KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Göktürk Tüysüzoğlu: Biden ‘soykırım’ kararını kabul eden ilk ABD başkanı olarak tarihe geçer mi

Göktürk Tüysüzoğlu: Biden ‘soykırım’ kararını kabul eden ilk ABD başkanı olarak tarihe geçer mi

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
352 0

Biden sözde soykırımı tanırsa ne mi olur? ABD Kongresi’nde Trump döneminde alınan ‘soykırım’ kararını kabul eden ilk ABD başkanı olarak tarihe geçer. Üstelik bu karar yalnızca Ermenileri değil, sözde Pontus, Süryani ve Keldani soykırımlarının varlığını da kabul ediyor. Pek tabi Sözde Pontus, Süryani ve Keldani soykırımlarını parlamentosunda kabul etmiş tek ülke Yunanistan’dır. Biden’ın Kongre tarafından kabul edilen tasarıyı kabul etmesi demek, Ermeni kökenli ABD vatandaşları tarafından Türkiye’ye yönelik olarak açtığı davaların sigorta şirketlerine rücu edilmesine izin vermesi anlamına gelecek. Zira Kongre’nin kararı Başkan tarafından kabul edilmediği için daha önce bu yapılamıyordu ancak kabul sonrası bu yapılabilecek. Zira 1915 olayları esnasında mallarını sigorta şirketlerine sigortalayan belli sayıda Ermeni, tehcir kararı sonrası sigorta şirketlerinden paralarını/tazminatlarını almışlar. Sigorta şirketleri maliyetleri Türkiye’ye rücu etmek isteyince de ABD anayasa mahkemesi sözde soykırım yönünde Başkan tarafından bir kabul kararı alınmadığı için sigorta şirketlerinin bu hamlesini engellemiştir. Ayrıca birçok uluslarası hukuk uzmanının da belirttiği üzere soykırım kararı alınsa dahi hukuken devletler yargılanamaz. Fakat hukuken soykırıma neden olanlar hakkında dava açılabilir. Yani sözde soykırımın hukuki boyutunun Türkiye’nin üzerine yüklenme ihtimali yoktur. Soykırım Sözleşmesi BM nezdinde 1948’de kabul edildiği için hiçbir uluslarası mahkeme bu tarihten önce yaşananlara dair karar alması da mümkün değil. Zaten birçok Avrupa ve Güney Amerika ülkesi sözde soykırımı tanıma yönünde karar almalarına rağmen bunu Türkiye’ye rücu ettiremedi. AİHM de parlamentolar tarafından alınan kararların siyasi nitelikli olduğunu ve hukuki sonuç doğurmayacağını 2013’te aldığı kararla ortaya koydu. Nitekim aynı AİHM bu kararında sözde Ermeni soykırımının kabul edilmemesini de ifade özgürlüğü olarak kabul ettiğini belirtti. Yani Biden eğer bu yönde bir karar alırsa hukuken bir karşılığı olmaz, ifade özgürlüğünü aşamaz ve tazminat beklentileri de karşılık bulmaz. Fakat pek tabi ki karar siyasidir ve Türkiye’nin ve Türklerin tarihine siyasi bir kara çalma girişimidir. İnsanların karşılıklı olarak yaşadıkları acıların birilerinin siyasi gündemine ‘tek taraflı’ olarak malzeme olması ne acıdır. Karar alınırsa eski bir California senatörü olan Başkan yardımcısı Kamala Haris’in büyük bir rolü olacağını söylemek mümkün. Biden neyi hedefliyor derseniz, Türkiye’yi S-400 kullanımından vazgeçirmek, ABD’li silah şirketlerinin geleneksel ve oldukça karlı kontratlarını garantiye almak, Suriye’de PYD/YPG’ye müzahir olarak süregelen işbirliğini Türkiye’nin güvenlik garantisine/şemsiyesine almak gibi hususlar ilk planda akla gelir. Ayrıca Doğu Akdeniz’deki Mavi Vatan Doktrini’nin tamamen ortadan kaldırılması, AB ürünü Sevilla Haritası’nın Ankara tarafından esas alınması ve başta Exxon olmak üzere ABD’li şirketlerin bölgedeki varlığını garanti altına almak gibi unsurlar da var. Bir başka husus ise Demokrat başkanların geleneksel değer aktarımı/liberal değerlerin kabulü ekseninde izlenen hegemonyacı anlayışa dönüş çerçevesinde Trump’ın izolasyonist yaklaşımının ve bu anlamda ilerleyen Türkiye’ye bakış açısının değişimi de söz konusu. ABD, AB yolunda adım atan (daha doğrusu Brüksel’in her türlü talebini kabul eden) bir Türkiye görmek isteyecektir. Biden de bu yönde adımlar atmak istiyor. Seçim öncesinde Demokrat bir başkanla Türkiye’nin yakın çalışmasının sıkıntıları olacağını ifade etmiştim. Bu tarz hamleler de bunu yansıtıyor. Ayrıca Kasım 2020’deki ateşkes neticesinde Rusya tarafından ‘mağdur edildiği’ imgesinin oluştuğu Ermeni toplumunu ve diasporasını Washington’a meyletme yönünde harekete geçirmek de Biden’ın hedeflerinden biri. Bu adımın Kafkasya’daki güç dengeleriyle de zayıf da olsa bir bağı var.
Göktürk Tüysüzoğlu

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir