Uzun zamandır Türkiye’nin Menbiç, Afrin ya da İdlib’e girmesi tartışılıyordu. Ancak Rakka operasyonunun bahane olarak gösterilmesi sonucu Türkiye, terör koridoruna darbe vuramazsa bile ilerlemesine karşı Fırat Kalkanı’nın yanı sıra ikinci kozunu oynayarak Rusya ve İran yönetimiyle, muhtemelen Suriye ile de, anlaşarak İdlib’e giriyor. Bir çok kez Türkiye’nin bölgeye girdiği iddia edilse de bir süredir bu konuyla alakalı somut adımlar atılıyor. Öncelikle Türkiye’nin siyasi karar alıcılarının ve askeri yöneticilerinin gerçekleştirdiği diplomatik görüşmeler önem arz etmektedir. Daha sonra sınıra zırhlı araçları konuşlandırılması ve Türk askerlerinin gönderilmesi birere örnektir. Ayrıca kısa bir süre önce Türkiye, Suriye sınırına ördüğü beton duvarın bazı kısımlarını sökmeye başladı. Bununla birlikte güvenliğin sağlanabilmesi için sürekli İHA’lar uçurulmakta ve ÖSO’ya ait bazı kuvvetlerin sınırı geçtiği gelen bilgiler arasında.
Operasyon’un Kapsamı ve Amacı
Türkiye’nin bölgeye yapacağı harekât her ne kadar Türk askerinin konuşlandırılması olarak görülse de HTŞ/Nursa terör örgütü Türkiye’ye karşı olduklarını ilan etti. Bu nedenle Türk ordusunun bir sıcak çatışmaya girme olasılığı bulunmaktadır. Bununla birlikte HTŞ/Nursa’nın Türkiye’deki uzantılarının topraklarımızda herhangi bir saldırı düzenlemesi de muhtemeldir.
Yukarıda belirttiğim gibi Türkiye’nin beton blokları kaldırdığı bölge konum itibariyle büyük bir önem arz etmektedir. Çünkü betonlar Afrin bölgesine yakın sınır bölgelerinden kaldırılmaktadır. Kısaca operasyonun temel amacı AB ve ABD destekli PKK/PYD’ye karşı önlem almaktır. Bu noktada Afrin’deki PKK/PYD örgütünün doğuya ve batıya doğru genişleme olasılığını ortadan kaldırmak ve olası bir Afrin operasyonunda terör örgütünü tamamıyla sıkıştırma hedeflenmektedir. Ayrıca ÖSO’ya bağlı bir örgüt olan Ahl-Al Diyar grubu Türkiye’nin Afrin’e düzenleyeceği herhangi bir operasyonu sonuna kadar destekleyeceğini ilan etti.
Türkiye’nin bölgeye girerken ayrıca desteklediği güçleri kontrol etmek, bölgedeki çatışmaları durdurmak ve ateşkesi sağlamak, ileride Suriye, Rusya ya da ABD tarafından İdlib’e yapılacak muhtemel bir operasyona hazırlıklı olmak, operasyon sırasında olası bir göç akımına karşı gereken önlemleri almak gibi amaçlarının olduğu düşünülebilir.
Sonuç olarak Türk siyasi karar alıcılarının uzun zamandır hatalı olan Suriye politikasından ders çıkardığı/çıkarmaya başladığı anlaşılmaktadır. Bölgeye harekâtların yapılması ya da Afrin ve Menbiç operasyonlarının öncelikli olmaması sorunlarının dışında Türkiye’nin Rusya, İran, Irak ve dolaylı olarak Suriye ile aynı rotada politikalar izlemesi bölgedeki Türk çıkarlarına ve bölge dinamiklerine daha uygundur. Ancak İdlib harekâtına dair getirilebilecek eleştiriler HTŞ/Nursa’nın güçlü olduğu bir bölgeye sadece Türkiye’nin girmesi ve Afrin ile Menbiç operasyonlarının ikinci plana atılmasıdır.
Operasyona ilişkin en önemli temennimiz Ortadoğu’da huzur ve istikrar egemen olması ve Türk ordusunun en az kayıpla bu süreci atlatmasıdır.
Emrah KAYA
Süleyman Demirel Üniversitesi Doktora Öğrencisi
Kafkassam Amerika Araştırmaları ve Terör Uzmanı