Kosova yeni ve gelişmekte olan bir ülke. 1999’da ağır bir savaş geçiren Kosova, geçirdiği zor dönemleri uluslararası kurumların ve diğer ülkelerin desteğiyle kendi devletini inşa etmeyi başarmıştı.
2008’de bağımsızlığını ilan eden Kosova, bugün 120’e yakın tanıma; birçok uluslararası anlaşmalara taraf; birçok organizasyona ve teşkilata üye olan bir ülke durumuna geldi.
Başta hukukun üstünlüğü olmak üzere, bugüne kadar ekonomik sorunlar, sağlık ve eğitim, kamu güvenliği ve yoksuzlukla mücadele gibi birçok alanda sorunlarla karşılaşmasına rağmen, zamanla bu alanlarda iyileşme katedilmiştir. Bunlar ülkemizin iç politikaları, tüm Yürütme organları bu sorunlara çözümler üretmek için gaye göstermiştir.
Fakat, Kosova’nın Sırbistan ile olan müzakere süreci, aslında bir iç mesele olarak halka lanse edilerek siyasileştirilmiş; bu konu üzerinden seçim propagandaları yapılmıştı.
Sırbistan’ın güçlü bir devlet kültürüne ve siyasi yapısına sahip olduğunu herkes çok iyi bilir. Sırbistanla her hangi bir konuda masaya oturmak bile zordur. Çünkü, Balkan politikasında onların planlaması daima etkili olmuştur. Bosna ve Hersek, Karadağ, Kuzey Makedonya ve Kosova’da halen farklı yapılanmalarıyla etkili olduğu bilinmektedir. İşte bu yüzden Kosova’nın bu zorlu müzakereci tarafı ikna etmesi ve müzakere sürecinin Kosova’nın lehine neticelendirilmesi için, önce Devlet olma yönünde olumlu adımları atması gerekiyordu.
Şubat 2021 seçimlerinde yaşanan değişimle birlikte, yeni bir sayfa açıldı. Sırbistanla müzakerelere tekrar başlanıldı. Fakat bu sefer, farklı bir tavırla. Haklı gerekçelerle diplomasiyi yürütmeye göz dikmişti Kosova.
Zaman zaman gözdağı vererek bunu başardı.
Öncelikle Sırbistan’da yapılan seçimlerin ve referandumun Kosova’nın ülke sınırları içerisinde yapılmaması; Kosova’nın kuzeyinde aktif olan suç örgütlerine yapılan operasyonlar; sürekli bağımsız ve egemen bir devlet yapısından bahsederek yeni bir diplomasi politikası geliştirerek Sırbistan’la masaya oturmayı ve masadan olumlu neticelerle kalkmayı başardı.
Bu neticeler, elbetteki öncelikle Kosova halkına aittir. Bu neticeler, Kosova halkının hak ettiği ve arzuladığı gelişmelerdir. Çünkü bizler her zaman barıştan ve müzakereden yana olduk. Savaştan önce de, savaştan sonra da.
Ancak Sırp yetkilileri, sürekli şiddet ve çatışma ihtimallerini iddia ederek, Kosova’da yaşayan Sırpların güvenlik sorunu olduğunu iddia ediyordu. Fakat gerçekler başkaydı. Çünkü bağımsızlıktan bu yana hiçbir Sırp ailesine, hiçbir saldırı yaşanmamıştır. Hatta devlet kurumlarında Arnavutlardan sonra en aktif ve etkili olan toplumdur. Devletimiz herkese karşı aynı muameleyi göstermiştir. Bunun güvencesi ise Kosova halkının yaklaşımıdır. İşte bu gerçek durumu dünyaya anlatmaya başladığımızda, müzakere sürecinde ve masasında, diplomaside ve tanınma süreçlerinde olumlu izlenimler almaya başladık. Umarım halk ve millet olarak, devletimizin yanında olmayı başarırız. Siyasi düşünceler ne olursa olsun, devlet ve memleket kültürünü güçlendirmek ve korumayı bilmeliyiz…
Kosova tam bağımsızlığı hak eden bir ülkedir.
Ertan Simitçi
