Emre Diner: TÜRKİYE’NİN ŞAH HAMLESİ: LİBYA
Ortadoğu’da artan kriz, birçok bölge ülkeyi güvenlik ve jeostratejik alanlar keşfine itti.
Bunlardan birisi de Türkiye’dir.
Türkiye’nin son dönemde Doğu Akdeniz’de Yunanistan, Rum Kesimi ve İsrail’e karşı Libya’daki diplomatik başarıyla birlikte artık bölgede yeni bir dönemin başlangıcını oluşturdu.
“Hafıza-i beşer nisyan ile malüldür” diyerek, Türkiye’nin Libya’nın doğusundaki Hafter ile geçmiş ilişkisine doğru bir yolculuğa çıkalım.
Yıl 2020…
Bölünmüş Libya’nın doğusundaki Halife Hafter, Libya’nın bağımsızlığının 69. Yıldönümünde konuşmuştu.
Uluslararası hukuk nezdinde tanınmış Trablus hükümeti ile askeri, ekonomik anlamda geliştiren Türkiye’ye rest çekmişti Hafter…
“Tüm kuvvetlerimizi Libya’daki Türk kuvvetlerine karşı savaşa hazır olmaya çağırıyorum” ifadesini kullanmıştı.
Haftalar, aylar hatta yıllar geçti, Hafter Türkiye’nin karşısına alamayacağı bir ülke olduğunu anladı.
Peki nasıl mı? Hafteri Türkiye ile sıkı müttefikliğe iten gelişmeler neydi?
Bunun yanı sıra Türkiye için Libya’nın doğusundaki Bingazi yönetimiyle yakınlaşma stratejisi oldukça önemli…
MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın son ziyareti de bu tezi açıkça göstermiştir.
Gelelim yukarıdaki sorunun yanıtına…
******
Rusya paralı asker grubu Wagner gücü ile Hafter’eyıllarca destek sağladı.
Ancak bu destek yavaş yavaş azaldı.
Ukrayna çukurundan çıkmaya çalışan Rusya, askeri gücünün büyük bir kısmını Kiev ile savaş için konuşlandırdı.
Hatta Kuzey Kore lideri Kim Joung-Un’dan 14 bine yakın asker talep etti.
Dolayısıyla Moskova’nın Hafter’e olan desteği azaldı.
Hafter’in diğer destekçileri ise bir zamanlar Türkiye ile ilişkileri limoni olan Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri…
Abu Dabi ve Kahire yönetimi Hafter’e verdiği destekle Ankara’yla karşı karşıya gelme niyetinde değil.
İşte bu unsurlar Hafter’i Türkiye ile normalleşmeye itti.
Hatta Ankara ile normalleşmeden ziyade Yunanistan’ı rahatsız eden ittifaka dönüştü.
Ankara ile Bingazi arasında deniz kıta sahanı anlaşması imzaladı.
Anlaşma Türkiye Doğu Akdeniz’de kartları bir kez daha karılmasına yol açacak diplomatik bir zafer…
Neden mi?
İlki, Türkiye Libya’nın Trablus ile Bingazi yönetimlerini bölgenin menfaati açısından birleştirmiş pozisyonunda…
İkincisi, İsrail, Yunanistan, Mısır ve Rum Kesimi’nin Türkiye’yi Doğu Akdeniz’de kısıtlayıcı politikasını Ankara bu anlaşma ile aşmış durumda…
Gerek Trablus gerekse, Bingazi’de Ankara’nın izlediği en önemli stratejiden birisi de “Tarafların” haklarını gasp edecek herhangi bir oluşumda olmayışı…
Oysaki Atina, Doğu Akdeniz’de Libya‘nın haklarını gasp ettiğini bilmeyen yok.
Atina ile Ankara arasında bölgede yürütülen ince çizgi sayesinde Ankara Libya’da vazgeçilmez ve meşru partner olurken, Yunanistan ise istenmeyen ülke konumunda…
Atina yönetiminin son dönemlerde bölgedeki hırçınlığının altında yatan neden de tam da bu…
Sonuç olarak, Ankara Libya hamlesiyle Doğu Akdeniz’den kuşatılmanın önünü ciddi oranda azaltma fırsatı yakaladı.
Sırada Suriye ile Türkiye arasında imzalanması planlanan kıta sahanlığı anlaşması mı var?
Bekleyip görelim…
Emre Diner
Gazeteci
Share this content:
Yorum gönder