İslam barış dinidir. İslam, adalet getiren bir düşünce dinidir. İslam, bilgi ve ahlakın temel olduğu inancdır. Ancak yüzyıllar süren ve İslam’a karşı olan haçlı seferleri bitse bile haç fikri devam ediyor. Ayrıca bu deri değiştirilerek farklı şekillerde ele alınır. Bunu yapmanın en etkili yollarından biri de İslam’daki din bilgisi ve kavramlarıyla oynamak, anlamlara yeni anlamlar katmak ve bu şekilde İslam’ı itibarsızlaştırma çabasıyla özellikle medyada yaymaktır. Çünkü medya sosyal bir mekanizmadır. Toplumda fark yaratmanın ana yolu medyadır. Bu fikir, medya aracılığıyla Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri gibi demokrasilerde yaygınlaştı. İslam’ın temel ilkelerini alıp yeni bir anlamda kamuoyuna sunmak, bilgi ve kavramları manipüle etmek son zamanlarda önemli ölçüde arttı. İslam’ın temel ilkelerinden biri olan cihat kavramı medyada da bu şekilde manipüle edilmektedir. İslam’da cihat kavramı, kafirlere karşı mücadele anlamında etkilidir. Aynı zamanda cihad sadece yaşayan güçlere karşı bir mücadele değil, aynı zamanda kişinin kendi benliğine karşı ömür boyu sürecek bir savaştır. Diğer bir deyişle, Yüce Allah’ın hizmetindeki cihat, ilâhi kanunlara zarar veren her şeye karşı bir mücadele ve savaştır. Aslında cihat, hak ve yasaların iradesi demektir. Bugün demokratik dünyanın da ideolojisi budur. Bununla birlikte, modern dünyada bu anlamlar, cihat kavramını Avrupa ve Batı’daki terörizm kavramıyla eşleştirmek için manipüle edilmiştir. Aslında medyada bu yönde o kadar çok İslamofobi yaratıldı ki, topluluklar her Müslümanın terörist olabileceğinden korkuyor.
İslamofobinin tezahürlerinden biri olan ve medya yoluyla yayılarak Avrupa ve Batı’da manipüle edilen kavramlardan biri, İslam’ın temeli olan ve tektanrıcılığa olan inancı somutlaştıran Tekbir kavramıdır. Tekbir, “Tanrı büyüktür” demektir. Ancak medyada sinsi güçler o kadar korkunç bir propaganda yarattı ki, birçok durumda Allahu Ekber tekbirini okuyan kişinin korkusu var ve onun terörize etme ihtimalinin sıradan Avrupalıların zihninde yeri var. Dünyadaki siyasi süreci kontrol etmeye çalışan kârlı sömürücü güçler, sadece İslamofobinin tezahürü olarak bilinen terörist grupları desteklemekle kalmayıp, aynı zamanda İslam adına, özellikle medya aracılığıyla onlara hitap etmeyi başardı. Avrupa’da İslam terimi bu bağlamda manipüle etmek için tasarlandı ve terörizmle aynı hale gelinmesi için çaba gösterildi.
Bu açıdan her zaman her konuda sinsi güçlere karşı dik durmak gerekir. Hem inanç, hem millet konusunda bu çok lazım. Unutmak olmaz ki, miliyetimiz türk, inancımız islamd’ır. Türk büyük devletleri kurduğunda millet ve ümmet olarak hep Selçuk’tan beri her zaman islam olduğunu tebliğ etmiş, hak ve adalet gibi bakış acısını islam esasında yürütmüştür.
Atif İSLAMZADE
Doç, Doktor, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi, Folklor Enstitüsü
e-posta: atif.islamzade@mail.ru