KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Azerbaycan
  4. »
  5. Atif İSLAMZADE: MUHAMMED AMİN RESULZADE TÜRKİYE’YE KARŞI RUS-ERMENİ-FARS İTTİFAKINI NASIL İFŞA ETTİ?

Atif İSLAMZADE: MUHAMMED AMİN RESULZADE TÜRKİYE’YE KARŞI RUS-ERMENİ-FARS İTTİFAKINI NASIL İFŞA ETTİ?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 8 dk okuma süresi
188 0

1905’teki ünlü Ermeni-Müslüman (Türk) savaşının 1920’de Bolşevikler tarafından sözde ortadan kaldırılmasından sonra, Bolşevik-Taşnak ittifakının işbirliği sonucunda Ermeniler yeni bir biçimde Azerbaycan Cumhuriyeti’nin yönetimini devraldılar, uzun yıllardır savaştıkları Azerbaycan Türklerinden yeni bir şekilde intikam almak için bir bahaneydi. Rus-Ermeni ittifakından doğan bir dizi dehşet, Türk dünyasına yönelik tarihi husumet ve gizli siyasetin doğasından doğmuştur. Sünni-Şii mezhep ayrımı faktörünü abartarak Rusya İmparatorluğu’na İran ile Türkiye arasında bir çatışma çıkarmasını emreden ve miras bırakan I. Peter, dünya hakimiyeti fikrini meşrulaştırırken, Türk halklarına yönelik nefret sendromunu da ortaya koydu. I. Peter zamanında İran’ın bin yıllık Türk yönetiminin yasal mirasçıları olan Safevilerin elinde olduğunu hatırlayın. Persler o zamanlar İran’da yönetici hanedan değillerdi, 300 yıl sonra bile, Zendlerin ilk temsilcisi Karim Khan Zand’ın 19 yıllık dağınık hükümdarlığı dışında, ülkeyi yönetmediler. Ancak Pehlevi’nin 1925’te iktidarı ele geçirmesi sonucunda İran’da hakimiyet kuran ve tarihi kendi lehlerine tahrif eden Persler, zaman zaman demografik göstergelerde Pers nüfusunun üstünlüğünü ispatlamaya çalıştılar. Türk hanedanlarının bin yıllık hakimiyetinden sonra Pehleviler yönetimi ele geçirerek mevcut durumu Persler lehine değiştirdiler. Buna rağmen bugün İran’da Azerbaycan ve İran Türkleri hakimdir. Böylece Rus, Ermeni ve İran gizli ittifaklarının Müslümanlara ve Türklere karşı yürüttüğü haçlı seferi, kelimenin tam anlamıyla kritik sınırına ulaştı. Bu dönemin karanlık anlarına ışık tutan doğudaki ilk Türk-Müslüman cumhuriyetinin kurucusu büyük milli liderimiz M.E.Resulzade yurtdışından Ruslara, Ermenilere, Gürcülere ve Türk olmayan yabancılara. Yeni kurulan komünist-sovyet yönetiminin sadece ülkenin ana nüfusu olan Türklere yönelik bir cezalandırma aygıtı olduğunu ve temsilde kural olarak orada olduğunu defalarca dünyaya gönül yarası ile ilan eden Muhammed Emin Bey. Türk olmayanlar, özellikle Türklere karşı beslediği nefretin yükünü taşıyanlar, yargılarının gerçeklere dayandığını göstermek için, o dönemde “Komünist” gazetesinde yayınlanan devlet görevlileri listesini de dikkatlere sundu. Başta S.M. Kirov olmak üzere birinci şahıstan en küçük pozisyon sahibine kadar tüm sorumlu çalışanların başta Türk uyruklu olmayanlar olmak üzere yabancı uyrukluların temsilcilerinden oluşması o dönemin üzücü durumuna işaret etmektedir. M.E. Resulzade, “Asrımızın Sayavuşu” adlı eserinde bu korkunç duruma da değinmiştir: “Bir-iki Müslüman komiser kisvesi altında, bütün idari işler tamamen Rus ajan ve memurlarına devredilmiştir. Ülkenin Azerbaycan Komünist Partisi tarafından yönetildiği iddia edildi. Ancak bu partinin asıl gücünü, çoğunluğu yabancılardan ve Hristiyan işçilerden oluşan Bakü Sovyeti oluşturmaktadır. İmzalar Narimanlar ve Aliheidarlar tarafından atılsa da, hükümler Mikoyanlar, Jorayevler ve Saloveyovlar tarafından verildi”.
M.E.Resulzade’nin bu bilgisinde bir çelişki yoktur. Rus bolşevikleri çekingenliklerini asla kaybetmediler, sadece Azerbaycan’ın milliyetçi ideolojik kişiliklerine değil, aynı zamanda bolşevik kardeşlerine de inandılar. Her zaman Türk ideolojik çizgisinin gizli ve açık olarak devam edeceğini varsaydıklarından, bu hareketi engellemek için en kanlı yollara başvurmaktan çekinmediler. Resulzade’nin de belirttiği gibi bazen resmen “Azerbaycanlı” deyip amaçlarına uygun oyuncak haline getirmişler, bazen de onları yok edip yerlerine rusları koymuşlar vs. Azerbaycan Cümhuriyyetini aslında Rus yanlısı ulusların temsilcilerine verdiler. M.E.Resulzade “Çağdaş Azerbaycan Tarihi” olarak bilinen tarihi raporunda bu konuda geniş görüşler dile getirmiştir. R.Ahundov, A. Garayev, D.Bünyadzade, N.Narimanov, S.M.Efendizade ve diğer üst düzey çinli parti görevlilerinin ruslara hizmet etmesine rağmen, o bir “musavat uşağı”, “pan-Türkçü”, ” pan-İslamcı” vb. çirkin celladın sloganlarıyla yıkıldığını göstererek, 1937’nin bu trajediyi yaşayanlar tarafından “Azerbaycan’da cinayet yılı” olarak adlandırıldığına dikkat çekti.

Ana Kaynaklar:
1. Resulzade M.A. Azerbaycan Cumhuriyeti Bakü: İlm, 1990.
2. Resulzade M.A. Asrımızın Syavuşu, Çağdaş Azerbaycan edebiyatı, Cağdaş Azerbaycan tarihi. Bakü: Gençlik, 1991.

Atif İSLAMZADE Doç, Doktor, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi, Folklor Enstitüsü
e-posta: atif.islamzade@mail.ru

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir