ORHAN FİDAN: TÜRKİYE YÜZYILI VE ULUSLARARASI TRANSİT JEO-LOJİSTİK HEDEFİNE ODAKLANMALIYIZ
Jeo-stratejik konumda olan Türkiye’nin yeni yüzyıl dengeleri ekseninde aynı zamanda dünyada bir “Jeo-lojistik Merkezi” olması için erken adım atmalıyız.
Hukuki mevzuatlar sürecinde kolektif bir yaklaşımla deniz ticaretinin kara ticaretiyle buluşması için son derece hızlı adımlar ile yol almalıyız.
Bu hususta Ticaret Bakanlığı konuyu hassas bir şekilde ele alırken en önemlisi Gıda ve Tarım Bakanlığı olarak sürece stratejik açıdan bakması gerekiyor.
Nitekim Deniz ticaretiyle kara ticaretinin buluşması doğrultusunda Jeo-lojistik çerçevede bir merkeze dönüşen Türkiye’nin kazanımlarını artırmak için adım atmalıyız. Bu adımlarda yeni yüzyılın en büyük sorunu olan iklim değişikliği ve kuraklık konularını ele alarak önleyici tedbirler açısından bakmalıyız.
Yurt dışından Türkiye limanlarına intikal eden gemilerin ve transit olarak nakliye usulü devam eden iş süreçlerinde en çok gıda, tarım ve hayvancılık alanında süreçler tezahür etmektedir.
Bu yüzden Gıda ve Tarım Bakanlığı olarak gemi ile gelen ve aynı zamanda lojistik olarak kara yolu ile ilerleyen gıda, tarım ve hayvancılık konularında seyir alan süreçlerde uluslararası yatırımcıları teşvik eden bir sistem inşa etmeleri önem teşkil etmektedir. Bu süreçte tahsil edilen kalemleri yeniden gözden geçirilerek %50 oranda indirilmesi aslında uluslararası yatırımcının teşvikini artırıyor olacaktır.
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin hızlı karar alma kabiliyetiyle birlikte uluslararası yatırımcılar açısından Türkiye’nin Jeo-lojistik merkezi haline gelmesi için önem teşkil eden adımlarla ilerlemeliyiz.
Örneğin Gıda ve Tarım Bakanlığı uluslararası deniz ticareti evresinde transitten hayvan başına 6.000 TL para alıyor. Transit gemide 10 bin hayvan geldiğini düşündüğümüzde 60.000.000 TL ediyor.
Sırf bu parayı yüksek bulduğu için bir uluslararası transit geminin Türkiye limanını tercih etmemesi demek aslında yeni yüzyılın Türkiye Yüzyılı olması için gayret ettiğimiz günümüzde ve yeni dünya düzeninde “Türkiye’nin Jeo-lojistik Merkezi” olmasına engel olacak adımlarla karşı karşıya geliyoruz demektir.
3 ayda bir gemiden elde edilen gelir yeni düzenleme ile ayda bir gelen gemi ile üç ayda üç gemi geldiğinde dahi daha çok kazanacağız.
Sadece Tarım ve Orman Bakanlığı değil aynı zamanda bir çok sektör üretimi istihdam, gelir ve refah seviyesi ile vergi dilimini artırmış olacaktır. 3 ayda bir gelen gemiden 60.000.000 TL kazanırken %50 indirim ile birlikte 3 ayda 90.000.000 TL kazanan ve tüm ilgili sektörlerin iş devamlılığını sağlayan bir sistemle ilerlemeliyiz.
Hayvan başına alınan 6.000 TL yerine 3.000 TL. olsa ve fiyat yüksek olduğu için gelmeyen gemilerinde her hangi bir vergi alınmadığı gibi bu alanda ticaret yapan liman işletmeleri, lojistik ve yan dal hizmet sektöründeki kaybı önlemeliyiz. Bugün ödeme kalemleri yuksek oldugu için başka limanlar üzerinden ticaret ağını yürüten uluslararası işletmelerin ülkemizi neden tercih etmedikleri hassas bir şekilde araştırılması ve gerekli iyileştirme süreçlerinin kanun çerçevesinde seyir alması önem teşkil ediyor.
Bugün deniz ticareti demek sadece gümrük demek değildir. Lojistik, sigorta, yol yardım, otel, otoyol ,konaklama, lokantalar, market, alışveriş merkezi vb. bir çok alanı kapsamaktadır. Bu alanında bir çok işletmeler iş yapmakta, aile bakarak personel çalıştırarak ülkemize vergi ödemektedirler.
Sadece Tarım ve Orman Bakanlığı olarak %50 oranında uluslararası jeo-lojistik ticaret merkezi sürecinde vergi indirimi aslında mevcut gelirin 3 katına çıkmasına vesile olacak. Vergilerin cazip olması durumunda uluslararası lojistik gemileri Türkiye’yi tercih edecekler.
Çünkü en güvenilir ve ulaşımı en kolay ve sistemli olan liman ve lojistik hattı Türkiye’dir. Bu farkındalığı bizlerin ülke ve millet olarak kazanıma çevirmeniz gerekiyor.
Bu alanda uluslararası lojistik ticaretinde vergi yükünün artması demek aslında bir kazanç değil kayıptır. Çünkü Jeo-lojistik sistem için bu vergiler ağır görülünce hiç bir gemi gelmek istemez daha ucuz ve maliyeti düşük liman arayışına girer. Ama vergi dilimleri az olduğunda en önemli transit deniz ticareti ve lojistik merkezi Türkiye olur, sürümden kazanırken bu alanda tüm sektörler kazanç elde eder. Vergiler sürüm fazlalığı ile daha nitelikli olur, işletmelerde istihdam artar, iş yükü artar, gelir artar, kazanç artar huzur artar ve bizler Jeo-lojistik merkezi olan Türkiye’nin kıymetinin farkına varır ve daha çok çalışırız.
Türkiye’nin jeo-lojistik potansiyelini maksimize etmek için limanlar, gümrükler ve tüm tedarik zinciri boyunca yapay zeka, büyük veri analizi ve blokzincir teknolojileri ile desteklenen akıllı lojistik sistemlerine geçiş hızlandırılmalıdır.
İlgili tüm kurum ve kuruluşların hareket kabiliyeti, iş yükünün azaltılması ve vergi dilimlerinin yeniden gözden geçirilip Türkiye”nin Jeo-lojistik Stratejisi” doğrultusunda yeniden tanzim edilerek uygulamaya alınması gerekiyor.
Özellikle Jeo-lojistik konusu Türk Dış Politikası için önemli bir alandır. Yurt dışında Ticaret Ataşaleri bu alanda yeni yüzyılın Türkiye Yüzyılı olması için “Jeo-lojistik Türkiye” vizyonu doğrultusunda çalışma alanlarını ve ilgili ülkelerdeki emsal kurum ve kuruluşlarla koordinasyonu artırması faydalı bir adım olacaktır.
Türkiye’nin Jeo-lojistik Stratejisi doğrultusunda yapay zeka ve teknolojik sistemlerin gelişimi ile işlem sürelerini kısaltırken şeffaflığı ve güvenliği artıracak adımlar ile yol almalıyız.
Yeşil Lojistik ve Sürdürülebilirlik konularına hassas bir şekilde ilerlemek için yeni analizler eşliğinde sürece bakmalıyız.
Uluslararası ticaretin ve AB Yeşil Mutabakatı gibi küresel eğilimlerin gereği olarak, çevre dostu taşımacılık modlarına (demiryolu ve denizyolu entegrasyonu) öncelik verilmeli ve karbon ayak izini azaltan “Yeşil Lojistik” uygulamaları teşvik edilmelidir.
Bu yaklaşım, Türkiye’nin uluslararası arenadaki rekabet gücünü artırırken uzun vadeli ekonomik istikrarını da destekleyecektir.
Liman ile limana yakın merkezi bir noktada lojistik sistemi kurmak ve aynı zamanda demiryolu eşliğinde Jeo-lojistik sistemi güçlendirmek demek yeni yüzyılın Türkiye Yüzyılı olması demektir.
ORHAN FİDAN
ARAŞTIRMACI YAZAR
Share this content:



Yorum gönder