KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ayetullah Sistani’ye suikast kimin işine gelir?

Ayetullah Sistani’ye suikast kimin işine gelir?

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 10 dk okuma süresi
354 0

Irak’ta kartların yeniden karıldığına kimsenin itirazı yok. Asıl sorun kartların karılmasına kimin karar verdiği? Irak devleti kimin projesi ise kartları da o proje sahibinin karması imkân dâhilinde. Ancak bu bir olasılıktır her zaman düz Aristo mantığıyla yüzyıllık sosyal sorunlar bir çırpıda çözülemez. Bu nedenle Necef Şii Havza’nın mümessili Ayetullah uzma Hacı Seyit Ali Hüseyni Sistanî’ye sıhriyeti bilinen Iraklı Şii lider Mukteda el Sadr’ın, Suudi Arabistan’ı ziyareti ve Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la Cidde’de görüşmesinin, Ayetullah Sistani’nin tasarrufu olma ihtimali çok yüksek. Yine Irak’ın önde gelen siyasi aktörlerinden Ammar El Hekim’in İran’a yakınlığıyla bilinen eski partisini bırakıp, yeni kurduğu partisi Ulusal Hikmet Akımı’n, Ayetullah uzma Hacı Seyit Ali Hüseyni Sistanî’ye yakınlaşmak için hamleler yaptığı da bir gerçek.(1)
Mukteda el Sadr ve Ammar El Hekim’in ve onların üst akılı ve bağlı oldukları, Irak’ın dini ve siyasi otoritesi Ayetullah Sistani’nin, zaman zaman Selefi terör örgütü DAEŞ’e destek vermekle suçladıkları ve Şiilerin hasmı gördükleri Suud rejiminin kapısını çalmaları ne anlama geliyor? Acaba bu girişimler sadece Irak devletini ve Irak Şiiliğini İran’ın nüfuzundan kurtarmak yörüngesinden çıkarmak için mi yoksa Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin referandum kararıyla tarihin çöplüğüne atılması mümkün İngiliz/Fransız işbirliğinin sembolü Sykes-Picot’a yeniden işlerlik kazandırmaya yönelik mi? Trump’ın yönetime geldikten sonra ABD’nin İran’a askeri müdahale seçeneğinin masada olduğunu her fırsatta hatırlatması, Iraklıları İran’dan kopmaya mı zorluyor?
İşte tam da bu sorularının cevaplanması gerekirken Irak Terörle Mücadele ve İstihbarat Dairesi Genel Müdürü Ebu Ali Basri Irak’taki en büyük Şii dini merci kabul edilen Ayetullah Ali es-Sistani’yi hedef alan terör saldırısının önlendiğini bildirdi.(2) Bu Ebu Ali El Basri; bu suikast haberinden çok uzak değil birkaç hafta önce terör örgütü DAEŞ’in lideri Ebubekir el Bağdadi’nin hala sağ olduğunu ve Suriye toprakları içerisinde bulunduğunu açıklamıştı. El Basri, Bağdadi’nin Suriye’de saklandığını fakat Rakka kenti dışında olduğunu, terör örgütü lideri Ebubekir el Bağdadi’nin öldürüldüğü yönünde çıkan haberlerin bu nedenle asılsız olduğunu belirtmişti. Rusya Savunma Bakanlığı, 28 Mayıs’ta Rus Hava Kuvvetlerinin Rakka’nın güneyinde gerçekleştirdiği hava saldırısında DAEŞ lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin öldürüldüğünü açıklamıştı.(3)
İşin ilginci DAEŞ liderinin ölmediği ve Ayetullah Sistani’ye suikast haberlerinin, Irak’ta yayınlanan Es-Sabah gazetesinde yer alması. Bu koftiden Irak Terörle Mücadele ve İstihbarat Dairesi Genel Müdürü Ebu Ali Basri, ne hikmetse tıpkı Nasreddin Hocanın helvacı dükkânını bellediği gibi bu bilgileri Irak’ın en önemli 4 gazetesinden biri Es Sabah ile paylaşıyor. Çünkü El Sabah, ABD işgali sonrası Irak haberlerinin paylaşıldığı yarı resmi haber medya kuruluşu. El Sabah; Saddam döneminde kurulduğu için ortadan kaldırılan Irak Radyo Televizyon Kurumu yerine 21 Nisan 2003’te Irak Medya Ağı (el Irakiyye) adıyla tesis edilmişti. Irak Medya Ağı başlangıçta bir karasal vericiyle yayın yapan televizyon kanalı iki radyo istasyonu ve El Sabah Gazetesi’nden müteşekkildi. Yani bu haberler sahibin sesi. Zaten Ebu Ali Basri’nin Rus istihbaratından daha iyi iş çıkarması mümkün değil. Bu nedenle Rusların öldü dediği DAEŞ lideri Ebu Bekir el Bağdadi’nin ısrarla yaşadığına dair haberleri servis etmesi, Ayetullah Ali es-Sistani’yi hedef aldığı iddia edilen terör saldırısı haberine gerçeklik kazandırmak anlamına geliyor.
Neden peki? Irak ulusal istihbarat servisi 2004 yılında ABD tarafından atanan geçici hükümet tarafından kurulmuştu. Irak’ta, biri doğrudan ABD merkezi Haber alma örgütü CIA’ya diğeri de Irak devletine bağlı olan iki istihbarat servisi faaliyet gösteriyor. Irak devletine bağlı istihbarat servisinin başında bir dönem Kürt asıllı Şirvan Vail bulunuyordu. Şirvan Vaili yönetimindeki istihbarat servisinin her ilde bir temsilcisi mevcuttu. Sünnilerin Bağdat yönetiminden tasfiyesinden sonra Irak istihbaratının başına Şii Arap yöneticiler atandı. İşte Ayetullah Sistani’ye yönelik suikast olayını sözde ortaya çıkaran Ebu Ali’de Basralı Şii bir Arap. Hakkında Araplaşmış Kürt olduğuna dair iddialarda bulunan Ebu Ali El Basri, Irak Ulusal İstihbarat Servisi (INIS) (Dış İstihbarat ve Özel Harekat) bünyesinde değil de Genel Güvenlik Müdürlüğü (Irak) (GSD) (İç Güvenlik Ajansı) dahilinde görev yapıyor. Genel Güvenlik Müdürlüğü (Irak) (GSD) (İç Güvenlik Ajansı) teşkilat şemasına göre Terörle Mücadele ve İstihbarat Dairesi Genel Müdürü.
Şimdi Ayetullah Sistani’ye yönelik suikast haberlerini servis eden bu birimin, Sistani ve ekibine aba altından sopa gösterdiği söylenebilir. Sistani’nin Irak’ta istikrar arayışı ve Suudi rejimiyle temasları, Sykes-Picot’a bakış açısı onu bazı bölge devletlerinin hedefi haline getirebilir. Azeri asıllı Büyük Ayetullah Ebul Kasım el Hui’nin çizgisini sürdüren Ayetullah Sistanî Saddam Hüseyin yönetimiyle de mücadele etmiş, Baas rejiminin Necef İlim Havzası’nı dağıtmaya, Iraklı ve yabancı öğrencileri ülkeden çıkarmaya yönelik politikalarına karşı koymuştu. Ayetullah Sistanî, İran-Irak savaşında Necef’te kalmakta ısrarcı olmuş, İlim Havzası’nın bağımsızlığı için mücadeleden kaçmamıştı. Ayetullah Sistanî 1991’de, Baas rejimi Şabaniye İntifadası’nı bastırdığında, Şehid Mirza Ali Garevî ve Şehid Şeyh Murtaza Burucerdî ile birlikte tutuklanmış, Selam otelinde, Zürare kışlasında ve Rıdvaniye karakolunda işkenceye maruz kalmıştı.
1992’de Ayetullah Hoyî’nin vefatı üzerine taklid merciliğini üstlenen Ayetullah Sistanî, Baas rejiminin dinî merciliği dönüştürmeye yönelik politikalarına karşı çıkmıştı.(4) Saddam Hüseyin döneminde Necef ilim havzasının ayakta kalma mücadelesini veren Ayetullah Sistani’nin Irak’ın ABD tarafından işgali sonucu Saddam rejiminin çöküşüyle, Irak’ta Şiiliğin yeniden yükselişe geçmesindeki tarihi rolü inkar edilemez. Hoî’den sonra Necef merceiyetinin riyasetini üstlenen Ayetullah Ali Sistânî bu süreçte Irak’ın en önemli dini otoritesiydi. ABD işgalinin sona erdirilmesi ve demokratik bir yönetimin tesisi için sarf ettiği çabalar unutulamaz.
Bunları yaparken bu süreçte ağırlığı olan İran yönetimiyle işbirliğinden uzak durmadı. Siyasi davrandı ve muhalif olduğu velâyet-i fakih meselesi de dahil hiçbir konuda doğrudan İran’a karşı sesini yükseltmedi. ABD ve İran’ın Havzaya dönük dış müdahalelerini engelledi. Bu toplumsal misyonunu halen devam ettiriyor. Haşdi Şabi ve Irak ordusu üzerinde çok etkili. Sizce kim onu sevmez ve istemez, bedenini ortadan kaldırmak ister? Bu sorunun cevabını bilen Diyanet işleri Başkanı Mehmet Görmez’in neden emekliliğini istediğini ya da 15 Temmuz akşamı ortalık cayır cayır yanarken Yenimahalle’de ne aradığını da biliyordur?
Bakınız:
1- http://www.kafkassam.com/sii-koalisyon-dagildi-mukteda-es-sadr-suudi-arabistanda-irakta-neler-oluyor.html
2- https://tr.sputniknews.com/ortadogu/201707311029496799-irak-sii-lider-sistani-isid/
3- http://qha.com.ua/tr/askeri-guvenlik/irak-istihbarati-quot-bagdadi-hala-yasiyor-ve-su-an-suriye-de-quot/157613/
4- http://www.ehlibeytalimleri.com/ayetullah-sistan-kimdir-_d11558.html

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir