KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Gürcistan’da Toplum O Kadar Değişmiş ki…!

Gürcistan’da Toplum O Kadar Değişmiş ki…!

Keisuke Wakizaka Keisuke Wakizaka - - 4 dk okuma süresi
328 0

13 Haziran 2018 tarihinde Gürcistan Başbakanı Giorgi Kvirikaşvili görevden ayrılmıştır. Kvirikaşvili bunun sebebi olarak “temel noktalarda eski başbakanı Bidzina İvanişvili ile birçok farkın olduğundan” bahsetmiştir.
Ama onu istifaya yönlendiren en önemli unsur Mayıs ayında çıkan Mahkeme skandalı ve buna karşı uzun zamandır devam eden büyük ölçekli hükümet karşıtı eylemlerdi. Davit Saralidze başta olmak üzere çocukları öldürmekle gençler yargılanıyordu. Ama fail olan gençlerin bir kısmı serbest bırakılmış ve onlar hâkimin akrabasıydı. Gürcistan’ın kamuoyu bu adaletsizliğe karşı oldukça sert tepki gösterdi. Bu vaka için adaletli kararın alınması, Başsavcının istifası ve daha sonra Gürcistan hükümetinin de istifasını talep etmek için eyleme başladı ve binlerce insan katıldı. Bu eylemlerin sonucu olarak hâkim ve başsavcı istifa etti ve bu gelişme Gürcistan Başbakanı Giorgi Kvirikaşvili’nin istifasına da yol açmıştır.
Burada dikkat etmemiz gereken noktalar şudur ki, biri Gürcistan’daki toplumun insan hakları bilinci ve bireyselciliğin önemli derecede gelişmesidir. Sovyetler Birliği’nin dağılmasından itibaren devam eden Gürcistan’daki gelişmelere baktığımızda, daha önce hükümete yapılan eylemler daha çok “hayat şartlarının iyileştirilmesi” gibi somut ve insanları doğrudan ilgilendiren konuları ön plana çıkarıyorlardı. Mesela 2003 yılında meydana gelen Gül Devrimi’nin sebebi de Şevarnadze dönemindeki yaşam standardının kötüleşmesi ve haklın aç kalmasıydı ve “özgürlük”, “insan hakları” ve “demokrasi” gibi soyut kavramlar halklar arasında ikinci plandaydı. Diğer yandan, bu hükümet-karşıtı eylemde halk “adaleti istiyoruz”, “hukukun egemenliği” ve “insan hakları korunsun” gibi daha soyut kavramları ön plana çıkarak hükümeti istifaya çağırdılar. Bu durum, 2003 yılından sonra halka “demokrasi”, “insan hakları”, “adalet”, “hukukun egemenliği” ve “liberalizm” gibi modern-çağdaş zihniyetin Gürcistan’daki halka sağlam bir şekilde yerleşmeye başladığını ve Gürcistan’daki toplumun kalitesinin eski zamana göre önemli derecede yükseldiğini göstermektedir.
Diğer önemli nokta ise Gürcistan’daki çeşitli etnik grupların “Gürcistanlı” olarak birleşmeye başladığının görülmesidir. Bu hükümet karşıtı eyleme baktığımızda, Gürcistan’daki bütün etnik gruplardan birçok insan Facebook ve Twitter gibi sosyal medyada “Ben öldürülmek istemiyorum” sloganını paylaşarak hükümet karşıtı eyleme destek verdiler. Ayrıca bu eyleme Çeçen-Kistler gibi azınlıklar da katılarak Tiflis’in Rustaveli caddesi’nde dayanışma niyetini resmen ilan ettiler. Yeni nesil Gürcüler “bizden olanlar” olarak kabul edilmek için Gürcü dilini öğrenip benimsemek yeterli olduğunu savunmaya başladı ve onların zihniyeti farklı gruplara daha açık olma yolunda olduğu görülmektedir. Bu eyleme Gürcülerin dışında azınlıkların da destek vermesi, Gürcistan’daki toplumun zihniyetinde Gürcü-Gürcistanlı kimliğinin dışlayıcı “etnik kimlik”ten daha kapsayıcı “sivil kimliğ”e dönüşmekte olduğunu ve içindeki etnik gruplar arasında birlikteliğin yavaş da olsa ilerlemekte olduğunu göstermektedir.
Gürcistan Başbakanı’nın istifasına kadar giden bu gelişme, Gürcistan’daki toplumun daha liberal ve kapsayıcı topluma dönüşmekte olduğunu ve 30 yıl öncesine göre toplumun kalitesinin önemli derecede yükseldiğini bize gösterdi. Şaşırmayın ki bugünkü Gürcistan artık bizim bildiğimiz Gürcistan imajından tamamen farklılaşmıştır…
Keisuke Wakizaka Kafkassam

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir