KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Rusya
  4. »
  5. Viktoriya Panova: Türkiye ile ortaklığın derinleştirilmesi Rus politikasının parçasıdır

Viktoriya Panova: Türkiye ile ortaklığın derinleştirilmesi Rus politikasının parçasıdır

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
105 0

Rusya’nın en saygın üniversitelerinden Ekonomi Yüksek Okulu Rektör Yardımcısı Viktoriya Panova, Türkiye ile karşılıklı yarar sağlayan ortaklığın derinleştirilmesinin Rus dış politikası konseptinin bir parçası olduğunu söyledi.
Aynı zamanda Rusya Federasyonu’nun W20’deki şerpası, W20, G20, BRICS, insani işbirliği, uluslararası güvenlik ve sürdürülebilir kalkınma konularında uzman olan Viktoriya Panova, Sputnik’e verdiği özel röportajda BRICS’in geleceği, Rusya’nın Ortadoğu ülkeleriyle ilişkileri ve küresel ısınma tehdidi konularını değerlendirdi.
BRICS’in genişlemesi – bu uluslarüstü birliğin geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
BRICS’e yeni üyelerin katılması, Birliğin umut vaadeden bir geleceğe sahip olduğunu gösteriyor. Giderek daha fazla ülke, BRICS’i, küresel konumu kendi çıkarlarıyla en uyumlu olan uluslararası platform olarak görüyor. Dünyada çoğunlukta olan ülkelerin çıkarlarının ana sözcüsü olmak, gelişmekte olan ülkelerin sesi ve çıkarlarını dikkate alarak uluslararası düzeni ilerletmek zaten BRICS’in temel ilkelerinden biriydi.
BRICS, her şeyden önce gelişmekte olan ülkelere, Asya, Afrika ve Latin Amerika gibi bölgelere her zaman açıktır, ancak kapsayıcı format olarak, ilgili devletlerin coğrafi, politik, ekonomik veya diğer niteliklerinden ziyade yapıcı tutumları ve eşit diyaloğa hazır olmaları temel ilkedir.
Rusya Federasyonu ile Yakın ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkilerin mevcut durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz? Rusya Federasyonu’nun en önemli ortakları hangi ülkeler?
Rusya’nın Ortadoğu bölgesindeki tüm ülkelerle verimli, karşılıklı saygıya dayalı ilişkileri var. Rusya Federasyonu’nun 31 Mart 2023 tarihli Dış Politika Konsepti’nde, Ortadoğu ve İslam dünyası ülkelerinin, küresel ve bölgesel ölçekte güvenlik ve istikrarın sağlanması ve ekonomik sorunların çözümü konularında Rusya’nın giderek daha güvenilir ortakları haline geldiği belirtiliyor. İslam dünyası ‘dost’ olarak nitelendiriliyor.
Ayrıca, Rusya’nın İran İslam Cumhuriyeti ile kapsamlı ve güvenilir işbirliğinin geliştirilmesine, Suriye Arap Cumhuriyeti’ne kapsamlı desteğin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti, Suudi Arabistan Krallığı, Mısır Arap Cumhuriyeti ve İslam İşbirliği Teşkilatı’nın (İİT) üyesi diğer ülkelerle çok yönlü karşılıklı yarar sağlayan ortaklığın derinleşmesine öncelik vereceği vurgulanıyor.
Son yıllarda Rusya, Ortadoğu ülkeleriyle siyasi ve ekonomik ilişkilerini bir bütün olarak önemli ölçüde artırdı. 2021 yılında Rusya ile İslam İşbirliği Teşkilatı ülkeleri arasındaki toplam ticaret hacmi 2017 yılına göre yüzde 43 artışla 113 milyar ABD dolarına ulaştı. 2022’de bu rakam yüzde 30 daha arttı. Rusya’nın Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkeleriyle olan ticaret cirosu beş yılda yüzde 80’den fazla arttı ve şu anda yılda yaklaşık 95 milyar dolar seviyesinde. Ülkemizin genel olarak doğuya yönelimi göz önüne alındığında tüm bu rakamlar daha da artacaktır.
Küresel ısınma sorunu ne kadar önemli? Başta Ortadoğu ülkeleri olmak üzere ülkelerin küresel ısınmayla mücadele çabalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Küresel iklim değişikliği şüphesiz günümüzde insanlığın en acil sorunlarından biri olarak duruyor. Son yıllarda dünyanın hemen hemen tüm bölgelerinde sıcak hava dalgaları yaşandı. Ayrıca 2020 yılında Antarktika’da rekor düzeyde hava sıcaklığı kaydedildi. Kuraklık sorunu Ortadoğu için özellikle önemli, çünkü bu bölgenin halihazırda suya erişim sorunları söz konusu.
Ortadoğu ülkeleri ‘yeşil’ ekonominin geliştirilmesine aktif olarak katılıyor. Uzmanlar Mısır, İran, Katar, BAE, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin Ortadoğu’da en fazla yenilenebilir enerji projesine yoğunlaşan ülkeler olmasını bekliyor. Ortadoğu’da yeşil enerjinin gelişmesine güneşli günlerin bolluğunun yanı sıra, bölgedeki birçok ülkenin üretiminden beklentileri olduğu düşük maliyetli ‘yeşil’ hidrojen gibi bir dizi faktör eşlik ediyor. Yeşil ekonomi gündemi bölge ülkeleri için son derece önemli hale geliyor.

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir