​ABD, Birleşik Krallık, Fransa, Almanya, İtalya, Kanada ve Japonya’dan oluşan G 7 liderleri bu hafta başında yaptıkları toplantıda;
​Rusya’nın tamamen etkisizleştirilmesi için eksik kalan adımların atılması konusunda görüş birliğinde olduklarını ilan ettiler.
​Aslında G 7 ülkelerinin son toplantısında dikkat çeken konu;
​Asya Pasifik’e yönelik atılacak adımların somut olarak palanlanması idi.
​Özellikle Çin’in KUŞAK YOL adıyla geliştirdiği proje yolu ile Çin’den Avrupa’ya ulaşan güzergahtaki ülkeleri borçlandırarak yönetilebilir duruma getirmesi;
​Uzun zamandır Uluslararası Politikanın konusu idi.
​G 7 ülkeleri bu konuda 600 milyar dolarlık bir fonun Çin’in trilyonlarca dolarlık yapmış olduğu planlara karşılık ayrılması konusunda anlaştı.
​Bu fon’a ABD 200, Avrupa Birliği, 300(Milyar Euro) diğerleri 100 milyar dolar kaynak aktaracak.
​Geçen yıl ilk kez İngiltere’de yapılan toplantıda gündeme gelen bu konu; ABD Başkanı Bıden’ın kararlı tutumu nedeniyle ortaya çıktı.
​Bıden; “Herkese Kazanç Sağlayacak Bir Yatırım” olarak nitelendirdi.
​Çin, lideri Şi Cinping’in 2013 yılında açıkladığı proje kapsamında;
​Liman, Yol ve Köprü projelerine kaynak sağlamaya başlamıştı.
​Bu çerçevede ilgili ülkeler ciddi anlamda borçlandırılmakta ve ödemeler dengesi bozulan ülkeler;
​Çin’in kontrolü altına girmektedir.
​Bu bizim siyasi kültürümüzde çok iyi bilinen bir konudur.
​Bilge Kağan; “Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırıp, konduktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş.” İfadesine yer verir.
​NATO ise Madrid’de liderler düzeyinde bir araya gelerek bir STRATEJİK KONSEPT BELGESİ yayımladı.
​Bu belgeye göre;
​Rusya doğrudan tehdit bir ülke olarak tanımlanarak, G 7’deki alınan kararlarla uyuşan;
​Rusya’nın tamamen etkisizleştirilmesi için güvenlik boyutlu adımlarında atılacağı ortaya konulmuş oldu.
​Elbette Finlandiya’ya NATO’nun yerleşmesi;
​Başlı başına bir stratejik hamledir.
​Bize göre NATO liderler toplantısının en önemli konusu;
​Çin’in bir tehdit olarak STRATEJİK KONSEPT BELGESİNDEKİ yerini almasıdır.
​Bu konuda; “Çin’in hırsları ve zorlayıcı politikaları, çıkarlarımıza, güvenliğimize ve değerlerimize meydan okuyor. Çin küresel ayak izini ve proje gücünü artırmak için geniş bir yelpazede siyasi, ekonomik ve askeri araçlar kullanırken, stratejisi, niyetleri ve askeri birikimi hakkında belirsizliğini koruyor.” Şeklinde kulanılan ifade ile Çin konusundaki endişeler ve önlem alınması gereken öncelikler olduğu vurgulandı.
​Ayrıca “Çin, kilit teknolojik ve endüstriyel sektörleri, kritik altyapıyı ve stratejik malzemeleri ve tedarik zincirlerini kontrol etmeye çalışıyor. Ekonomik gücünü stratejik bağımlılıklar yaratmak ve etkisini artırmak için kullanıyor.” Denilerek,
​Çin’in
​Emperyalist kimliğine,
​Kontrolsüz yaklaşımlarına,
​ Küresel düzeyde oluşturduğu tehdide dikkat çekildi.
​Tıpkı G 7 ülkelerinin almış olduğu kararlara paralel olarak;
​NATO ülkeleride;
​Çin’den yönelen tehditlere karşı;
​Birlikte hareket edileceğini açık bir şekilde ortaya koydu.
​Bu iki toplantıda alınan kararlar ile ABD ve Birleşik Krallık Asya Pasifik’te uzun zamandır devam eden gerginliği;
​G 7 ve NATO marifeti ile daha kolay kontrol altına alabilecektir.

Selçuk Duman