“
Putin’in Milli Güvenlik Konseyi’ni toplamasının ardından asker kayıplarını önlemek için Suriye’den “savaşçı” getirilmesine karar verildiği bildiriliyor. İlk etapta Suriye’den 16 bin kişi getirilecekmiş.

Bu durum şunu gösteriyor: Suriye’deki iç savaşa müdahil olup kısa sürede dengeleri değiştiren Rusya’nın askeri gücü esasında insan unsuruna değil, ağır silahlara dayanıyormuş. Bunu bir kez daha gördük.

Halep ve İdlip’i ağır bombardımanla enkaza dönüştüren Ruslar, insan unsuruna dayalı bir savaşta perişan oluyorlar. Bir milyon kişiden fazla bir ordusu olmasına rağmen askerleri Ukrayna’da perişan oldu. Ukrayna makamlarına adres sordular, yerel halktan yiyecek istediler, tavuk çaldılar vs. Milyonlarca dolarlık sağlam ekipmanlarını terk ettiler. Çok kolay esir düştüler.

Kuru kalabalığa güvenip, “iç sömürge” haline getirdiğiniz halkların çocuklarını zorla cepheye sürerseniz ilk zorlukta savaşma iradeleri kırılır.

Şimdi “kurtarmaya” gittiğiniz, “kurtardıklarınıza” muhtaç olup, “kurtarıcı olarak” başvurmanız sefaletinizin yanı sıra ahlaksızlığınızın da göstergesidir.

Bir de “gerçek Rus ordusu henüz sahada değil, sahada halka sıkıntı vermemek için acemiler kullanıldı” propagandası yapılıyor. Bu yaklaşımın insanlık dışı olması bir yana, Suriye’den getirilecek “Şebbihaların” kendi vatandaşlarına yaptıklarını Ukrayna’da tekrarlama ihtimalleri insanın tüylerini diken diken ediyor.

Şimdi anladınız mı Türk Ordusunun farkını? Ordumuz bu sebeple gözbebeğimizdir. Başka örneklerle kıyasladığımızda da biriciktir.

Ahmet Arslan