Bütün savaşlarda, doğrudan yöntem savaşa girmekle kullanılabilir ama zaferi garantileyebilmek için dolaylı yöntemler gerekmektedir. Spor alanı da bu dolaylı yöntemlerin başında gelmektedir.
Toplumlara ideoloji zehri aşılanırken bu zehir sadece siyasi düşünce eksenli olarak sunulmamıştır. Aynı zamanda insanların sosyal olarak zaman geçirdikleri ve eğlence kültürlerini sürdürdükleri alanlara da hitap eden endüstri odaklı bir hamle ile gruplaşma ve çatışmaları da tetiklenmektedir.
Bu stratejinin alt zeminini hazırlayacak medya ile iç içe sürdürülecek, otokontrolünün devlet dengesinin dışına çıkabileceği de ön planda tutularak hazırlanan beşinci güç merkezi spor sektörüdür.
Bu güç merkezleri, çoğu kez dış destekli lobilerinde göz diktikleri alanlar olmakla birlikte, her yabancı gizli servisin de arasına sızdığı uluslararası büyük spor kulüpleri vardır. Büyük ihtimalle kulüp yöneticilerinin dahi hiç bilmedikleri gizli servis elemanları hedef seçilen ülkelerin milli sırlarına erişmek veya mevcut hükumetin politikalarını sabote etmek için bu alanları kullanmaktadırlar.
Eğlence sektörüne de yön veren spor etkinlikleri zararsız bir faaliyet olduğu için, yabancı casuslar dikkat çekmemek adına bu açık adresi kullanmaktadırlar.
Aynı zamanda çok büyük bir ticaret alanı olan spor, ticari açıdan çok büyük kazanımlar getirmektedir. Her gün binlerce ürün farklı cephelerden (reklam, halkla ilişkiler, sponsorluk, satış noktası etkinlikleri, promosyon vb.) gönderdiği spor ürünlerini tanıtan marka mesajlarına maruz kalan tüketicinin, zihnine ulaşmada kullanılan taktikler farklılaşmakta ve adeta marka savaşlarının yanı sıra, gruplaşmaların da zemini hazırlanmaktadır.
Bu savaşların en çok görüldüğü alanlar ise spor organizasyonlarıdır. Spor, hayatın her anında tüketicinin karşısına çıkmakta ve talep görmektedir. Birbirine bağlı sektörleri etkileme gücünü de katarak büyük ölçekli bir endüstri haline dönüşmüştür.
Dünyanın önde gelen şirketleri sporun cazibesinden faydalanarak pazar paylarını artırmaya çalışmaktadırlar. Spor, sponsorlukla ilgili en popüler alanlardan biridir. Üst akıl, spor sektörü ile kitleleri gruplara ayırarak ileriye yönelik çatışmalarda kullanmayı hedeflemektedir.
Yukarıdaki bilimsel analizden yola çıkarak Arabistan’da Riyad’ da gerçekleşen Fenerbahçe ile Galatasaray arasındaki maça mani olacak ve kaotik bir denge hedefleyenlerin asıl amacının spor olmadığı ve Türkiye’nin nitelikli bir şekilde kalkınmasına mani olunmak istemeleri hedeflerine odaklanarak analiz tertip edilmelidir.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti kurucusu ve lideridir, bunu özellikle Arabistan tarafından tartışma konusu yapanlar Türk milletini ve Türkiye’yi topyekûn olarak karşısında bulur.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu konuda hassas bir gözlem ve stratejik analiz eşliğinde süreci yakinen takip ederek olası bir Fetö benzeri provakatif eyleme müsaade etmeyeceğini herkesin bilmesi gerekiyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan Necip Fazıl Ödülleri töreninde bu konuya hassasiyetle yaklaşmış, değerlerimizi ve müktesebatımızı herşeye rağmen koruyacağız, kimse konuları gündelik siyasette tartışma malzemesi yapmasın diyerek dirayetli bir şekilde olumsuzlukların karşısında durmuştur.
Milletimizinde bu minvalde süreci ele alarak görünenle yetinmeyip gerçeğe odaklanması en büyük temennimizdir.
