Suriye NATO’nun son sınavı
Türkiye-Rusya arasındaki krizin savaş ihtimalini gündeme getirmesi gözleri Rusya’nın Gürcistan ve Ukrayna’da çıkardığı krizleri yönetemeyen, Kırım’ın ilhakına göz yuman Kuzey Atlantik İttifakı’na çevirdi. NATO’nun varlığı, Suriye’de de inisiyatif almazsa anlamsız hale gelecek.
Rusya’nın Gürcistan, Ukrayna-Kırım ve Baltık ülkelerindeki saldırgan tutumuna kayıtsız kalan NATO’nun varlığı Suriye’deki tutumu nedeniyle sorgulanmaya başlandı. NATO, Türkiye-Rusya krizinde de bugüne kadar olduğu gibi inisiyatif almazsa ittifakın varlığı anlamsız hale gelecek. Türkiye’nin Suriye’deki gerçekçi tezlerini desteklemeyerek Ankara’yı yalnız bırakan NATO, Türkiye’nin terörle mücadelesine de gereken desteği vermedi. Türkiye-Rusya krizinde de benzer bir tavrın sürmesi halinde 40 yıldır süre gelen tartışmaların yeniden zirveye taşınacağı belirtiliyor. Avrupa basını ise Rusya’nın Suriye’de NATO’yu test ettiğinin altını çiziyor.
NATO RUSYA KARŞISINDA SESSİZ
Gürcistan ve Ukrayna’da NATO ve AB bayraklarını tutan kesimler, Rus işgalinin kurbanları oldu. ABD ve NATO son 25 yıldır Rusya’nın Gürcistan’a uyguladığı işgal politikasını, ülkenin Abhazya ve Güney Osetya olarak bölünmesini engelleyemedi. İttifak, Ukrayna’da 2013’te başlayan gösterilerin Rus azınlıklar eliyle iç savaşa dönüşerek ülkenin parçalanmasını izlerken Kırım’ın Moskova tarafından ilhak ve işgaline de seyirci kaldı. Moldova’da başlayan siyasi çalkantıların sebebi olarak gösterilen Rusya ise, NATO’nun kayıtsızlığı nedeniyle Baltık ülkelerindeki etkisini giderek artırıyor. Tüm bu sınavlardan geçer not alamayan NATO, Suriye konusunda aynı çekimser tutumunu sürdürüyor.
LÜKSEMBURG TEZİ DOĞRULUYOR
Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn’un yaptığı Rusya’yı kayıran açıklama ise NATO’yu yeniden tartışma konusu haline getirdi. Türkiye’nin “Rusya’yı askeri bir gerginliğe kışkırtması halinde NATO’nun desteğine güvenmemesi gerektiği” konusunda uyaran söz konusu açıklama Lüksemburg’un NATO’daki etkisizliğine rağmen tepki oluşturdu. Spiegel Online’a konuşan Asselborn, Lüksemburg’un da üyesi olduğu NATO’nun, her halükârda Türkiye’yi desteklemeyeceğini savundu. Diğer NATO müttefiklerini temsilen konuştuğunu iddia eden Asselborn, desteğin “sadece bir üye ülke açık bir biçimde saldırıya uğrarsa” geçerli olacağını belirtti.
Hollande savaş riskini gördü
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande da ‘Ankara’nın Suriye krizinde dahlini artırmasının Türkiye ve Rusya arasında savaş riski yarattığını’ söyleyerek uyarıda bulundu. Hollande “Türkiye ve Suriye arasında savaş riski var. Bir tırmanış var. Müzakereler sürmek, bombardımanlar durmak zorunda” dedi. Hollande, müzakerelerin sürdürülmesine ilişkin Moskova’ya baskı yapılmasını ve Moskova’nın tek taraflı olarak Beşar Esad’ı desteklememesi gerektiğini sözlerine ekledi. 14 Şubat’ta NATO ittifakının bütünlüğüne yönelik karşı hamle yapan Rusya Başbakanı Dmitry Medvedev, “Türkiye NATO’yu zor duruma soktu” iddiasında bulunarak, sürecin NATO ülkelerinin Türkiye’ye yönelik tutumuna bağlı olduğunu savunmuştu.
Hedef NATO’yu parçalamak mı?
İngiltere Savunma Bakanı Michael Fallon hafta içi Münih Konferansı’nda yaptığı açıklamada Halep’in hızla yeni bir Saraybosna vakası olmaya doğru gittiğini belirterek Rusya’nın Suriye’de iç savaşta taraf olarak, NATO’nun güvenliğini ciddi şekilde tehdit etmeyi seçtiğinin altını çizdi. 16 Şubat’ta İngiliz The Telegraph gazetesinde yayımlanan David Blair imzalı yazıda, Halep’te ve genel olarak Suriye’deki Rus saldırganlığı Avrupa’nın ve özellikle de Türkiye’nin üyesi bulunduğu NATO’nun güvenliğine çok ciddi bir tehdit ve ittifakın temellerini sarsacak bir Rus hamlesi olarak değerlendirildi. Yazıda Rusya’nın tüm bunların NATO’yu kendi içinde bir anlaşmazlığa düşürerek ittifakı parçalama planı olduğu görüşü dile getirildi.
Rusya’dan irade testi
Vladimir Putin
Moskova’nın Ankara’yla tansiyonu yükselterek NATO’ya sekte vurmasından endişe eden Batılı diplomatlar alarma geçti. 15 Şubat’ta Financial Times gazetesine konuşan bir NATO yetkilisinin ‘Bize öyle geliyor ki, Rusya tıpkı Baltıklar’da olduğu gibi NATO’nun, üyelerinin arkasında durma kabiliyetini sınıyor’ dediği aktarıldı. Gazetenin 16 şubat tarihli başyazısında Rusya’nın Suriye politikasının Batı’yı zorlu seçeneklerle karşı karşıya bıraktığı belirtilerek “Putin, topyekün bir savaşa yol açmayacak yollarla durdurulmalı” dedi. Yazıda Washington’a, NATO’nun beşinci madde çerçevesinde Türkiye’ye desteği kuşkulu hale getirmemesi uyarısı yapıldı.