Şimdi yükleniyor

Turan Rzayev: Rusya hala Güney Kafkasya ülkelerine eski sömürgesi gibi yaklaşmakta

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, Azerbaycan ve Ermenistan’ın NATO ile iş birliğini değerlendirdi. Her iki ülkenin İttifak ile ilişkilerini derinleştirmesi durumunda bunun bölgedeki duruma etkilerini de göz önünde bulundurması gerektiğini belirtti.

“Umarız Azerbaycan ve Ermenistan, NATO ile iş birliğinin derinleşmesi halinde durumun kötüleşme risklerini fark ederler,” dedi Zaharova.

Dışişleri yetkilisinin sözlerinde açık bir tehdit unsuru olmasa da, diplomatik zeminde bu tür açıklamalar adeta bir “çizgiyi aşmayın” uyarısı niteliği taşıyor. Moskova, bu tür açıklamalarla hem bölgesel aktörlerin Batı’ya yönelişini frenlemeye hem de kendi nüfuz alanını korumaya çalışıyor.

Ne yazık ki, Rusya emperyalist pozisyonundan geri adım atmıyor. Hâlâ Güney Kafkasya ülkelerine eski sömürgesi gibi yaklaşmakta. Bu durum, Zaharova’nın açıklamasında da açıkça hissediliyor. Zaharova, Azerbaycan ve Ermenistan’ın NATO ile iş birliğini bir tehdit olarak lanse ediyor ve bu iş birliğinin bölgede “durumun kötüleşmesine” neden olabileceğini iddia ediyor. Açıklamada Kremlin’in gayriresmî bir uyarısı seziliyor: “Eğer bizimle hesaplaşmadan Batı’ya yakınlaşırsanız, sonuçlarına da hazırlıklı olun.”

Bu tür açıklamalar özellikle Bakü’ye yönelik olarak anlamsızdır. Nitekim, Azerbaycan da Ermenistan da NATO üyesi değil ve yakın gelecekte böyle bir üyelik ihtimali de görünmüyor. Azerbaycan böyle bir niyet taşımıyor, Ermenistan ise istese bile bunu gerçekleştirmesi mümkün değil. Ancak her iki ülkenin NATO ile iş birliği yaptığı programlar mevcuttur. Örneğin, “Barış İçin Ortaklık” programı bunun en açık örneğidir. Bu iş birliği, askeri-teknik, eğitim ve güvenlik alanlarında tecrübe paylaşımı düzeyindedir.

Azerbaycan’ın İttifak ile iş birliği modern ordu yapılanması ve güvenlik altyapısının güçlendirilmesi amacını taşıyor. Bu iş birliği hiçbir zaman Rusya’ya karşı olmamıştır. Öte yandan Azerbaycan Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) üyesi değil. Oysa Ermenistan, NATO ile iş birliği yapan bir KGAÖ üyesi konumunda.

Azerbaycan, NATO ile iş birliğini uzun yıllardır sürdürüyor ancak dengeli bir dış politika izliyor. Bakü hem NATO ile iş birliği yapıyor, hem de Moskova ile stratejik ortaklığını koruyor. Rusya ise bunu öne çıkarmak yerine üstü kapalı tehdit yoluna başvurmayı tercih ediyor.

Azerbaycan bağımsız ve egemen bir devlettir. Dış politikasını yüksek hassasiyet, profesyonellik ve geleceğe dönük, minimum risk esasına göre şekillendiriyor. Bakü, bulunduğu bölgenin stratejik avantajlarını da risklerini de çok iyi biliyor. Gerek uyarı, gerekse üstü kapalı tehdit, Azerbaycan için kabul edilemezdir. Bakü hiçbir ülkenin diktesiyle hareket etmez.

Rusya, bu söylem tarzından vazgeçmeli ve komşularıyla sorunların çözüm yollarını aramalıdır. Aksi takdirde korktuğu başına gelebilir. Bugün Azerbaycan’ın NATO’ya üyelik gibi stratejik bir hedefi olmasa da, Rusya ile gerilimin artması ve risklerin çoğalması Bakü’yü böyle bir adım atmaya yöneltebilir. Moskova şunu da bilmelidir ki, NATO’ya üye olmak isteyen bir ülkeyi bu yoldan çevirmek mümkün değildir. Örneğin, İsveç ve Finlandiya bunu yaptı. Rusya ise sadece boş tehditlerle yetindi.

Rusya, Sovyetler Birliği’nin izlediği yanlış politikayı sürdürmektedir. Öyle ki, bu politika 1952 yılında Türkiye ve Yunanistan’ın NATO’ya üyeliğiyle sonuçlandı. Kremlin’in devam ettirdiği bu siyaset, birbirine düşman olan Azerbaycan ve Ermenistan’ı bile NATO üyeliğine yönlendirebilir. Eğer bu iki ülke İttifak’la ilgili kararlarını değiştirirse, Fransa Ermenistan’ın, Türkiye ise Azerbaycan’ın üyeliğine sıcak bakacaktır. Rusya bunların farkında olmalı ve söylemini buna göre şekillendirmelidir.

 Turan Rzayev

Share this content:

Yorum gönder