KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Türkiye
  4. »
  5. Taliban zihniyeti hedefleri ve Türkçe

Taliban zihniyeti hedefleri ve Türkçe

Hasan Oktay Hasan Oktay - - 7 dk okuma süresi
307 0

Dünya gündemi hızla değişiyor adeta moda deyim ile güncel tüketim sektörü karşısında olaylar neredeyse havlu atacak durumda. ABD başkanı Biden iktidara gelip yemin ettikten sonra karşılaştığı yeni problemleri eski bildik yöntemler ile çözülemeyeceğini anlamış edası ile birden dış politika alanına girdi. Türkiye iç politikadaki sıkışıklığı dış politika başarısı ile çevirmeye çalışmakta muhalefet ise iç politikada harekât alanını genişleterek hükümeti dış politikada başarısızlığa uğratıp toparlanmaması için iç politikaya çekmeye çalışıyor. İç politika artık dış politika başarısı üzerinden yapılacağı gerçeği ile karşı karşıya kalan hükümet muhalefetin şaşırtmacasına aldanmadan önceliğini dış politikaya verdi/vermek zorunda kaldı.
Taliban Afganistan Türkiye
ABD 11 Eylül saldırıları sonrası adeta işgal ettiği Afganistan’dan çekilme kararı alınca Afganistan’ın güvenliği gündeme geldi. ABD tarafından SSCB Rusya’sına karşı destekledikleri mücahit gruplar daha sonra Pakistan medreselerinde eğitilerek Talebe/Taliban hareketinin doğmasını sağladılar. Bu hareket özü itibari ile Sünni bir dini hareket olarak anılmasına rağmen selefi, vehhabi geleneğe daha yakın ve kendine özgü örgütlenmesi ile sürekli gündemde kalarak Afganistan’daki uygulamaları konuşuldu. Görüntü itibari ile İslami kurallara sıkı sıkıya bağlı umutsuz ve gelecek kaygısı yaşayan Afgan halkına bir umut kapısına dönüştürüldü. Başta Peştunlar olmak üzere Türk topluluklarının da Talibana yönelmesi sağlandı. Şimdi ABD Afganistan’dan çekilince Afgan devleti tamamen Taliban’ın işgaline açık hale getirilmiş oldu.
NATO Kore Afganistan ve selefi zihniyet
Türkiye NATO’ya üye olabilmek için Kore’ye asker göndermiş ve buradaki başarıları NATO giriş sürecini hızlandırmıştı. Şimdi ABD Türkiye ilişkilerinde son zamanlarda meydana gelen kırılmanın onarılması için Türkiye’nin bir iyi yet göstergesi olarak ABD’nin Kabil havaalanının güvenliğini sağlama teklifi sevinç ile karşılandı. Böylece Türkiye Kore ile NATO’ya girmiş, şimdi ise Afganistan ile de batı ile olan güven sorununu çözmüş oluyor. Aslında Türkiye bu harekâtı bir fırsata çevirip sadece Kabil havaalanını değil tüm Afganistan’ın güvenliği ve toprak bütünlüğü çerçevesi etrafında bölgede varlığını göstermelidir. Çünkü Taliban’ın temsil ettiği zihniyet ile Türk Dünyası medeniyet tasavvuru biri biri ile oldukça zıt kutuplardadır. Bununla birlikte Türk dünyasının çaresizliği propaganda karşısındaki zayıflığı Taliban hareketini ister istemez hızlı bir şekilde Türk dünyasında yayılmasının önünü açacaktır.
Öncelikle Kuzey Afganistan’da yaşayan Özbek Türklerini Taliban karşısında korumak ile işe başlaması gereken Türk askerinin daha sonraki görevi Taliban’ın Türkistan coğrafyasına yayılmasını önleyecek tedbirler alması gerekmektedir. Taliban sözcüsünün açıktan Türkiye’yi tehdit etmesi karşısında heyecan ve ya paniğe kapılacak bir hükümet yoktur. İŞİD’in tehdidi karşısında Süleyman Şah Türbesini sırtında gezdirme gafletinin Türkiye’ye nelere mal olduğu açık bir şekilde ortadadır. Taliban hareketi Sünni bir refleks değil Taliban üzerinden Türk düşünce sistematiği yok edilmek istenmektedir. Bu bile başlı başına Taliban hareketinin kesinlikle devre dışı bırakılması gerektiğinin bir sebebidir. İŞİD Taliban gibi dini içerikli olduğunu iddia eden hareketler sosyal ve siyasi olarak yönlendirmelere açık hareketler olup ne zaman kimin işine göre hareket edeceği bilinmez. Onun için Türkiye açısından son derece hassas bir konu olan Türkistan coğrafyasının İŞİD Taliban ve Çin tehdidi karşısında savunmasız bırakılmasına göz yumulmayacaktır. Türkiye önce Kabil havaalanına konuşlanacak sonra da Taliban’ın merkezi hükümete tehdit unsuru olmaktan çıkarılmasını sağlayacaktır. Kuzey Afganistan’daki Türk Özbeklerin can ve mal güvenliği garanti altına alınıp Taliban’ın bu koridorları kullanıp Tacikistan Türkmenistan ve Özbekistan’a girişini engellemek gerekmektedir.
Türkçe medeniyet dilidir
YÖK Başkanı Yekta Saraç Türk dili ve edebiyatı Profesörü olmasına rağmen siyasi baskılara dayanamayarak yurtdışında Türkçe eğitimi yasaklatacak karar almasının altında yatan diğer bir konu da Türkçeye ve Türkçe üzerinden kendilerine güvensizliğini bir yansımasını ortaya koymuştur. Taliban Türkçe cehennem dilidir şeklinde İran Şii ulema ile beraber fetva verirken Yekta Saraç’ın görevinin bitimine yakın Türkçeyi yasaklatması kabul edilir bir durum değildir. Taliban işgal ettiği yerlerde Arapçayı resmi dil yapma girişimleri karşısında Türkçenin bir bayrak gibi medeniyetimizin temsilcisi olarak dikilmesi her bir Türkün öz vazifesidir.
İngiliz öğrenciler dünyanın neresine giderse gitsinler İngilizce eğitim aldıklarında ülkelerine dönüşlerinde İngiliz Yüksek Öğretim Kurumu o öğrenciye niye yurtdışında İngilizce eğitim aldın senin denkliğinin kabul etmiyorum demiyor. Ama bizim YÖK Türkiye dışında Türkçe eğitim yapılamaz diyor. Bu sömürge zihniyetidir. Taliban karşısında giriştiğimiz medeniyet kavgamızda Erdoğan yalnız bırakılmaktadır. Adeta Erdoğan’a YÖK üzerinden darbe yapılmaktadır. Taliban ile verilen verilecek olan mücadele bir medeniyet düşünce kavgasıdır. Türk milleti Taliban zihniyetine mahkûm edilmesine göz göre göre evet deme şansımız yoktur. Taliban yok olacak Türk medeniyet tasavvuru galip gelecektir. Yekta Saraç’ın üniversiteleri Taliban yuvasına çevirmeden derhal görevinden uzaklaştırılmalıdır.
Hasan Oktay

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir