ORHAN FİDAN: TÜRKİYE YÜZYILI VE TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFLERİ DOĞRULTUSUNDA EN STRATEJİK NOKTA CİZREDİR
Türkiye Yüzyılı hedefleri ülkemizi, milletimizi ve devletimizi kalkındıran, coğrafyasında ve dünya genelinde hakimiyetini güçlendiren politikalarla şekil almaktadır.
Tüm bu güzel gelişmelerin yanı sıra Terörsüz Türkiye hedefi Türkiye Yüzyıl’ının en önemli adımları arasında yer almaktadır.
Terörsüz Türkiye hedefi devletin milletle bütünlük içerisinde olması, emniyet ve jandarma eşliğinde halkın sorunlarına çözüm sunulması, organize suçlar, narkotik, asayiş, terörle mücadele ve halk güvenliğini temin eden adımlar ile yol alınması olarak okunmalıdır.
Türkiye Yüzyılında Terörsüz Türkiye hedefleri için en önemli adım gençlerin zihinlerinin korunması, şuurlarının milli ve manevi değerlerinin muhafaza edilmesi, tarih, medeniyet, kültür, sanat, spor, fizik, matematik ve edebiyat vb. alanlarda başarılar elde edilmesidir.
Terörsüz Türkiye konusunda en stratejik noktalardan biriside Şırnak İlinin Cizre İlçesidir.
Evliya Çelebi’nin 17. yüzyılda yazdığı ‘Seyahatname’ ve tarihi rivayetlere göre Nuh Tufanı öncesine dayanır. Bu rivayetlere göre Cizre, tufandan sonra ikinci kez Hz. Nuh (AS) ve oğulları tarafından özellikle Yafes tarafından inşa edildiği tarihten günümüze gelen bilgiler arasında yer almaktadır.
Cizre’nin dünya bilim tarihi açısından da büyük önemi vardır. Cizre’li büyük mucit El Cezeri 1153 yılında Şırnak’ın Cizre ilçesinin Tor mahallesinde doğmuştur. Asıl adı İsmail Ebul İz Rezzaz El Cezeri’dir.
Cizreli olduğundan dolayı da kendisine El Cezeri denilmiştir. Lakabı ise şeref ve onur anlamındaki Ebul- İz’dir. Batı dünyasında Jazari (gazari) olarak bilinir.
Cizre, Dicle ırmağının sağ kıyısında deniz seviyesinden 400 m kadar yüksekte kurulmuştur. Tarihsel rivayetlere göre Cizre’deki yerleşimlerin geçmişi Nuh Tufanı öncesine dayanır.
Cumhuriyet döneminin başından itibaren Mardin iline bağlı bir ilçenin merkezi iken 16 Mayıs 1990’da Şırnak’a bağlanmıştır. Alanı, 460 kilometrekaredir.
Cizre’nin Neolitik Dönem’in başlarından yerleşime sahne olduğuna dair arkeolojik bulgular vardır. Bazı araştırmacılar şehrin kuruluşunu Nuh tufanına bağlamaktadır.
Cizre’de kurulu yerleşim, Demir Çağında Doğu Anadolu’daki Urartu Krallığı ile Mezopotamya’daki Asur Krallığı arasındaki tampon devletlerden birisi olan Kumme krallığının merkezidir.
Bölge MÖ 2000 yılından itibaren, Babil, Araplar, Asurlular, Medler, Selevkos, Part, Pers ve Sasanilerin hakimiyeti altında kaldığı tarihi rivayetlerdir. Cizre şehrinin ilk defa kuruluşu, Sasaniler devrinde bir köy yıkıntısı üzerine bir şato ve kale inşa edilmesi ile olmuştur. Bu şato ve kale I. Erdeşîr (Erdeşîr-i Bâbekân) tarafından tamir edilmiş.
297 yılında Romalıların kontrolüne geçene kadar şehir, Sasani hakimiyetindeydi. Diyarbakır, Nusaybin ve Cizre şehirleri 3. ve 4. yüzyıllarda Sasani ve Romalılar arasında savaşlara sebep oldu. Kayıtlarda, Bazebda ismi ile yer almıştır. Selçuklu ve Osmanlı döneminde Cizre lojistik, kervansaray ve ticaret merkezi haline getirilmiştir.
Dinler tarihi, medeniyet tarihi ve kültürel sentez ekseninde Anadolu’nun kalbi ve Ortadoğu’nun merkezi konumunda olan Cizre İlçesi daha stratejik bir vizyonla birlikte Cumhuriyetin 2. Yüzyılında Türkiye Yüzyılı ve Terörsüz Türkiye hedefleri doğrultusunda yeniden ele almalıyız. İlk önce Cizre il olarak medeniyet ve kültür eksenli Ortadoğu’nun yeniden lojistik ve ticaret merkezi haline dönüştürülmelidir.
Hz. Nuh Tufanı, Mem-u Zin, El Cezeri vb. değerler Anadolu’nun, Ortadoğu’nun ve dünyanın önem teşkil eden bir noktasıdır.
Cizre il olduğu zaman ilk adım olarak Uluslararası El Cezeri Üniversitesi açılmalıdır. Öncelikli olarak Türk Devletleri Teşkilatı üye ve gözlemci üye ülkelerden misafir öğrenciler davet edilerek eğitim, kültür ve medeniyet alanında çalışmalar tertip edilmelidir.
Ayrıca Uluslararası El-Cezeri Üniversitesi Ortadoğu’nun yeniden sosyo-psikolojik ve sosyo-kültürel açıdan şekil alması için önem teşkil etmektedir. Suriye, Irak, İran, Ürdün, Filistin, Lübnan, Mısır vb. ülkelerden misafir öğrenciler ile Ortadoğu’nun geleceğine yön verecek gençler bilinçli, akil, ilim, kültür, medeniyet ve sanat eşliğinde eğitilmelidir.
Mem-u Zin TRT’ de dizi haline getirilmelidir. Bu dizide Cizre bölgesinde çekilmelidir.
Hz. Nuh Tarihi için Uluslararası El-Cezeri Üniversitesi bünyesinde büyük bir araştırma enstitüsü kurulmalıdır.
Türkiye Yüzyılı ve Terörsüz Türkiye hedefleri doğrultusunda Cizre İlçe Emniyeti Müdürlüğü ve İlçe Jandarma Komutanlığı olarak gerekli tüm güvenlik tedbirleri hassasiyetle ele alınıyor. Halk ve devlet el ele ve hayat huzur içinde ilerliyor. Özellikle gençlere yönelik Cizre İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından çok boyutlu projeler ve çalışmalar hassasiyetle ele alınıyor. Ayrıca halkın güvenliği, huzuru ve sükûnetin devamlılığı için büyük gayretler sarf ediyor.
Cizre Kaymakamlığı ilçe idari birimler ile Türkiye Yüzyılı ve Terörsüz Türkiye hedefleri doğrultusunda büyük gayretler sarf ediyor.
Güney Doğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgesinde Cizre İli olarak stratejik planlamalar doğrultusunda yol alarak İpek Yolu’nun yeniden canlanmasını sağlamalıyız. Türkiye, Suriye, Irak ve İran arasında en stratejik nokta Cizre’dir. Cizre Valimiz Sayın Birol Ekici coğrafyanın genel zenginliğine ve stratejik önemine hakim olan bir devlet adamı olarak Türkiye Yüzyılı için doğru bir istikamette yol alan bir mülkiyelidir.
Çağa yön veren Türkiye’nin jeo-stratejik konumu gereği Selçuklu ve Osmanlı mirasçısı olarak kadim medeniyetin yeniden canlanması için adım atmalıyız.
Özellikle Şırnak ve Cizre ortasında Sağlık Bakanlığımız tarafından yeni yapılan bölge hastanesinin ismi “El Cezire Bölge Hastanesi” olarak Türkiye Yüzyılı icin bilim adamı kimliği olan ve dünyaya aydınlık sunan Anadolu toprağının bağrından çıkan bir değeri günümüzde yaşatmak için adım atmalıyız.
Şırnak İlinde tek alışveriş merkezi olan Cizre Park Aliş Veriş Merkezinde Hz. Nuh, Mem-u Zin ve Elcezire köşesi açılarak birer turizm merkezi haline dönüştürülmelidir. Bölgenin tek AWM’si dahi Cizre’de kurulurken geleceği öngören yerel yatırımcılar desteklenmelidir.
Mem-u Zin, El Cezeri ve Hz. Nuh Türbesi Kültür Bakanlığı nezdinde koruma altına alınarak yeniden aslına uygun bir şekilde mimari açıdan restore edilerek koruma altına alınmalıdır.
Cudi ve Gabar dağlarında tesisler inşa edilerek Türkiye Yüzyılı ve Terörsüz Türkiye hedefleri için kültür ve medeniyet çalışmaları hız kazanmalıdır.
Mevlana, Yunus Emre, Farabi, Fuzuli, İbn-i Sina, Mimar Sinan bizim için ne kadar kıymetliyse El Cezeri, Hz. Nuh ve Mem-u Zin’de aynı kıymete sahiptir. Bu değerleri kıymetlendirerek bölgeyi yeniden canlandırmak için hep birlikte adım atmalıyız.
Nitekim Cizre’nin ol olmasına önem teşkil eden simalarından yerelde sevilen bir aile ferdi olmasının yanı sıra kadın politikalarında uzun süren gayretleri takdire şayan olan, bölgede kız çocuklarının eğitimde başarılı olması için seferber olan, suç ve suç unsurları ile mücadele eden, bölgenin istihdam politikalarına gayret eden İçişleri Bakanlığı Müşaviri Sayın Hatice Atan hanımefendinin öncülüğünde Türkiye Yüzyılı ve Terörsüz Türkiye hedefleri başarılı bir şekilde sonuca ulaşacaktır.
Tarih ve medeniyet ekseninde ele alınan bir çalışma nihayete ulaşır. Tarih ve medeniyet için en stratejik nokta Cizre’dir. Yeni yüzyılın Türkiye Yüzyılı olması ve Terörsüz Türkiye hedeflerinin başarılı bir şekilde sonuca ulaşması için hep birlikte mücadele etmeliyiz.
Türkiye’nin geleceği için çok önemli olan bu konu aynı zamanda güvenlik politikaları açısından diplomasi sanatı eşliğinde ele alınmalıdır. Terörsüz Türkiye hedefi yanı sıra Terörsüz Ortadoğu İçin Cizre çok önemlidir.
Misafirperverliğin, hoş görü ve nezaketin olduğu yerde terör olmaz, sorun kalmaz, millet ve devletin iç içe olduğu günümüzde kadim medeniyetin kadim değerlerini muhafaza etmeliyiz.
ORHAN FİDAN
ARAŞTIRMACI YAZAR
Share this content:
Yorum gönder