Abdullah Buksur

Yakın geçmişte halkı kışkırtarak onlarca kişinin ölümüne, yüzlerce insanın yaralanmasına neden olanlar, Rusya (KGB), Çin Devlet Güvenlik Bakanlığı (MSS) ve Amerika (Soros) hesabına çalışan kişiler, ülkelerine nasıl bir zarar verdiklerini ve Kırgızlar gördüler.

Kırgızistan Halkı seçimlere itiraz etti, eski Cumhurbaşkanını ve bir Millet vekilini içerden çıkardı, ama aklı selim hakim oldu ve yakıp yıkan olmadı. Bağımsızlığını kazandığı 28 yıl boyunca çok şeyler yaşamış olan Kırgızistan, ABD nin Soros’u, Rusya’nın KGB si seçimleri etkileyecek şekilde rol almamış olmasının sonuçlarını Kırgız Halkı gördü. Yaşadıklarından ders alarak deneyim kazandığını ve Kırgız halkı kendi geleceğine güvendiğini, inandığını göstermiştir.
Her şeye rağmen sağduyulu olmayı, hoşgörülü olmayı becermiştir. Kırgızistan’da taşların yerine oturabilmesi için, Rusya’nın, Çin’in ve ABD’nin elini eteğine yapışanlar da dahil olmak üzere,ı bu sürecin dışında kalmasıdır.
Seçim sürecinde sayın Cumhurbaşkanı ve devleti yönetenlerin, Kırgız Halkının yaşamı temelli tutum ve davranışından dolayı takdire şayandır.
Eğer en kısa zamanda seçim yenilenmez ve muhalifler asgari müştereklerde birleşmez ise şu ana kadar etkili olamayan güçlerin, etkinliğinin artacağı ülkede kaos ortamının oluşacağı ortadadır. Bu konuda meydanı boş bulduklarını düşünerek halkı provoke etme çalışmalarına başladığı olumsuz ve ayrımcı propaganda yaptıkları herkesin malumudur.
Bu noktada ifade edilmesi gereken en önemli tehlike; ülkenin Güney ve Kuzey olarak iki parçaya bölünme ihtimalinin sürekli dillendiriliyor olmasıdır. 4 Ekim’deki seçimler ve sonrasında dış güçlerin rolünün olmadığını rahatlıkla söylemek mümkün olsa da, tarafların anlaşamaması durumunda dış güçlerin tekrar ortalığı karıştırmak için girişimde bulunma ihtimali olduğu da bilinmektedir.
Kırgızistan’ın bölünmesini önlemenin tek yolu, Türkiye organize terliğin de Kazakistan, Özbekistan gibi ülkelerin aktif katılımı başta olmak üzere, Türk Türk Kengeşi’nin toplanarak,ele alması önerimizdir.