmeğine yağ süreceğini bilmeden yaptıkları paylaşımlarının hiçbir geçerli nedeni yok. Bence ABD, NATO içindeki karşıt gruplaşmaya Türkiye üzerinden gözdağı veriyor. Türkiye ise S-400 hava savunma sistemi alacağını açıklamasıyla NATO içindeki gruplaşmayı belirginleştiriyor, çatlağı derinleştiriyor ve özellikle ABD’nin restleşmesini test ediyor.

Türkiye NATO veto yetkisi olan önemli bir güç. Yeni yetme İslamcıların ve trollerin bilmediği bir şey var; Türkiye’nin en güçlü olduğu uluslararası kuruluş “veto” hakkının bulunmasından dolayı NATO’dur. NATO’nun asli görevi, üye ülkelerin özgürlük ve güvenliklerini korumak. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nün askeri kanadından 1966 yılında çıktığı için pişman olan Fransa 2009’da Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’in girişimleriyle NATO’nun askeri kanadına ancak dönebilmişti. Fransa; kendine yakın olan; Sırbistan, Hırvatistan ve diğer Orta Avrupa ülkelerine yönelik; olası NATO harekâtlarını engellemek amacıyla NATO’da görmek istemediği ülkeler için de “veto” hakkına sahip olmayı istiyordu. Fransa; BM’de ağırlığını kullanarak Bosna Hersek savaşında birliğin, Sırbistan yanlısı tutum takınmasını sağlamıştı.

NATO’nun müdahalesini Sırbistan’a olan yakınlığı nedeniyle istememişken; Türkiye’nin tam üyeliği sayesinde ve ısrarlı çabaları neticesinde NATO; Bosna Hersek’e askeri kanadını sokmuştur. Hiç düşündünüz mü? Türkiye NATO’da söz hakkına sahip bir ülke olmasaydı Bosna dramı da tıpkı Filistin dramı gibi devam etmeyecek miydi? Bosna’da petrol yok onun için müdahale edilmiyor söylemleri ne çabuk unutuldu? Fransa’nın; İngiltere ve Amerika ile çıkar çatışmaları aklımızın bir köşesinde dursun. Günümüzde NATO’nun güvenilirliğinin sorgulandığı, büyük ölçüde Amerikan denetimine girdiği doğru. Bununla birlikte Türkiye’nin; güç dengelerinin birlik ve kuruluşlar tarafından yönetildiği bir dünyada; “veto” hakkının bulunduğu tek oluşumdan çıkması, zaten sıcak olan bu coğrafyada Türkiye’nin lehinden çok aleyhine olmayacak mı? Lütfen akıllı olalım!

Şu sorunun cevabı çok önemli; Türkiye için kısa ve uzun vadede zarar potansiyeli yüksek hangi güçtür? Avrupa Birliği midir Amerika mıdır? Risk hesabını iş adamları iyi yapar değil mi? Kuzey Irak’ta önemli projelere imza atan Ali Karani’nin; NATO üyesi bazı ülkelerin Türkiye ile birlikte ABD veya Avrupa Birliği üye ülkelerine karşı blok geliştirmesi mümkün değil midir? sorusu bu süreçte Türkiye’nin ne yapması gerektiğine ışık tutuyor. Türkiye, AB’nin “savunma gücü” olarak ortaya çıkan Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası’nda ve NATO ilişkilerinde “oy birliği” şartı mutlaka korunsun görüşünü sürekli dillendiriyor. Çünkü NATO’nun AGSP aracılığıyla “AB’nin dümen suyuna girmesi”nin ancak bu şekilde engellenebileceğini biliyor. Türkiye, ayrıca, bu kurumun misyonlarına asker göndermesine rağmen AB tarafından yeteri kadar bilgilendirilmediğinden şikâyetçi. Neden mi? 2003’te AB ile NATO arasında imzalanan “Avrupa Güvenlik Anlaşması”na Türkiye’nin katılımı, Güney Kıbrıs tarafından engelleniyor da ondan.

Türkiye ile aynı konumda bulunan Norveç’in üyeliğe kabul edildiği Avrupa Savunma Ajansı’na (EDA), Yunan ve Rum vetosu nedeniyle Türkiye’nin alınmaması durumu sonlandırılsın istiyoruz. Biliyoruz ki; Türkiye NATO ve AB ilişkilerinde hiçbir zaman alternatifsiz değil! ABD ve Avrupa Birliği Nato’da farklı tellerden çalıyor. NATO yoksa PESCO var! Avrupa Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker’in önerisiyle canlanan ‘Avrupa Ordusu’nun kurulması gerçekleşmek üzere. Juncker’in önerisi, Avrupa başkentlerinin “bağımsız davranma ve ABD’nin dayatma politikalarından kurtulma isteği”nin ortaya çıkmasında Washington’ın büyük bir pay sahibi olduğu Ukrayna krizi, aynı zamanda Avrupa güvenliğinin zayıf noktalarının da gün ışığına çıkmasını sağladı. Söz konusu zayıf noktalardan birinin de, “ABD’nin AB politikaları üzerinde çok etkin bir rol oynaması” olduğu anlaşıldı; bunun, Avrupa istikrarına yönelik bir tehdit oluşturduğu görüldü. Bu gerçek, algı olarak yaratılmaya çalışılan “saldırgan Rusya politikaları(!)” iddiasını geri plana itti. Avrupa Komisyonu Başkanı’nın önerisiyle birlikte Brüksel ve Avrupa başkentleri belki de nihayet, “bağımsız davranma ve ABD’nin dayatma politikasından kurtulma isteğini” açık açık dile getirmiş oldu. Bu nedenle, Avrupa Ordusunun kurulması, bağımsızlığı sembolize eden bir adım olarak da değerlendirilebilir.(6)

AB’nin 23 üyesi, savunma alanında daha sıkı işbirliği ve koordinasyon için kısaca Pesco olarak adlandırılan Almanya’nın ‘NATO’ya alternatif’ dediği anlaşmaya imza attı. Anlaşma kapsamında bir Avrupa Birliği ordusu oluşturulması öngörülmüyor. Ancak anlaşmaya imza atan her ülkeden, Avrupa Birliği’nin ortak savunmasına nasıl katkı yapabileceği konusunda ulusal planlarını hazırlamaları isteniyor. Bunun karşılığında Avrupa Birliği de 2020’den itibaren oluşturacağı 5 milyar euroluk bütçeyle Pesco’ya destek vermeyi taahhüt ediyor. Almanya Savunma Bakanı Ursula von der Leyen, ABD’nin NATO’ya yaklaşımı nedeniyle Avrupa’nın bir alternatife ihtiyacı olduğunu söylüyor. AB için ortak savunma politikası özellikle Almanya ve Fransa’nın desteklediği bir konu. Almanya ve Fransa arasında ikili istişarelerde geliştirilen Pesco fikri, daha sonra Avrupa Komisyonu’na iletilmiş ve diğer üye ülkelerin de görüşleri alınmıştı. 28 üyeli AB’nin 23 üye ülkesi savunma politikalarının uyumlu hale getirilmesi için uzlaşıya varmış durumda.(7)

Avrupa Birliği (AB), gelecekte ABD’den bağımsız ve gerekirse ona karşı savaşma kapasitesi geliştirme yönünde büyük bir adım attı. Neden böyle bir şeye gerek duyuldu? Çünkü Trump’ın “Önce Amerika” politikası, ABD ile Avrupa arasındaki gerilimleri şiddetlendirdi. ABD’nin Ortadoğu’daki ve Güneydoğu Asya’daki politikası, Berlin’de ve Paris’te, onların çıkarlarına yönelik bir saldırı olarak görülüyor. Ancak Berlin, Paris ve Brüksel, AB askeri işbirliğini NATO ile çelişmekten çok, onu tamamlayıcı olarak göstermeye çalışıyor. 2019’da AB’den ayrılacak olan Britanya’nın yanı sıra yalnızca dört küçük ülke (Danimarka, İrlanda, Malta ve Portekiz) anlaşmayı imzalamadı. AB devletleri, “sürekli yapısal işbirliği anlaşması” (PESCO) ile birlikte, silahların geliştirilmesi ve satın alınması ve ortak askeri müdahaleler için asker ve donanım sağlama konusunda yakın işbirliği yapmayı taahhüt ediyorlar. Anlaşma, Avrupa militarizminin tırmanmasına işaret ediyor. Tüm tarafların uyması gereken 20 koşulun birincisi, askeri harcamalarda düzenli bir artıştır. Bu artışın en az yüzde 20’sinin yeni silah alımlarına yönlendirilmesi gerekiyor. AB, kendi payına, ortak askeri projelere, yılda 500 milyon avro, 2021’den sonra ise 1 milyar avro katkıda bulunmayı planlıyor.(8)

NATO yüzde 70 oranında ABD’nin çıkarları doğrultusunda hareket ediyor ve artık uzun zamandır Avrupa’yı koruma görevini yerine getirmiyor. Çek askeri uzman Martin Koller’in dediği gibi AB; dil, ulus ve çıkarlara bölündüğünden Avrupa yurtseverliği diye bir şey yok. Avrupa ordusunun geleceği de yok. Olası Avrupa ordusunun savaşacak yetenekte olacağını kimse garanti edemez. NATO’nun başlıca görevi, Avrupa’yı Varşova Antlaşması’na karşı korumaktı. Varşova Antlaşması da uzun zamandır yok. İkincisi, ABD’nin Rusya karşıtlığında, çoğu kayıpları Avrupa’nın vereceği kararlara üstünlük vermesi tamamen mantıklı. Bunda ABD için iki olumlu faktör var: kayıpları minimum olacak ve Rusya’yla olası savaş sonrası ABD, Avrupa ülkelerine yönelik daha güçlü konum alabilecek. Umarım ki, Rusya’yla askeri çatışmayla ilgili tüm bu konuşmalar sadece kâğıt üzerinde kalacak.”(9) Can alıcı soru bence şu; Avrupa Güvenlik Anlaşması’nın bir sonraki adımı, Permanent Structured Cooperation (PESCO) yürürlüğe girdiğinde, aynı zamanda NATO üyesi olan, PESCO anlaşmasına imza koyan Avrupa Birliği üye ülkeleri, tıpkı Türkiye gibi S-400 benzeri, NATO envanterinde yer almayan savunma sistemini NATO kapsamı dışındaki başka bir ülkeden satın alırsa ne olur? NATO savunma sistemleriyle uyumlu olmayacağı bahanesiyle ABD posta koyar mı? Yoksa ABD Türkiye üzerinden mi NATO üyesi PESCO katılımcısı Avrupa Birliği ülkelerini test ediyor? O nedenle peşin hükümlü olmanın bize pek faydası olmayacaktır.

Bakınız:
1- https://tr.sputniknews.com/turkiye/201711181031055293-tatbikatta-kriz-yaratan-nato-belgeleri-ortaya-cikti/
2- http://www.dw.com/tr/stoltenberg-erdo%C4%9Fandan-bizzat-%C3%B6z%C3%BCr-diledi/a-41440853
3- http://www.haber7.com/guncel/haber/2476343-iste-natodaki-skandali-ortaya-cikaran-binbasi/?detay=1 4-
4- http://tr.euronews.com/2017/10/26/nato-turkiye-s-400u-almakta-ozgur-ama-kararin-sonuclari-da-olur
5- http://www.internethaber.com/abdden-turkiyeye-s-400-tehdidi-kisitlariz-1824037h.htm
6- https://tr.sputniknews.com/analiz/201503111014378297/2
7- http://www.abhaber.com/avrupanin-natoya-alternatifi-pesco-hakkinda-bilinmesi-gerekenler/
8- http://www.wsws.org/tr/articles/2017/11/17/euro-n17.html
9- https://tr.sputniknews.com/avrupa/201711141030999080-avrupa-ordusunun-gelecegi-yok/
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir