KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İRAN-TURAN SAVAŞLARI

İRAN-TURAN SAVAŞLARI

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
932 0

Sakalar, bozkırın tartışmalı konularından bir tanesidir. “İskit” sözcüğünü Yunanlılardan almışızdır. Birinci bin yılın ikinci yarısının ortalarında tüm Orta Avrasya ve Batı Avrasya’nın bir kısmını ele geçirmiş, başında yöneticisi olan bir yapı idi. Belki de Roma’dan önceki, İran’dan önceki dünyanın ilk imparatorluğu idi. Altaylardan Karpatlara yayılmışlardı. Turanlı-bozkır savaşçı halk tipini andırmaktaydılar. Tüm Turan özelliklerine sahiptiler. Atlı-göçebeler, kımız içiyorlar, ticarete önem veriyorlardı. Savaşları Turan usulü idi. Kendilerine Sak-a derlerdi. Yahudi ve Asurlular Askuzza; Eski İran Skuzza “okçu” olarak ifade edilirdi. Bozkır kavimleri daima “yay çekenler” diye adlandırılırdı. Kafkaslar’dan gelerek Orta Doğu’ya inmişler ve Mısır’a kadar pek çok yeri yağmalamışlardır. En çok da İran’daki Medler ile savaşmışlardır. Onların ünlü hükümdarı Afrasiyab/Alper Tunga Medlerce Urmiye yakınlarında zehirlenmiş ve Kimmerlerin ardılları olan Saka çağı son bulmuştur. Van gölünün doğusundaki sahada Urartular, Asurlar, Medler ile münasebet teşkil etmişlerdir. Saka dönemi uzun süreli rahatlık, zenginlik olan bir altın çağdır. Alper Tunga sonrası ise bir sarsıntı dönemidir.
Orta Asya’daki Sakalar ile İranlılar arasında yüzlerce yıl süren savaşlar olmuş ve bunlar her iki halkın destanlarında da yer almışladır. Bunların en eski kısmı Saka devrine aittir. Persler, Medlerden hükümranlığı almış; Kyroş Türkmenistan ile Özbekistan’ın kuzeybatı kesimlerinde yaşayan Saka soylu olan Massagetleri de yönetimi altına almak istemiştir. Massagetlerin başında kocasının ölümünden sonra başa geçmiş olan Tomris adlı bir kraliçe vardı. Kuraş, Massaget ülkesini ele geçirmek istediği için Tomris ile evlenmek istediğini bildirmişti. Tomris’in buna cevabı olumsuz olmuştu. Bu durumda savaştan başka çare kalmamış, Kuraş ya yerleşik medeniyetlerin taktiğini ya da Turan taktiğini uygulayacaktı. Büyük bir ziyafet hazırlayan Persler, Massaget ordusunun baskınına uğradı. Fakat bu plan Kuraş’ın bir tuzağı idi. Yemeklere hazır konan Massagetler, üzerlerindeki ağırlıkla birlikte Perslere yenilmişler, Tomris’in oğlu da esir alınmıştı. Tomris, oğlunun iade edilmesini istedi. Fakat ellerinin çözülmesini isteyen Tomris’in oğlu bir hamle ile kendini öldürdü. Bunun üzerine iki taraf arasında çok ağır bir savaş meydana geldi. Pers ordusu tamamen yok edildi. Tarihte bilinen ilk İran-Turan savaşı budur. İl Ari istilalarından sonra toparlanan ve ilerlemeye başlayan Turanlılar, Orta Asya’yı güney kısmı hariç Arilerden tamamen temizlemişlerdi ve İran dediğimiz sınıra dayanmışlardı. Saka çağındaki gelişmeler ile ilgili kaynaklar fazla bilgi vermese de destanlar çok şey fısıldamaktadırlar:
FERİDUN: Araplar’ın “Zahhak” adını verdikleri zalim bir hükümdar vardı. Acemler buna “İzdihak/Ezdehak” adını vermişlerdi ve kendilerinden olduğunu iddia etmişlerdi. Ejderha suretindeydi ve Kufe yolundaki Ners adlı bir köyde oturuyordu. Zulüm ile iş görmekte idi ve ensesindeki iki büyük urun acısını dindirmek için insan beyninin urlara sürülmesi gerekiyordu. Dolayısıyla acımadan insan öldürüyordu. İsfahan ahalisi Zahhak’a isyan etmişler, Feridun’u getirerek hükümdar yapmışlardı. Feridun, Zahhak’a karşı harekete geçerek bir demir çomakla başına vurarak onu bağladı.
Bazıları Feridun’un yüce Tanrı’nın kitabında andığı ve İbrahim’le macerası olan Zülkarneyn olduğunu iddia ederler. Feridun, memleketini oğulları arasında pay etmiş, hisseleri oklar üzerine yazmış ve her biri bu oklardan birini çekmiştir. (Üç ok vardı) Ve bunları Taberi nakletmiştir.
OĞUZ HAN: Diğer rivayet ise şöyledir: Oğuz Han tarafından halkı ondan korumak için başına bir demir çıda ile vurularak öldürülen zalim, Ögel’in ihtimal hesabına göre gergedan olarak tasvir edilmektedir.
Oğuz Han, başına demir bir çıda ile vurarak öldürmüş, Feridun ise halkını öldürüp yiyen Zahhak’ın başına demir bir çomak ile vurmuştu. Canavar gibi bir adamın başına niçin çomak ile vurulmuştu? Feridun da Oğuz Han da düşmanını sadece bayıltmak mı istemişlerdi? İkisi de aynı şeyleri yaptıklarına göre bunların aynı kimseler oldukları düşünülebilir mi? Oğuz Han, dünyanın büyük bir kısmını özellikle Hazar ve çevresini fethedip devletine katmış, yaşlandığında ise oğullarını toplayıp ülkeyi onlar arasında taksim etmiştir. Destanın esas alınması gereken Uygur nüshası göstermektedir ki, Oğuz Han ülkesini sadece üç oğlu arasında paylaştırmıştır. Feridun’un da ülkesini üçe bölmesi enteresan bir olgudur.
ZÜLKARNEYN VE ALP ER TONA: Oğuz Han ve Feridun gibi cihangir bir şahsiyet olarak Zülkarneyn’den de bahsedilmektedir. Tam olarak bilinen durum, dünyayı doğudan batıya hâkimiyetine almış olmasıdır. Onu İskender olarak yorumlayanlar olduğu gibi Feridun olarak yorumlayanlar da vardır. Zülkarneyn, halkların gönlünde taht kurmuş örnek bir insandı. Oğuz ve Feridun ile kıyaslamak için bu özelliği yeter diye düşünülmektedir.
Oğuz Han’ın ise Büyük Hun İmparatoru Mao-tun ile hiçbir alakasının olmadığı ortadadır. Tek alakaları babaları ile yapmış oldukları taht mücadelesidir. Oğuz, bir cihan fatihi idi. Çok sayıda ülkeyi alarak Türk boylarını kendine bağlamıştı. Büyük Hun İmparatorluğu ise sadece doğuda varlık sürdürmüştü.
Oğuz Han, Alp Er Tona/Afrasiyab ve Feridun büyük ihtimalle aynı kişilerdir. Cihangirlikleri ve insanların gönlünde taht kurmaları ile Kur’an’da zikredilen Zülkarneyn ile de benzeşmektedirler. Bu kimse insanlık tarihine derin izler bırakmıştır ve insanlar onu unutmamışlardır. Ve bu zat, tarihteki ilk Turan Devleti’nin hükümdarıdır. Bu devlet ise en geniş çağındaki Saka İmparatorluğu olabilir.

KAYNAK: Osman Karatay, İran ile Turan, Ötüken Yayınları, 2012.
Aybike GÜZAY

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir