Dün gece Irak Başbakanı Haydar el-Abadi yaptığı açıklama ile uzun zamandır hazırlıkları süren Musul’u temizleme operasyonunun başladığını açıkladı. Daha sonra binlerce Irak askeri, peşmerge gücü ve bazı gruplarında katılımıyla IŞİD’e karşı askeri operasyon başladı. Ayrıca operasyona Batılı askerler, Amerikan topçuları ve koalisyona ait hava güçleri operasyona destek veriyor. Karadaki Batılı askerler genelde danışman rolü oynarken, topçular ve hava güçleri IŞİD mevzilerini bombalıyor. Irak’tan yapılan açıklamada ise Musul’u kurtaracak temel unsurların Irak ordusu ve peşmergeler olduğu vurgulandı. Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesud Barzani de yaptığı açıklamada anlaşılacağı gibi bu iki grup ilk defa bir operasyona beraber katıldılar.
Peşmergenin Rolü
Musul operasyonuna katılan Irak ordusu ve peşmerge, IŞİD’e karşı çoğunlukla farklı cephelerden savaşıyor. Irak ordusu Güver ve Geyyara cephelerinde savaşırken peşmerge ise Hazer Cephesinde IŞİD’e karşı mücadele edecek. Peki, peşmergenin IŞİD’e karşı mücadele edeceği Hazer cephesinin önemi nedir? Bu cephe öncelikli olarak Musul operasyonun ilk hedefi olan Hıristiyan nüfusun yoğunlukta yaşadığı Hamdaniye kentine ulaşmada kritik noktadır. Bu cephe sayesinde bölgedeki Hıristiyan nüfus peşmerge sayesinde IŞİD’ten kurtarılacak. Ancak bu amaç düşünüldüğü kadar masumane değil. Batılı karar alıcılar, Hamdaniye’de kurtarılan Hıristiyanlar üzerinden yapacakları propaganda ile ayrılıkçı Kürt gruplara uluslararası alanda prestij kazandıracaklardır. Ayrılıkçı Kürtler artık sadece IŞİD terörü ile mücadele etmekle kalmamakta aynı zamanda bölgedeki Hıristiyanların da koruyucusu rolünü üstlenmektedir. Bu prestij ayrılıkçıların, Hıristiyanlar nazarında konumunu iyileştirecektir. Özellikle uluslararası medya takip edildiğinde Irak ordusundan öte peşmergenin Musul operasyonundaki faaliyetleri ön plana çıkarılmaktadır. Bu durum ise yaratılmak istenen algıyı açıkça ortaya koymaktadır.
Barzani’nin Açıklaması ve Değişen Tavrı
Peşmerge lideri Mesud Barzani, bugün Hazer cephesini ziyaret etti. Ziyarette basına açıklama yapan Barzani, Türkiye’nin Irak’taki rolüne ilişki tek cümlelik bir açıklama yaptı. Barzani Türkiye’nin rolüne ilişkin “Ankara ile Bağdat bir uzlaşı yolu bulmalılar” mealinde açıklaması ile Türkiye’yi yarı yolda bırakacağının sinyalini verdi. Musul operasyonu öncesi üst düzeyden de olmasa Türkiye lehinde yapılan açıklamalar artık daha nesnel bir hal alacağa benzemektedir. Kısa veya orta vadede ise Barzani’nin Türkiye karşıtı eylemlere başlayacağı kuvvetle muhtemeldir. Burada dikkat edilmesi gereken üç nokta var. İlki, İbadi ile Barzani son buluşmada neyi kararlaştırdılar? ABD Başkanı Barack Obama’nın IŞİD Özel Temsilcisi Brett McGurk, iki isim arasındaki son görüşmenin Musul operasyonu öncesi yapıldığına dikkat çekmişti. Eskilerin de dediği gibi “Bir yemeğe siz davet edilmediyseniz menüde siz varsınız demektir!”. İkinci olarak Batı, Barzani’ye ne vaad etti ya da Barzani operasyon öncesi Türkiye lehine tavrı ile Batı’dan bir şey mi koparmaya çalıştı? Böyle bir planın varlığı Türk Devletinin tarihine kara bir leke olarak yazılacaktır. Üçüncü olarak Türkiye’nin PKK/PYD’nin bağımsızlık isteğine karşı çıkması ve Türk kamuoyunda yükselen Türk milliyetçiliği Barzani’nin bağımsızlık planlarını rahatsız mı etti? Bu nedenle mi Barzani, Türkiye lehinde açıklama yapmak yerine Türkiye’yi satma gereği duydu. Sonuç olarak, Barzani’nin tavır değişikliğinde aslında üç durumun bulunma ihtimali yüksektir. Ancak Türkiye yıllardır şımarttığı Barzani’den yediği bu tokadın hesabını sormalıdır!
Amerika Araştırmaları ve Terör Uzmanı Emrah Kaya/ Kafkassam
Facebook- Twitter: @emrhky0407
