KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Mehmet BOZKUŞ: İNSANLIK, TOPLUM VE YÖNETMEK

Mehmet BOZKUŞ: İNSANLIK, TOPLUM VE YÖNETMEK

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 7 dk okuma süresi
124 0

Refah ve kalkınmış toplumlar kendilerinin daima üstün ve refah halinde yaşamaları gerektiği, bunun içinde yönettikleri ülkelerin daima kendilerine hizmet eden anlayış içinde bir yönetimlerle yönetilmelerine destek verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadırlar.
Günümüz dünyasın da bir çok noktadaki krizlerin ve çatışmaların ülkeler üzerinde nasıl baskı unsuru olarak kullanıldığı görüldüğünde yönetimlerin nasıl olgu içinde yetiştirildiklerini ortaya koymaktadır.
Süreçler içinde nasıl rol modeller şeklinde ülkelerin kurumsal yapıları içine yerleştirildiklerinin iyi analiz edilmesi gerektiğini ortaya çıkarmaktadır.
Sahneye koyulan bütün politikaların ve planların sahne önünde kullanılan unsurlar ile sahne arkasındaki unsurların çok farklı bir şekilde yönetilmesi ile ortaya çıkan gelişmelerin kendilerine zarar vermesine rağmen algısal yönetim teknikleri ile gündemlerin değiştirilmesi sonucunda toplumlar tarafından zaman içinde unutulma süreçleri ile iyi planlamanın eseri olduğunun ifadesidir.
Teknolojik gelişmelerin olmadığı zaman dilimlerinde ülkelerin kurumsal yapılarının içlerine yerleştirilen güç unsurları ile hareket edilerek veri kaynaklı planların yapıldığı dönemlerden bugün teknolojik olarak toplumların tercih ve yapılarının ortaya çıkarılarak yeni döneme geçilmesiyle ortaya çıkan süreç arasındaki fark sadece yöntemsel eylem biçimleridir.
Dünün ortaya koyulan politikaları ve stratejilerine bakıldığında kendi kimlik, kültür ve benliklerinden uzaklaştırılan toplumlar daha çok ABD kapitalizminin sihirli dünyasına özenme ve alıştırma politikalarıyla beraber yürümüştür.

İnsan hakları barış ve demokrasi üzerinden üretilen politikalar ile algı ile hedefe alınarak şekillenirken bu günün en büyük stratejik ürünleri olarak teknolojik eserlik ile algısal siyaset ve sosyal medya üzerinden yönetimsel eylemler uygulama alanında kullanılmaktadır.
Siyasi unsurların milliyetçililik ve ırkçılık söylemleriyle beraber artan akımlar refah toplumlarının kendi çıkarlarını koruma eylemleri bu gün için refah toplumlarıyla beraber yaşayan diğer milletleri tehdit ederken çatışma ve benlik arayışında arada kalan üçüncü kuşakları benliksiz ve kimliksiz yapılarıyla karşı karşıya bırakmaktadır.
Teknolojinin aynı zamanda bilgiye ulaşmada en etkin rol oynadığı günümüzde insanların çok uzaklardaki her olayı anında öğrenmesiyle beraber kendi toplumuna yabacılaşmasının da ana nedeni olarak bu gün devletler için önemli bir sorun olarak geleceklerini tehdit etmektedir.
Dünün sömürülen ve zenginlikleri alınan toplumlar ve devletlerin refah toplumu olarak yaşayan ve batı yapılanması olarak dünyayı istedikleri şekilde yön verenlerin, karşılarına bu ülkelerde seslerin yükseldiği ve darbe girişimleriyle yönetimlerinden uzaklaştırıldığı süreçler başlamıştır.
Benlik ve kimlik arayışına ulaşarak bilinçlenme ve hak arama sürecine giren ülkelere karşı hegemon yapıların hakimiyetlerini kayıp etmeme adına bir çok güç gösterisini ortaya koydukları yeni dünya ve yeni çatışma biçimleriyle kendi insanını kendine karşı kullanan bir yapı içinde bu mücadelenin devam etmesi insanlık adına iy analiz edilmesi gerken sonuçları ortaya çıkarmaktadır.
Sömürülen ülkeler baktığımızda terör örgütlerinin batı tarafından oluşturulması ve aynı dil ve ırkdan insanların birbirine karşı güç mücadelesinin altında gerçeği bilmeleri gerekmektedir.
Teknolojisi ve üretim merkezleri olmayan bu terör yapıların nasıl desteklendikleri ve silah gücünü nasıl elde ettikleri sorusu hiç sorulmamaktadır.

Gelişmiş refah toplumlarının olduğu coğrafi alanlar da hiç bir terör örgütünün faaliyet göstermemesi bu terör yapılarının batının sömürgeci anlayışına karşı mücadele eden ülkeleri ve yönetimlerini hedef alması toplumsal bilinçlenme süreçlerinde iyi anlatılması gereken bir politikadır.
Uluslararası yapılar üzerinden kurdukları düzen içinde hak ,hukuk ,adalet ve demokrasi sihirli sözcüklerinin bu gün yerini alan kelimeler baktığımızda yalan,acı,savaş ve insanlık adına suç işleyen bir emperyal anlayışı ortaya çıkarmaktadır.
Bu anlayışın karşısında barış, paylaşım ve insanlık adına iyi işler yapmak için ortaya çıkacak gerçek yapıların ortaya çıkmasıyla bu yapılara hizmet eden aktörler yeni dönemin başlamasını sağlayacaktır.
Bu durum dünün cetvelle haritalarını çizdiği adına devlet dedikleri ancak devlet ve kimlik yapıları olmayan kolay yönetilen devlet yapılarının da sonunun gelmesini sağlayacaktır.
Bilinçlenerek hak arayan her birey bir devletin en alt oluşumundaki yapı olarak kendi hakkını arama sürecine girmesiyle ortaya çıkacak yapı birlikte olma ve yeniden devlet oluşturarak benlikli bir yapıya kavuşmalarını sağlayacaktır.
Sahip oldukları bütün teknolojileri üretim merkezleri ve finansal güçlerini sömürdükleri ülkelerin zenginliklerini kendi ülkelerine taşıyarak elde eden refah toplumlarının dünyayı yönetmek istedikleri tek dünya hakimiyeti üzerindeki hakimiyetleri karşısında seslerini yükselterek hak arayanların yeni dönem çatışmalarının artarak devam edeceği süreç devam etmektedir.
Çıkar ve menfaatlerinin korumak için görevlendirdikleri her yapı her devlet ve her insan ile çatışmaların her alanda devam edeceği yeni dönem insanlık adına yeni adımların atılmasını sağlayacağı kesindir.

İnsanlık adına suç işleyenler ,
İnsanlık adına mücadele edenleri sevmezler. Sevmeme nedenleri utandıkları için değil , Suçlunun kendileri olduğunun bilincinde olmalarıdır.
İnsani ve İnsan olmak,
Kendi rahatları adına
Devletleri sömürmekle değil
İnsanlık adına iyi işler yaparak Devletlerle birlikte paylaşmaktan geçer.
Cesaretle yol alanların karşısında toplumların zafer kazanmasının imkanı yoktur.
İnancını kayıp eden ve sadece refah toplumu olarak yaşayanlar inancın karşısında kayıp etmeye mecburdurlar.
Dr.Mehmet BOZKUŞ

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir