KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. ​Irak’ta İran’ın etkisi dağılmaya mı başlıyor?

​Irak’ta İran’ın etkisi dağılmaya mı başlıyor?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 7 dk okuma süresi
307 0

Irak siyaset sahasında hareketli saatler yaşanıyor. Cumhurbaşkanı Berhem Salih, yeni hükümeti kurma yetkisini en büyük meclis grubun dışından olan Nasr Koalisyonu üyesi ve eski Necef Valisi Adnan ez-Zurfi’ye verdi. Bu yeni gelişme Irak’taki siyasi hayatın artık iki eksen arasında bölüştürüldüğünün resmi olarak görülebilir.

Cumhurbaşkanı Salih, aldığı bu kararla ‘yüzleşme seçeneğinden’ yana tavır aldığını ilan ederek, ülkenin boşluk tünelinden bir an önce çıkmasını isteyen kitlenin ön safına geçmiş oldu. Salih bu kararıyla, başbakanlıkla ilgili her şeyin kendi çıkarları doğrultusunda dizayn edilmesini isteyen eksenin hegemonyasını sınırlandırmak istediğini gösterdi.

Salih, Zurfi’ye yetki vererek, İran ekseniyle çarpışmayı seçti. Irak’taki çoğu siyasi parti bundan sonra tercih edilecek seçimlerin, daha önceki hükümetlerin getirdiği palyatif çözümlerin aksine, İran adına çalışan ve iktidar koltuğuna sıkı sıkıya sarılan siyasi parti ve silahlı grupların etkisini kırmaya imkan sağlayacak yeni bir siyasi atmosfer oluşturmasını talep ediyor.

Salih’in Zurfi’den yana seçimini kullanmasına yönelik olumlu tepkiler de gecikmedi. Sivil toplum örgütleri ve protesto meydanlarında söz sahibi olan gençlik hareketleri Zurfi seçeneğini memnuniyetle karşıladı. Bu, aynı zamanda Irak’ın İran ekseninden çıkabileceğinin de bir göstergesi. Zurfi, yetkiyi aldıktan saatler sonra Kürt ve Sünni cepheden tebrik telefonları almaya başladı. Karşı tarafta ise Sairun ve Nasr koalisyonları dışında kalan Şii partiler destek vermeyeceklerini ilan etti.

Sairun’un Zurfi’nin yanında yer alsa da geriye kalan Şii partilerin bu seçeneğe sıcak bakma niyetlerinin olmadığı görülüyor. Mecliste milletvekilleri bulunan Şii partilerin çoğunluğu Zurfi’yi reddetti. Bunlar arasında yer alan Ulusal Hikmet Hareketi Salih’in Zurfi’yi seçerken izlediği mekanizmayı kabul etmediklerini ve çoğu etkili partiyi görmezden geldiğini belirtti. Diğer Şii parti ve gruplar ise Zurfi’ye karşı pozisyonlarını netleştirmek için bir toplantı düzenledi. Toplantıya katılanların listesi şöyle;

– Fetih Koalisyonu lideri Hadi el-Amiri

– Kanun Devleti Koalisyonu lideri Nuri el-Maliki

– Irak Yüksek İslam Konseyi Başkanı Hemmam Hamudi

– Irak Ulusal Güvenlik Danışmanı Falih el-Feyyad

– Asaib Ehlil Hak lideri Kays el-Hazeli

– Haşdi Şabi çatısı altındaki İmam Ali Tugayları lideri Şibl ez-Zeydi, Seyyid eş-Şuheda lideri Ala Velai, Nuceba Hareketi lideri Ekrem el-Kabi.

Toplantı sonrası yapılan ortak açıklamada, Zurfi’ye hükümet kurma yetkisinin reddedildiği belirtilerek, bu yetkilendirmenin ülke istikrarı üzerinde olumsuz sonuçlar yaratabileceği uyarısı yapıldı.

İran’a yakın Şii gruplar, eski Necef Valisi Zurfi’yi geçen aylarda protestocuların İran’ın Necef Başkonsolosluğu’nu ateşe vermesinden sorumlu tutmuştu.

Sairun Koalisyonu lideri Mukteda es-Sadr ile diğer Şii parti liderleri arasında Zurfi konusunda yaşanan görüş ayrılığı, İranlı General Kasım Süleymani’nin ölümü sonrasında Tahran’ın Şii parti liderleri ile Sadr’ı yakınlaştırma gayretlerinin sonuç vermediğini gösteriyor. Bu durum, aynı zamanda İran’ın Irak’ta ABD ile mücadele etmek için kurmaya çalıştığı ‘direniş ekseni’ üzerinde önümüzdeki süreçte olumsuz etkiler oluşturacağı anlamına geliyor.

İran’a yakın siyasi grupların oturup son süreçte yaşanan gelişmeleri gözden geçirerek yeniden durum değerlendirmesi yapmaması ve Zurfi’nin de meclisten güvenoyu için yeterli oyu alması halinde, söz konusu gruplar kendi elleriyle kendilerini iktidardan tasfiye edecek ve muhalefete geçmek zorunda kalacaktır. Irak’ta yeni bir sayfanın açılması ise halkın ülkedeki mali ve idari yolsuzluğun, askeri ve güvenlik alanında yaşanan çöküşün ve gerilemenin baş sorumlusu olarak gördüğü bu grupların gelecekte bir daha iktidar dümenine geçmelerini son derece zorlaştıracaktır. Bu grupların muhalefete geçmesi ise sadece Şii temelli bir muhalefetin ötesine geçmeyecek ve diğer gruplardan hiçbir katılım gerçekleşmeyecektir. Böyle bir tabloda Tahran’ın arzusunu yerine getiremeyen gruplar sadece İran’ın Irak’a yaptığı ‘yatırımlar’ konusunda sorgulamalara başlamasına yol açacaktır.

İran destekli Şii grupların, güç dengesini elinde tuttuğu önceki süreçten tamamen farklı olan yeni bir döneme girdikleri söylenebilir. Tahran’ın biriken hataları kabul etmesi ve şu an oluşan tablonun Irak’ta birlikte iş tuttuğu grupların bir eseri olduğunun farkına varmalıdır. Dolayısıyla Tahran’ın önünde artık iki seçenek var; ya silah zoruyla iktidarı elinde tutacak -ki bu seçenek ülkeye kaostan başka bir şey getirmez- ya da artık pragmatik hesapları bir kenara bırakarak iktidarı paylaşma yoluna gidecek.

Kasım Süleymani’nin 2018 seçimleri sonrasında Irak siyaset sahnesinde (Cumhurbaşkanı, Meclis Başkanı ve Başbakan seçiminde) şekillendirdiği ve ABD’ye karşı adeta zafer kazanarak oluşturduğu dengeler artık bugün geçerli değil. Özellikle Cumhurbaşkanı Salih’in Zurfi’den yana tercihini kullanması bize bunu gösteriyor. Aynı şekilde Meclis Başkanı Muhammed el-Halbusi’nin daha önce defalarca ülkenin İran etkisinden kurtulması gerektiği yönündeki vurguları da bu tezimizi destekler nitelikte. Şu anki tabloya göre Irak’ta İran’ın etkisini sınırlandırmayı isteyen ABD’nin bu noktada ciddi bir ilerleme kaydettiği görülüyor. Nitekim ABD Başkanı Mike Pompeo’nun şartlı da olsa Zurfi’nin yetkilendirilmesi karşısında hızla yaptığı ‘memnuniyet’ açıklaması da bunu gösteriyor. Ancak Pompeo’nun yaptığı açıklamada, erken zafer ilan etmemesi ile Tahran’a müzakere masasına dönmesi için bir açık kapı bıraktığı söylenebilir.

Hasan Fahs

Şarku’l Avsat

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir