İletişim hayatı kolaylaştıran, uzaklıkları ortadan kaldırıp insanları kavuşturan, zaman kaybını önleyerek tüm sorunların çözüme eriştiren bir değerdir.

Toplumsal iletişimin sıhhat evresinde olması, bilgi kirliliğinin önlenmesi ve doğru bir şekilde bilinçlenen halkın bütünlük ekseninde buluşması devletimizin gücüne güç katacaktır.

Dünyadaki en güçlü silah bilgidir. Bizleri zararlı unsurlardan koruyan, yanlış oluşumlardan uzak tutan, adil ve düzeni bozmadan hayatımızı idame ettiren güç bilgidir. İletişimin bilgi ekseninde doğru bir şekilde uygulanıyor olması her açıdan kazanımlarımızı arttıracak ve bizleri mutlak başarıya sevk edecek husustur.

Türkiye’de mobil abone sayısı 83,5 milyona yaklaştı. Böylece yaygınlık yüzde 100’e ulaştı. Mobil abonelerin 77 milyondan fazlası 4,5G hizmeti alanlardan oluştu.

Basın ve medyanın yanı sıra sosyal medya uygulamaları hayatın bir parçası haline geldi. Gündelik olarak normalin üstünde bir zaman evresini telefon üzerinden gerçekleştirdiğimiz işlemler veya sosyal medya uygulamalarında geçirir hale geldik. Bu derece etkili bir iletişim aracının servis ettiği uygulamaların doru bir şekilde bilgi sunması için iletişim başkanlığının konuya haiz bir çalışma içerisinde yol alması büyük bir kazanım olacaktır.

Özellikle göç ve zorunlu göç hususunda reel ve doğru bilgiler ile toplumumuzu suhulet eksenli bildirmemiz gerekiyor. Bireysel görüşlerin birer video çekimi ile sosyal medya üzerinden yayın yapılarak ülkelerinde tezahür eden iç karışıklık sonrası meydana gelen kaos süreci ardından zorunlu göç ederek hayatlarını kurtarma arayışında olanlara hiçbir şey yapamasak ta en azından ön yargı ile yaklaşmamaya gayret etmeliyiz.

Dış mihrakların ülkemizde irtibatta olduğu iç uzantılar ile bir provokatörlük tertip etmek isterse emin olun bu sığınmacı ve mülteci durumunda olan yabancı kişiler üzerinden olacaktır.

İnfial evresinin büyük olması istenirse şayet ilk provokatörlük sürecini yabancı kililer arasından kazandıkları eleman aracılığı ile tertip ederek kamuoyunun oluşması ve artan tansiyon süreci ile devletimize karşı olumsuz bir eylem sürecine dönüşmesi hedeflenebilir.

Gezi eylemlerinde daha önce yaşadığımız olumsuz hadiselerin analizini yaptığımızda yeni provokatörlük eylemi sığınmacı ve mülteciler üzerinden gerçekleşeceği olasılık teorisi üzerine önem teşkil eden bir durumdur.

Ulusal ve uluslararası kamuoyları, karar alıcı aktörler ve medya ile derinlikli ve çok yönlü ilişkiler geliştirmek; iletişimin tüm araç ve yöntemleri ile Türkiye’nin her alanda nitelikli temsilini sağlamak ve bu doğrultuda ‘Türkiye markasını güçlendirmek’için mücadele eden Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı güçlü bir strateji politikası ile başarılı sonuçlar ile ülkemizde sükûnetin korunmasına büyük katkı sunacaktır.

Mahmut Sami MALLI
Siyaset Bilimci