KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Rusya’nın Kürt politikası tamamen değişiyor

Rusya’nın Kürt politikası tamamen değişiyor

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 7 dk okuma süresi
371 0

Afrin’in kuzey-batı bölgesinde Kürtlerin güçlendirilmesi karşın sadece Beşar Esad hükümeti değil aynı zamanda Türk-Rus koalisyonu uluslararası alanda ciddi mücadele veriyor.

Bu harekete karşı Rusya ve Türkiye arasında bir uzlaşma söz konusu.Amerikan destekli ayrılıkçı Kürt tehtidini etkisizleştirme üzerine, böyle bir uzlaşmanın var olduğu ,Cumhurbaşkanı Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Rus Savunma Bakanı Sergey Şoygu- ile 2 temmuz’da İstanbul’da yaptığı samimi görüşme sırasında açıkça belli olmuştur. Öte yandan,tamda bölgede Rus-Türk konsensüsü sağlanmışken,zayıf Beşar Esad iktidarı yada Esad’ın iktidardan düşmesi,bu iki ülkenin İdlib ve Afrin’de Kürt ayrılıkçılara karşı baskı yapabilmelerini sağlayan gerekçelerin ortadan kalkmasına neden olabİlir. Bununla beraber,Kuzeydeki Kürt ayrılıkçı hareketi tamamen yok edilmediği sürece,Suriye’de oynanan tiyatro üzerinde Türkiye ve Rusya’nın askeri baskısı uzun süremez.

Hatırlanacağı gibi,Fransız sömürge döneminde,Suriye ve çevresinde büyük Lübnan,İskenderun (bugünkü Hatay),Alevi,Dürzi,Halep ve Şam devletinden oluşan 6 ayrı devlet kurulması düşünülmüştü.Bu dönemde Asuri,Ermeni ve Kürtlerin Suriye içerisindeki bağımsız devlet istekleri Fransa tarafından sert dille red edilmişti. Bugünkü durum tıpkı sömürge dönemindeki gibi çeşitli grupların Suriye merkezi yönetiminden ayrılarak bağımsız devlet kurma çabaların anımsatıyor,ancak bu seferki fark aynı durumun Türkiye içinde geçerli olması.

Gerçektende gelinen noktada,Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruması zor görünüyor.Meseleye Rusya açısından bakacak olursak,diğer tüm faktörlerin dışında,Rusya’nın çıkarları ,Suriye’deki bu Kürt grupların Erdoğan’ı zor durumda bırakmalarına ve ekonomik işbirliğinin sürdürülmesini bozmasına izin vermez.

Öte yandan,uluslararası toplum Suriye’de siyasi değişikliklerle ilgili çok çabuk bir şeyler yapmak gerektiği konusunda net bir anlayışa sahip.Bütün muhataplar Federal yapının ütopya olduğunu belirtmelerine rağmen Suriye devletinin federal yapıya çevrildiği çok açık.

Bu bakımdan Ankara ve Moskova yönetimlerinin Beşar Esad’a bakış açıları mevcut üniter yapıyı bu hali ile koruyan figür şeklinde ve aslında paralellik taşıyor.Eğer Beşar Esad görevinden istifa eder yada devrilirse (suikast),Suriye için Türk-Rus ittifakının geleceği tehtid altına girebilir.Beşar Esad’ın çekilmesi dolayısıyla ulusal ordunun dağılmasına neden olacaktır, buda radikal grupların orduyu ele geçirmesi ile sonuçlanabilir.

Bu tür bir senaryoda bölgenin dahada büyük bir kaosa sürükleneceği açıktır.Bugün Suriye’de bir iktidar olduğu için diplomatik kanallar açıktır ve pazarlık yapılabilmektedir.Afrin meselesini basitçe anlatmak gerekirse,bölgede Esad taraftarları ve ayrıca Kürtlerin kontrol ettiği Afrin gibi alanlar bulunuyor.Afrin’in stratejik önemi şu,YPG Afrin’de tutunabildiği taktirde,Menbic,Cerablus,Azez hattında ilerleyebilir.Bu senaryo gerçekleştiği taktirde,PYD yoğun Kürt nüfusun yaşadığı Halebin kuzey bölgelerinde hak iddia edebilir.Halep’eki Hristiyan ve Ermeni azınlıkların otonomi istekleri göz önünde tutulduğunda Kürtlerle işbirliğine gitmeleri olasıdır.Bunlara ek olarak Rakka’nın İŞİD’den kurtarılması operasyonu başarılı olursa,bu şehirde PYD’nin kontrolünde bir Kürt şehrine çevrilebilir.Sonuç olarak bu harekatların sonunda «Bağımsız Büyük Kürdistan» süreci başlatılacaktır.

PYD ideolojisi,bilindiği gibi ezilen tüm etnik azınlıklara (Ermeniler,Süryaniler,Dürziler vs)otonomi sözü vermeyi sürdürüyor.Burada Suriye’nin geleceği açısından asıl tehlike,Kürtlerin halklara verdiği Esad rejiminden bağımsız devlet kurabilmeleri sözüdür.

Benzer bir durum Türkiye sınırında yaşanıyor .Amerikan yönetiminin özellikle Afrin’de Kürt güçleri silahlandırması ve desteklemesi Türkiye tarafında hem endişeye hemde nefrete sebep oluyor.Bilindiği gibi Amerikan silahlarıyla donatılmış YPG militanlarının Türkiye sınırında askeri üssü bulunuyor. Ankara’nın Suriye içerisinde bu grupları bertaraf edemediği taktirde Trump yönetiminin bu teröristleri kuzeye yönlendirme ihtimali düşünüldüğünde, gerçektende Türkiye’nin toprak bütünlüğünün tehlikeye düşmesi söz konusu olabilir.Bütün bu gelişmeler ışığında,Erdoğan’ın birinci görevi ne dost Azerbaycan’a yardımcı olmak nede Rusya ile yakınlaşma değil öncelikle Suriye’deki Kürt meselesini halletmektir.

Kürt konusu Cumhurbaşkanı için tam bir baş ağrısı konumuna gelmiş öncelikler sırasında baş sırayı almıştır.Bu sorunu halletmenin iki seçeneği vardır ya Rusya ile ortak hareket edilecek yada İŞİD’den medet umulacaktır. Diğer cephede İŞİD ile savaşan Türkiye hali ile Moskova ile işbirliğini arttırma yoluna gitmiştir.

Bu bağlamda Ankara için Rusya ilişkilerinde, domates veya Rus turist sorunu,Türk ekonomisi için kesinlikle önemli rol oynamasına rağmen şu aralar çok az ilgi çekmektedir.Erdoğan yönetimin en önceliği Kürt sorunu olduğu için Türk yönetimi,domates yada turist sorunlarını görüşmeyi bir süre daha ertelemeye razı görünüyor.

Suriye’deki bağımsızlık hareketi tıpkı Irak’ta olduğu gibi İran ve Türkiye’de Kürt hareketini tetikleyebilir.Sonuç olarak,Ortadoğu’nun paylaşım sürecinde Bağdat ,Tahran ve Ankara’da endişeye yol açan bu grubun, bağlantılarına ve amaçlarına bakıldığında ,Kürtlerle işbirliği yapmanın Rusya’nın kendi ulusal çıkarları açısından mümkün olmadığı gözüküyor.

Denis KORKODİNOV -Siyasi analist 03.07.2017 / Moskova

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir