Hain darbe gecesinin gizli kahramanı Emniyet Amiri Fatih Eryılmaz, Ergenekon’da gördüğümüz isimsiz ihbar mektuplarıyla 21 yıl önce tanıştı ve örgütü SÖZCÜ’ye anlattı.
15 Temmuz darbe girişimi sırasında FETÖ’cülerle mücadele ederken yaralanan ve 1,5 ay hastanede tedavi gören Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz, gazi olarak emekliye ayrıldı. 21 yıl Emniyet teşkilatı içinde Çevik Kuvvet ve Asayiş Şubesi Cinayet masasında görev yapan Eryılmaz, FETÖ’cülerin kumpaslarına uğradı. FETÖ ile mücadele ederken önce hukuk fakültesini bitirdi, ardından da emekliye ayrıldı. SÖZCÜ’ye konuşan Eryılmaz, 21 yıllık meslek hayatını ve FETÖ ile mücadelesini anlattı.
ARKADAŞLARIMI UYARDIM
Eryılmaz, 1988 yılında Kayseri Polis Koleji’nde başladığı serüveni şu sözlerle aktardı: “Biz koleje devletin okulu olduğunu zannederek girdik. Ancak tüm idare ve öğretmen kadrosu dahil FETÖ’ye tımar olarak verilmiş bir yer olduğunu anladım. FETÖ’yü fark edip taleplerine karşı çıkmaya başlamamızla beraber 30 yıl boyunca süren baskı ve zulmün başlangıç günleridir. FETÖ’nün soruları vererek polis kolejini kazandırdığı öğrencilerin dershane ve Işık evlerinden yetiştirilerek okula soktuğu öğrencilerdi.”
‘KAFALAMA’ ÇALIŞMASI
“Bunların ‘Kafalama’ diye tabirleri vardır. Örgüte eleman kazandırma yöntemidir. Örgütten olan bir öğrenci örgütten olmayan başka bir öğrenciyle eşleştiriliyor ve arkadaşlık kurdurmaya başlayan ısındırma dönemi yaşanıyor. Önce deneme sonra ısındırma dönemi ve son olarak örgüte kazandırma diye tarif edeceğimiz bir çalışma planları var. Sizin saf duygularla düşündüğünüz arkadaşlık bir yem olarak kullanılmakta ve kişi kapana düşürülmektedir. Örümcek ağına çekilmektedir.”
mudur-2
NASIL HEDEF OLDUM?
“Ben bunu fark ettiğimde bu davranışları ve arkadaşlıkları reddettim. Bu kirli ilişki ağını ilk olarak okulda devlet görevlisi olarak düşündüğümüz ancak daha sonra örgütün en militan elemanları olduğunu anladığımız sıralı amirleri ve sınıf komiserlerine ilettim. Bu şikayetimden sonra FETÖ’nün hedefine girdim. Ben okulda sürekli kitap okuyan, araştıran, yakın arkadaşlarıma okuduğum kitapları tavsiye eden bir öğrenciydim. Bu süreçte kitap tavsiye ettiğim arkadaşlar cemaatin kontrolünden çıkmaya başladı. Bununla beraber örgütün hedefi haline geldi.”
KUMPASLAR KOLEJDE
FETÖ ile mücadeleye 15 yaşında başladığını söyleyen Eryılmaz, kendisine kurulan kumpasların kolej öğrencisiyken başladığını vurgulayıp şöyle konuştu: “FETÖ’nün kontrol altına almaya çalıştığı devlet ve millet hassasiyeti belli olan arkadaşlarımı bu örgüte karşı uyarmaya başladım. Örneğin, Okul yönetmeliğine göre bir öğrenciye üst üste 4 defa hafta sonu izni cezası verilebilir. Ancak bana bu ceza 2 yıl boyunca hep uygulandı. Dört hafta üst üste ceza aldıktan sonra, bir hafta sonu izne çıkartıldım ardından yine 4 hafta izinsiz şekilde devam ettim.”
KATİLİN PARMAK İZLERİ
Türkiye’nin 2007 yılında tanıştığı isimsiz ihbar mektuplarını 1996 yılında gördüklerini belirten Fatih Eryılmaz, Ergenekon gibi davaların başladığı gün bu işin FETÖ kumpası olduğunu anladığını söyledi. Eryılmaz yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Okulu bitirdikten sonra mesleğe başlayınca belli dönemlerde özellikle tayin ve rütbe alma zamanlarında ben ve benim gibi FETÖ karşısında duran kişiler hakkında belli bir merkezden yazıldığı belli olan iftira dolu isimsiz ihbar mektupları gönderiliyordu. Bu ihbar mektupları yüzünden de hakkımızda soruşturmalar açılıyordu. Yani Türkiye kamuoyunun Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi FETÖ kumpası olduğu ortaya çıkan davalarda öğrendiği isimsiz ihbar mektuplarını biz 1996 yılında görmüştük. Ben Ergenekon’la başlayan süreçte isimsiz ihbar mektuplarını gördüğüm de bu ve benzeri davaların FETÖ kumpası olduğunu anlamıştım. FETÖ’nün parmak izlerini görmüştüm. Çocukluğumuzu ve gençliğimizi katleden, katil işin de ustalaşmış ve vites büyütmüş, mektupları CD’ye evrilmiş tam bir seri katile dönüşmüştü.
6 KEZ KUMSAPA UĞRADI
Fatih Eryılmaz kendine kurulan kumpasları ve yaşadıklarını da şu sözlerle aktardı: “Bu toplu katliam sürecinde 2 adet organize suç çetesi, Ergenekon, Odatv, Balyoz, İBDA-C bahanesiyle soruşturuldum, gözaltına alındım, yargılandım, telefonlarım dinlendi ve fiziki takibe maruz kaldım. Bu kumpaslarla açığa alındım, meslekten ihracım istendi. Ancak bu davalardan beraat ettikten sonra da bana yapılanlar bitmedi. Ankara’da görev yaparken Ağrı’ya gönderildim. Burada da Ergenekon ve Odatv davalarından soruşturma geçirdim.”
BU ÖRGÜT MATRİX’TİR
FETÖ’yü Türkiye’de en iyi bilen bir kaç kişiden biri olan Eryılmaz, örgütü ve yapılan mücadele ile ilgili şu tespitleri yaptı: “Her ne kadar insanlar 17-25 Aralık ve 15 Temmuz sonrası bu örgütü tanıdığını düşünse de tanınan kısım buz dağının görünen kısmı kadardır. Bugün bu örgüt İslam ve Batı dünyasında tarihte ve bügün var olan Haşhaşiler, Bahailer, Kadiyaniler, Opudei, Cizvitler gibi örgütlerle karşılaştırılıyor. Tabii ki bu karşılaştırmalar bize bir fikir verir ancak bu örgütü tamamen anlatmaz. Bu FETÖ bir Matrix’tir. Bu Matrix, konvansiyonel düşünceyle anlaşılamaz. Bu Matrix milyarlarca karakterde oluşan, içerisinde yukarıda saydığımız örgütlerden karakterler de bulacağımız modern bir yazılımdır. Yazılımı yapanlar ülkemizi canlı bir labarotuvar alanı olarak kullanmışlardır. Burada ana kavram Tıp’ta ödünç alınan bir kavram olan infiltlation olup, sözlük anlamı sızıp içine girmek, askeri kavram olarak anlamı düşman hatlarının gerisine gizlice girmektir. Esasında bu kavram tıbbi bir kavramdır. Tıpta infiltration, kanser hücresinin vücudun en yaşamsal bölgelerinin tüm hücrelerine girmesi ve yayılması demektir.”
YÜZLERCE ARI KOVANI
“FETÖ yapılanması konvansiyonel hiçbir örgütle kıyas edilemeyecek, asimetrik ve sofistike bir örgütlenmedir. 15 Temmuz 2016 sonrası FETÖ’nün bazı yapılanmaları deşifre olmuştur. Ancak kamuoyunda dikkatler ve tartışmalar bir çıtadaki tek bir peteğin faaliyetini, bu örgütün tüm faaliyeti olarak değerlendirme eğilimine girmiştir. Bu eğilim üzerinden gidilirse sorun eksik ve yanlış teşhis edileceğinden örgüt ile mücadelede doğru tedbirler alınamayacaktır.”
FOTO:SÖZCÜ- Can Özçelik’in sorularını yanıtladı.
FOTO:SÖZCÜ- Fatih Eryılmaz, Can Özçelik’in sorularını yanıtladı.
‘FETÖ İLE MÜCADELEDE VİTES YÜKSELTMEK İÇİN EMEKLİ OLDUM’
EMEKLI Emniyet Müdürü Fatih Eryılmaz, “FETÖ’yü bu kadar kapsamlı inceleyen ve mücadeleyi en iyi yapabilecek kişiler arasında yer alırken neden emekli olmayı tercih ettiniz” sorusuna şöyle yanıt verdi: “Bu örgütle mücadelemde vites yükseltebilmek için yeni bir alana ihtiyacım vardı. Aynı zamanda hukuk fakültesi mezunuyum bürokratik bağlardan arınmış olarak hukukçu kimliğimi bu mücadeleyi daha yüksek bir performansa kavuşturabileceğime inanıyorum. Benim bu örgütle konuştuğum ve mücadele ettiğim zamanlarda bize selam dahi verilmiyordu. Konuşmak dezavantajdı. Ömrüm FETÖ’ye karşı mücadele ile geçti. Ana akım siyaset, bürokrasi medya ve hatta halk bu örgütün efsunu altındayken en yakınımda bulunanların dahi istihza ile yaklaşmalarına örgüt mensuplarının veya FETÖ’nün hayatımı karartmasına rağmen bu mücadeleden geri durmadım. İtibarımdan mesleğimden hürriyetimden olma pahasına bu örgütle mücadele ettim. Yeri geldi kimse selam vermedi, dost zannettiklerimiz görmezden geldi sipere yattı. Haksız tayinler, soruşturmalar, gözaltı ve adli kumpaslar gördüm. Bilen bilmeyen özellikle de FETÖ güçlüyken beraber olan ancak bugün FETÖ avcılığına soyunanların arasında bizim sesimiz kayboluyor. Bu da sağlıklı bir değerlendirme yapmayı zorlaştırıyor. İstihbarat işleriyle ilgilenenler bilirler ki bir konunun iyi anlaşılmasını istemiyorsanız, ya sıfıra yakın bilgi yada insanların doğru veya yanlış olduğunu ayırt edemeyeceği filtresiz bir bilgi kirliliği, yaratılır. İlk yaşadığımız sıfıra yakın bilgiydi, anlatmaya çalışıyorduk, kimse dinlemiyordu. Şimdi ikinci safhadayız. Bilgi kirliliği safhasındayız.”
Can ÖZÇELİK