Kabul etmek lazım; İran’ın Türkiye’deki beşinci kol faaliyetleri oldukça başarılı. En büyük destekçisi hiç şüphesiz ideolojik nedenlerle İslam inkılabına sempati duyup sonra ‘hattı imam’ olan takipçiler. İran’la ilişkileri; kendilerinin tercih ettikleri bir ‘taklid mercii’ne intisapları, ticari ilişkiler, kültürel etkinlikler, Farsça öğrenmeler ve evliklerle devam ediyor. Marjinal sayılabilirler. Ancak hiç şüphesiz ki İran’ın Türkiye’deki siyasi ayağının oluşmasında etkileri yadsınamaz. Ancak İran Türkiye’de Şia üzerinden zemin bulmaya çalışıyor. Fars kökenli Türkiye vatandaşı bir elin sayısını geçmeyecek kadar az denilebilir.
Türkiye ile İran arasındaki siyasi dengeleri bozabilecek etken, İran’ın etnik yapısı. İran’da 26 milyon civarında Türk yaşıyor. İran Türklüğünün merkezi Tebriz. Tebriz’in Türk takımı Tractor Sazi, İran’ın en fanatik taraftarlarına sahip. Tractor Sazi maçlarına büyük önem veren Türkler, 80.000’den fazla seyirciyle İran’da kırılması güç bir rekora ulaştılar. Marşları ve sloganları ile İran Rejimine sürekli göndermeler yapan Tractor Sazi taraftarı, İran Rejimi tarafından da sıkı takip altında tutuluyor. Ay – Yıldız olan arması ve Kırmızı – Beyaz olan forma rengiyle de dikkat çeken Tractor Sazi, İran’daki en büyük taraftar topluluğuna sahip. Tractor Sazi’nin maçlarında stadı dolduran binlerce taraftar kurt gibi uluyarak takımlarına destek veriyor.
İran Ortadoğu’da bölgenin tartışılmaz süper gücü iddiasında. İnsan kaynaklarını mezhebi taassupla besliyor. Kerbela ideolojisiyle Afganistan ve Lübnan’dan hatta Pakistan topladıkları Şii gençleri askeri eğitimden geçirip, Irak, Suriye ve Yemen’de savaş alanlarına sürmekte başarılı. Onlar için ‘her gün Aşura her yer Kerbela’, her erkek Hüseyin her kadın Zeynep. Bu muazzam dini gücü siyasi bir mecraya dökebiliyor. Bölgede egemenliğini gerçekleştirmek için İmam Humeyni’nin büyük şeytan dediği Amerika ile Irak’ta, Rusya ile Suriye’de müttefik olmakta sakınca görmüyor. Üç yüz yıldır savaşmadığı Türkiye, İran için bir rakip ve şimdi şartların kendi lehine dönüştüğünü düşündüğü Irak’ta, Türkiye’yi dışlamanın, devre dışı bırakmanın hayalinde.
Bunun en için enformasyon kanallarını iyi çalıştırıyor. Türk ordusunu tahkir amaçlı düzmece haberlerin servis edildiği birçok haber ajansı ve internet portalı ile adeta Hitlerin propaganda bakanı Goebbels’i aratmayacak metot kullanılıyor. Dr. Paul Joseph Goebbels, Adolf Hitler’in en yakın arkadaşlarından biri ve en sadık yandaşıydı. Kendisi coşkulu ve enerjik hitabet yeteneği, sert anti-semitik görüşleri ve kitlesel propagandanın Büyük Yalan olarak bilinen tekniğini kullanmadaki ustalığıyla bilinirdi. Savaşın son yıllarında ilan edilen topyekûn savaş projesinin de mimarı olan Goebbels Alman halkını büyük ölçekli bir askeri çatışmaya hazırlamak için elinden gelen her şeyi yaptı. Şimdi aynısını İran istihbaratı, ABD ve batılı istihbarat örgütleriyle eşgüdümlü yapıyor.
Örneğin; 17 Ekim’de ‘gundemnews.com’da manşete çekilen “TSK tankları Irak’a girmeye çalıştı, Peşmergeler tanklara saldırdı!” başlıklı haber tam bir dezenformasyon işi. Aslında haber oldukça kısa ama tahribatı büyük. Bu uyduruk haber “Koalisyona alınmayan Türkiye, koalisyon güçlerinin ardından Irak’a girmek isteyince Peşmergeler Türk tanklarını taşla kovaladı.” sözcüklerinden ibaret.(http://www.gundemnews.com/haber/6875/tsk-tanklari-iraka-girmeye-calisti-pesmergeler-tanklara-saldirdi ) Ama bu haberi okuyup Türkiye’nin Başika’daki askeri varlığına ömür biçenlerde çıkmıyor değil. Önemli olan mevcut Türkiye yönetimini eleştirecek tenkit edecek bir bilgi kaynağının yalanda olsa çıkması. ‘gundemnews.com’ yurt dışında. Servis sağlayıcısı – NET MEDYA adına Metin GÜNEŞ. Fransa’dan servis ediliyor. Amaç kafa karıştırmak.
Şimdi İran istihbaratı ile irtibatlı ‘www.tasnimnews.com’dan söz etmek istiyorum. Tasnim; 2012’de İran’da kuruluyor, İran aleyhinde yapılan haberleri etkisizleştirmek, İran’ın siyasi propagandasını yapmak gibi misyonu var. Tasnim’in İran Devrim Muhafızları ile güçlü bağları mevcut. Hatta 10 Nisan 2013’te Devrim Muhafızları Komutanı Muhammed Ali Caferi Tasnim merkezini ziyaret etmiş ve Tasnim’i öven konuşma yapmıştı. Tasnim haberlerini İngilizce ve Farsça geçiyor. Türkiye’de de Türkçe yayın yapan internet portalı var. Tasnim’in “ Başika’daki Türk Güçleri Muhasaraya Alındı/Türkiye Dışişleri Bakanı Bağdat’a Gidiyor” başlıklı haberi tam bir dezenformasyon örneği.
Haber şöyle; “Irak Gönüllü Halk Güçleri Sözcüsü Yusuf el Kelabi Tesnim Haber Ajansına yaptığı açıklamada; geçen 48 saat içinde IŞİD güçleri Musul’un büyük bir bölümünde geri çekildi. Şimdi Türkiye ve Suriye’ye taraf kaçmaktadırlar. Kelabi, Türk askerlerinin Irakta olması durumuna ilişkin şu açıklamalarda bulundu: Irak ordu güçleri bu gün Başika bölgesinde hızlı bir şekilde ilerleyerek bölgeyi kontrol altına almış ve Türk askerlerinin olduğu kışlayı muhasara etmişlerdir. Irak ordusunun bu bölgeyi kontrol altına alması Türk güçlerini burada her türlü eylem yapma imkanını yok etmiştir ve Türk askerleri herhangi bir girişimde bulunurlarsa onlar hedef alınacaklardır. O, sözlerinin devamında; Musul operasyonunun aşamalarından birisi Türk askerlerini operasyondan uzak tutmak ve onları operasyon bölgesinden izole etmektir. Elde olan bilgilere göre; yakın zamanda Türkiye Dışişleri Bakanı yüksek rütbeli yetkililerle birlikte Bağdat ziyaretinde bulunup, Irak yetkilileri ile bu konuları müzakere edecekler.” Bu Kelabi çakalına ya da onu konuşturana , uyduruk haberi servis edene kalsa Başika’daki Türk askerine bir yudum su vermeyecekler. Unutmasınlar; “Tanrı tektir ordusu Türk’tür!”
Ömür Çelikdönmez
Twitter: @oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com
Musul haberlerinde İran dezenformasyonu!
389 1
Sayın Ömür Celikdonmez beyefendinin emeğine sağlık. Bir konuda fikir beyan edebilme bu dönemde sık rastlanan bir durum değil.
Ancak yazıda, İran ‘ın Ortadoğu’daki etkisi ve buna karşılık Türkiye’nın etkisizligi örnek verilerek belirtildiği halde, bu fiili durumun ne nedenlerinden ne de orta ve uzun vadedeki sonuçlarından bahsedilmiş. Öncelikle Turkiye’deki iç ve dış politikaların tamamının içe dönük politikalar olduğunu belirtmek isterim. Tabir-i caizse “tribünlere oynamak” durumu yaşanmaktadır. Dış politikada yer edinmenin yegane koşulu DİPLOMASİ dır. Bu kavram üzerinden yürüyen politikalarda güven ve sürdürülebilirlik vardır. Düşmanlarınız dahi yapılan diplomatik anlaşmalara saygı duyar. Buna karşılık ağzınıza tutulan her mikrofona kahvede oyun oynayan adamın diliyle muhatap devlet yetkililerine arkadaş ortamında bile söylenmesi ayıplanacak sözler söylerseniz devlet ciddiyetinden uzaklaşırsınız. Bu durumun tekrarı güvensizliği yol açar. Bu arada yaptığınız ağır abi konuşmaları iç politikada taraftarlarınıza iyi gelebilir. Ama siz bir devleti yonetiyorsanız attığınız her adımın bir karşılığı olacağını bilmek zorundasınız. Dış politikada bu çok önemli bir görüntüdür.
Son tahlilde Şam’da cuma namazı hayalini açık mikrofonlara haykırıp, 30 dekarlık Süleyman Şah türbesini koruyamaz ve sınırınıza taşırsanız artık sizi ciddiye almayabilirler. Burada hata sizindir. Tüm bunları bir kaç iran ya da başka ülke, örgüt enformasyon kanalına atfetmek sadece kolaycılıktır.
Saygılarımla
Selvet ALTUĞ
Isparta