KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu Suriye Raporu

Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu Suriye Raporu

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 11 dk okuma süresi
279 0


BM insan hakları konseyi otuz yedinci oturum 26 şubat-23 Mart 2018 dönemi gündem maddesi 4 Suriye Arap Cumhuriyeti *
Uluslararası Bağımsız Soruşturma Komisyonu Raporu ‘un bahsedilen hususlar Yakın zamanda yayınlanmıştır. Malum örgüt ve medya organları sürekli dezenformasyon yayını yaparak rapordaki doğruları karartmaya çalışmakta ve gerçekten uzak beyanları sürekli basın yoluyla yaymaya çalışmaktadırlar.
Rapor “İnsan Hakları Konseyi’nin 34/26 sayılı kararı uyarınca sunulan mevcut raporda, Suriye Arap Cumhuriyeti Bağımsız Soruşturma Komisyonu, ülkede 8 Temmuz 2017’den 15 Ocak 2018’e kadar yürütülen soruşturma bulgularını ortaya koymaktadır” şeklinde başlamış, 513 kişi ile görüşme yapılmış, bölgede yaşayan halkın yaşanan olayların gelişmesi ve etkileri hakkında mülakatlara yer verilmiştir. Komisyonun her türlü teknoloji imkânı kullandığı ve diğer hükümet içi ve dışı kuruluşlardan yararlandığı da raporda beyan edilmiştir. 6 yıldan fazladır bölgedeki gruplar tarafından ciddi hak ihlalleri komisyon tarafından ortaya koyulmuş ve belgelenmiştir. Komisyon raporunda açlık, susuzluk, tıbbı ihtiyaç, adaletsizlik konularında örneklere yer verilmiştir. Siyasi ve Askeri olaylar da kronolojik olarak sıralanmış şehir şehir yaşanan olaylara yer verilmiştir. Rapor siyasi gelişmeler, Soçi ve Astana sürecine kadar olan gruplar arsındaki görüşmeler özetlenmiştir. 3’cü madde başlığı altında ISIL (IŞİD) ve levant İslam devleti başlığı altında, İşid’in bölgedeki sürecinden ve yapılan mücadeleden bahsedilmiş, yaklaşık 6.5 milyon Suriyeli ve 3 milyon çocuğun zorla yerleşim yerlerinden edildiğine değinilmiştir.
Rapordan aynen çeviri olarak:
Raporda önemli noktalardan bir ise EK 3 Te sözde Isıl ile mücadele ettiği iddia edilen YPG-PKK-SDF Den bahsedilmektedir. EK 3 Madde 1’de Rakka ve Dayr el- zawr (zor) aktif çatışma bölgelerinden YPG’nin zoruyla mayınlı bölgelerden geçirilen erkek kadın ve çocukların Sözde SDF kontrolündeki kamplara tehlikeli yolculuğundan bahsederek başlamıştır. Toplam rakamın 319.000 aştığı beyan edilmiştir. PKK-YPG-SDF’lilerin zorla göç ettirdikleri bu kişileri kamplar yerleştirirken kimliklerini kendilerinden aldığını, daha sonra bu kişilerin El-Karama, El-Shadadi ve El-Ehnah kamplarına yerleştirildiklerinden bahsedilmektedir.
Kara yollarından geçişi yasaklayan SDF-PKK-YPG’nin Rakka’dan ve El zawr’dan kaçanların yakalanarak zorla kamplara gönderildiği, facto gözaltılar yaptığı raporlanmıştır. Raporlama döneminde hiçbir kampta barınma, hijyen, sağlık, güvenlik, beslenmenin minimum düzeyleri bile karşılamadığı gözlemlendiği yazılmıştır.
Kamplardaki kişilere karşı suiistimal ve sömürü ‘nün yaşandığı rapor edilmiştir.
Ayn İsa Pamuk Fabrikası kampındaki kişilerin en temel kaynaklara bile ulaşamadığı gözlemlenmiştir. Tedaviye ihtiyaç duyan kişilerin SDF_PKK_YPG’ye rüşvet veremeden hastaneye bile götürülmediği, parayı ödeyebilenlerin Haseke’deki hastaneye götürüldüğü ortaya koyulan önemli bir husustur. Kampta bir aileye günlük 20 litrelik bir bidon su dağıtıldığı lakin bu suyunda hijyenik olmadığı gözlemlenmiştir.
22 Ekim El-Sad kampında SDF-PKK-YPG’ye karşı gösterilen düzenlendiği bu gösterilerin havaya ateş açılarak bastırıldığı raporlanmıştır. El-Sad kampından çıkmak isteyen kişilerin YPG-PKK-SDF ye 100 dolar ödemek zorunda bırakıldıkları bu kamptan ayrılanların ise İdlib’e zorunlu göçe tabi tutuldukları tespit edilmiştir.
Haseke (Ras-Al Ayn) kırsalındaki Mabrouka kampında yetersiz yaşam koşullarının ortada olduğu, 20 litre suyun SDF-PKK-YPG tarafından 9 ABD dolarına satıldığını beyan etmişlerdir. Birçok çocuğun hastalıkla boğuştuğu ve ishal olduğu, bir aileye günde 4 kutu sardalye verildiği, birçok ailenin yemek pişirmek ve ısınmak için elbiselerini yakmak zorunda kaldıkları raporda dikkat çeken hususlardandır. SDF-PKK-YPG güçlerinin yiyecekleri sattığını lakin birçok kişinin ekonomik olarak bu ücretleri ödeyemeyecek güçte olduğu beyanlar arasında yer almıştır.
Mabrouka kampında insan onurunu zedeleyici görüntülerin olduğu, insan dışkılarının ortalıkta olduğu ve birçok hastalığa yol açtığı, sıhhi tuvaletlerden yoksun olduğu, Kamptaki anne adaylarının savunmasız ve sağlık hizmetinden yoksun olduğundan bahsedilmektedir. Hamile olan kadınların YPG-PKK-SDF güçlerine ödeme yapmadan hastaneye götürülmedikleri bu sebeple kampta 15 Aralık günü olayların çıktığı yazılmıştır.
Mabrouka kampında SDF-PKK-YPG’nin bazı aileleri özellikle hedef aldığı, çocukları olmayan ailelerden zorla 300 ABD doları alındığı, çocukların ise zorla askerlik adı altında YPG-PKK-SDF ye katılımlarının sağlandığı raporlanmıştır. Kampta kalan birçok kişi ile yapılan görüşmede kampın bir hapishaneye benzediği ve giriş çıkışın mümkün olmadığı, kamptan çıkmak isteyen kişilerin 68-100 dolar arasında bir ücret ödemek zorunda olduklarını beyan etmişlerdir.
Ain-İsa pamuk fabrikasındaki kampta da durum farklı değildir. Bir somun ekmek YPG-PKK-SDF sözde yardım güçleri tarafından 3 ABD dolarına satıldığı, ishal ve deri hastalıklarının kol gezidiği, 24 Ağustos günü PKK-SDF-YPG’nin mecburi olarak tıbbı sıkıntıyı kabul ettiğini, 27 Ağustos günü akrep, zehirli çöl hayvanları sorunu olduğunu bu fimügasyon (Fumigasyon, bir tür zararlılardan korunma metodudur. Zararlı olduğu düşünülen haşere, böcek ve bakteriler, kapalı bir ortamda gaz halde kimyasal maddeler (fumigant) verilerek boğulur) yönteminin kullanıldığı kabul edilmiştir. Bu sebeple bir çok çocuğun olumsuz etkilendiği çocuk düşürme vakalarının ortaya çıktığı raporlanmıştır. Kamplara girmek isteyen gazeteciler SDF-PKK-YPG kontrolünde sınırlı kamp sakini le görüştürüldüğü ve sadece kendilerinin seçtikleri kişiler ile röportaj yapılması istendiği gözlemlenmiştir.
Kamplarda İşid tarafından zorla verilen kimliklere sahip kişilerin kamplar dışına çıkarılmamış ve kamplarda yaşamaya zorlanmışlardır. Bu kişilerin belgelerinin YPG-PKK-SDF tarafından belgelerinin incelendiği bu incelemenin birkaç gün ile 8 haftaya kadar uzadığı belirtilmiştir. işid’den temizlenen bölgeler sadece Kürtlerin yerleştirildiği raporda belirtilen bir diğer dikkat çekici noktadır.
İşid’in çekildiği bölgelerde Kürt olamayan grupların kara mayını olduğu bilenen bölgelere zorla yönlendirildiği gözlemlenmiştir.
SDF-YPG-PKK’nın sözde kontrollerinde oldukları kamplara insanı yardımları ulaştırmadıkları, bu yardımların kamplara gönderilmediği bu sebeple bu kamplarda insan haklarının açıkça ihlal edildiği gözlemlenmiştir.

Rapor daha sonra Suriye’deki altyapının, hastanelerin, okulların gördüğü zararlardan bahsetmektedir. Raporda hastaneler kısmında dikkat çekici birkaç örnek olarak şunları verebiliriz:
A- Hastaneler-2
“19 Eylül’de hükümet yanlısı güçler, yaklaşık 80 hastanın tedavi edildiği Khan Sheikhoun’da (Idlib) al-Rahma hastanesine karşı hava saldırısı başlattı. Al-Rahma, hastanede daha önce 4 Nisan’da hükümet güçlerinin uyguladığı sarin saldırısının kurbanlarını tedavi edilmekteydi. Bu hastane Han Şeyhoun’un eteklerinde bir “mağara hastanesi” dir (A / HRC / 36/55, Ek II, paragraf 17). ). Saat 10:00 ile 10:15 arasında iki hava saldırısı başlatıldı; Birincisi büyük hasara neden olmamıştır, ikincisi hastanenin girişine düştü bir ambulans resepsiyon alanı ve üç ambulans imha etmiştir. Bomba aynı zamanda hastanenin depolarına da isabet etti ve yangına neden oldu. Hayati travma birimi donanımına zarar vermiştir”
B- Okullar,
Raporda Birleşik görev gücünün (CJTF) bir okulu işid üssü istihbaratıyla bombalandığından bahsedilmektedir. Lakin bu okulun içinde sivillerin olduğu kayıt edilmiştir.
“2017 20-21 Mart gecesi, yaklaşık 11: 00’de, El-Mansoura’da (Rakka) Al-Badiya okuluna en az 150 kişiyi öldüren bir hava saldırısı yapıldı. Köyden yaklaşık 1,5 kilometre uzaklıkta bulunan Al-Badiya okulu, etrafta birkaç ev ve çadır için büyük, yalıtılmış, üç katlı bir binaydı. Bölge aynı zamanda ISIL tarafından kontrol edilmekteydi. 28 Mart’ta gazetecilere verdiği bir brifingde, uluslararası koalisyonun Birleşik Ortak Görev Gücü (CJTF), okulu kullanan 30 ISIL savaşçısını hedef aldığına dikkat çekti ve ülke içinde yerinden olmuş kişilerin okuldaki varlıklarını doğrulayamamış olduğunu belirttiler. 7 Temmuz 2017 ‘de, Görev Gücü, mevcut bilgilerin daha fazla gözden geçirilmesi üzerine, sivillere zarar veren sivilleri bulmak için yeterli bilgi olmadığını değerlendirdi” Daha sonra komisyonun köy sakinleri ile yaptığı röportajda okulda yaşayanların, Palmyra (Homs), el-Sukhna (Homs), el-Qaryatayn (Homs), Halep (Halep), Maskanah (Halep), El-Kaide Bab (Halep) ve Hamah kırsalından gelen sığınmacılar olduklarını beyan etmişlerdir.

Yayına hazırlayan Ömer Gök

Kaynakça:
United Nations,General Assembly, Report of the Independent International Commission of Inquiry on the Syrian Arab Republic, Human Rights Council,Thirty-seventh session,26 February–23 March 2018,Agenda item 4,Human rights situations that require the Council’s attention,1 February 2018, A/HRC/37/72

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir