Şimdi yükleniyor

Mehmet BOZKUŞ: Kriz, Kaos, İstikrar ve Güç Ekseni – 14

Kriz, Kaos, İstikrar ve Güç Ekseni 14

                               GAZZE SOYKIRIMI

         7 Ekim 2023ten Sonra Değişen Dünyanın Yeni Gerçekliği

7 Ekim 2023 Bir Asrın Kırılma Noktası ve bölgesel ve küresel güçlerin bölgemizdeki işbirlikçileri ve değişen dengelerinin ortaya çıkması ve yeniden şekillenmesinin temelidir.

7 Ekim 2023 sabahı, Hamas’ın Aksa Tufanı Operasyonuadıyla İsrail topraklarına yaptığı baskın, 1917 Balfour Deklerasyonu ve 1947 yılı  BM 181 sayılı kararı ile iki devletin kurulması kararı sonrası ,1948den öncesi ve bu yana süregelen Filistin-İsrail çatışmasının en sert ve sembolik dönüm noktası oldu.

O gün, yalnızca bir askeri operasyon değil, küresel düzenin deşifre olduğu bir tarihsel milat olarak hafızalara kazındı.

Sonraki iki yılda yaşananlar, Birleşmiş Milletlerin 1948 tarihli Soykırım Suçunun Önlenmesi Sözleşmesini fiilen askıya alacak düzeyde bir insani felakete dönüştü.

Gazze, modern çağın Stalingrad’ı gibi direnirken, İsrail dünya kamuoyunda Nazi Almanyasına benzetilmeye başladı. Bu makale, iki yılda yaşanan dönüşümün aktörler bazında nasıl şekillenme ile sonuçlandığıdır..

İsrail İçin: Yenilmez DevletMiti Çökerken

İsrail bölgesel güç noktasında 1948 yılından bu yana uluslararası hukuk tanımayan kendi başına buyruk her yaptığı eylem ve harekette kendini haklı gösteren antisemitizm ve holokost üzerinden insalığı kontrol altına alan her alanda  algısal işgallerle istediği gibi hareket etme kazanımı elde eden  sözde masum aslında bir soykırımcı devlet idi.

Algılarla kontrol altına aldığı dünya düzenindeki yenilmez ve güçlü devlet algısının Küresel İnsanlık Vicdanı karşısında  tamamen kayıp ettiğidir.

Askerî Yenilmezlik Algısının Sonu

1945 sonrası kurulan düzenin bölgemizdeki teopolitik, enerji, ticaret yolları ve finansal rezerv para sisteminin ana ticaret ürünü olan petrol bölgesinde Batı lehine işleri yürüten teopolitik hayali ile işgal ve yayılmacı bir devlet konumunda idi.

İsrail, 1967 Altı Gün Savaşı ve 1973 Yom Kippur Savaşı’ndan sonra kendisini Orta Doğunun mutlak askeri gücü olarak tanımlamıştı.

Ancak 7 Ekim 2023te Hamas’ın yüzlerce roketle Demir Kubbeyi aşması ve İsrail sınır karakollarını ele geçirmesi, bu imajı parçaladı.

İsrail halkı ilk kez kendi topraklarında bu kadar derin bir güvenlik zafiyeti yaşadı. Bu olay, Tel Avivin 1948deki kuruluş travmasından sonra yaşadığı en büyük psikolojik sarsıntı oldu.

Mossad ve İstihbarat Devletinin İflası

Dünyanın en gelişmiş istihbarat ağına sahip olduğu düşünülen Mossad ve Şin Bet, 7 Ekimi öngöremediöngörmek istemedi?

1972 Münih Olimpiyatları katliamından bu yana her şeyi bilenimajına sahip Mossad’ın bu körlüğü, İsrail iç siyasetinde Netanyahu hükümetine karşı büyük öfkeye yol açtı.

Tel Aviv Üniversitesinde yapılan bir anket, İsraillilerin %68inin devletin bizi koruyamadığı” görüşünde birleştiğini ortaya koydu.

Batı’nın Siyonist Projesinin İfşası

Yahudiler 2500 yıl önce Babilonya Kralı Nabukednazar tarafından sürgün edildiklerinde  Kudüsten (Jerusalem)çıkarken son terk ettikleri yerin adı Sion idi. Yahudilerdeki  yeniden vatan sahibi hayal ve ideallerinin adı da ‘’Siyonizm’’olarak adlandırılmıştı.

1967 Savaşı‘ndan sonra Süveyş Kanalı etrafında İsrail General Bar Lev savunma hattı tesis oluşturmuşlardı.

5 Ekim 1973 Enver Sedat Mısır Ordusunu harekete geçiripsaldırıyı başlattığında aşılamaz denilen ve son derece dönemin gelişmiş elektronik sistemlerle kurulmuş Bar Lev hattı Mısır tarafından ele geçirilmişti.

Geride kalan 25 yıl boyunca üç savaşta yenilmiş olan Mısır ordusu, kararlılıkla ilerliyordu. İsrail kayıp etme noktasına ulaşmıştı.

İsrailin dönemin başbakanı Golda Meir, ‘İsrail’in kendini korumak için atom bombası kullanmaktan başka bir çaresi yok!’ diyerek ABDden yardım istemişti.

ABD Başkanı Nixon da, Enver Sedat’ı aramış ve ‘ateş-kes’i hemen kabul etmezsen, atom bombası ile tehdit etmekten geri kalmamıştı.

Enver Sedat Mısır halkına hitap ederek, Şu ana kadar İsrail’le savaşıyorduk,bundan sonra ABD ile savaşmış olacağız. Ben ABD ile savaşmayacağını’’ açıklayarak ateş-kes’i kabul ettiğini açıklamıştı.

Almanya Başbakanın Batı için İsrail bizim kirli işlerimizi yapan ülke açıklaması ile herşeyin ortaya saçıldığı bir dönem başlad.

Gazze saldırılarıyla birlikte, İsrailin kuruluş felsefesi tekrar sorgulanmaya başladı. 1917 Balfour Deklarasyonu ile temelleri atılan, 1948de İngilterenin gözetiminde kurulan İsrail Devletinin, aslında Batı’nın Orta Doğudaki karakoluolduğu tezi geniş kesimlerce kabul gördü.

ABDnin koşulsuz destekaçıklamaları, bu algıyı daha da güçlendirdi. İsrailin kutsal bir ideal değil, küresel bir sömürge projesi olduğudur.

Küresel Meşruiyetin Erozyonu

1967den bu yana ilk kez Avrupa Birliği içinde, İsrailin eylemlerine karşı toplu protestolar yapıldı. 2024te İspanya, Norveç ve İrlandanın Filistini tanıma kararı, Batı’nın sessiz bir itirafı niteliğindeydi.

Uluslararası Adalet Divanı’nın 2024 Ocak ayında İsrail hakkında soykırım ihtimaline dair ciddi deliller varkararı, bu sürecin hukuki zeminini oluşturdu.

İsrailin Yeni Kimliği: Devlet Terörizmi

Gazzede 2 yıl içinde ateşkes süresi başlayıncaya kadar binlerce sivilin ölmesi, yaralanması, 2 milyon insanın evsiz kalması; İsraili soykırım mağduru devletimajından soykırımcı devletkonumuna getirdi.

Hastaneler, BM binaları, camiler, kiliseler ve okulların hedef alınmasıyla İsrail artık uluslararası hukukta bir denek ülkehâline geldi.

                    II. Filistinliler İçin: Mazlumluktan Meşruiyete

Sistematik Zulmün Görünür Hale Gelmesi

Filistin halkına karşı başlayan 1937 yılında başlayan katliamları sırasıyla;

1. Hayfa Katliamı 1937

2. Kudüs Katliamı 1937

3. Balad el-Şeyh Katliamı 1939

4. Hayfa Katliamı 1939

5. Hayfa Katliamı 1947

6. Abbasiye Katliamı 1947

7. El-Hisas Katliamı 1947

8. Bab el-Amud Katliamı 1947

9. Kudüs Katliamı 1947

10. Şeyh Burek Katliamı 1947

11. Balad eşŞeyh Katliamı 1947

12. Yafa Katliamı 1948

13. El-Saraya El-Arabeya Katliamı 1948

14. Semiramis Katliamı 1948

15. Ramla Katliamı 1948

16. Yazur Katliamı 1948

17. Tabra Tulkarem Katliamı 1948

18. Kudüs Katliamı 1948

19. Deir Yasin Katliamı 1948

20. Ebu Şuşa Katliamı 1948

21. Tantura Katliamı 1948

22. Lidda Katliamı 1948

23. Saliha Katliamı 1948

24. El-Dawayime Katliamı 1948

25. El-Hüseyniye Katliamı 1948

26. Ebu Kebir Katliamı 1948

27. Kahire Tren Katliamı, Hayfa 1948

28. Kalunya Katliamı 1948

29. Nasıruddin Katliamı 1948

30. Tiberya Katliamı 1948

31. Hayfa Katliamı 1948

32. Ayn el-Zeytun Katliamı

1948

33. Safed Katliamı 1948

34. Beyt Daras Katliamı 1948

35. Kibya Katliamı 1953

36. Han Yunus Katliamı 1956

37. Kudüs Katliamı 1967

38. Bahru el-Bakar Katliamı 1972

39. Sabra ve Şatilla Katliamı 1982

40. El-Aksa Camii Katliamı 1990

41. İbrahim Camii Katliamı 1994

42. Cenin Mülteci Kampı Katliamı 2002

43. Gazze Katliamı 2008

44. Gazze Katliamı 2009

45. Gazze Katliamı 2012

46. Gazze Katliamı 2014

47. Gazze Sınır Katliamı 2018

48. Gazze Sınır Katliamı 2019

49. Gazze Vehda Caddesi Katliamı 2021

50. Gazze Katliamı 2022

51. Cenin Mülteci Kampı Katliamı 2023

52. Gazze Soykırımı 2023

53. Gazze Soykırımı 2024

54. Gazze Soykırımı 2025

55. ABD, AB ve uluslararası yapılar İsrail’i destekledikleri ve İslam ülkeleri ilişkilerini kesmedikleri veya yeniden gözden geçirmedikleri sürece soykırım devam edecek.

İsrail Devleti kurulmadan önce başlayan kurulduktan sonra ise 1948 Nakbadan beri sistematik etnik temizlik ve yerleşim politikalarına maruz kaldı.

Ancak 2023 sonrası süreçte bu durum ilk kez dijital çağın tüm araçlarıyla İsrailin yaptıkları kayıt altına alındı. Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesine delil olarak sunuldu.

Küresel İnsani Vicdanın yarattığı kamuoyu bilgisi ve Türkiyenin gündeme devamlı olarak taşıması İspanya ve İrlanda gibi ülkelerin destek vermesi Aktivist hareketlenme süreci ile beraber Filistin haklı davası toplumlar ve devletler üzerinde büyük bir baskı unsuru olmaya başladı.

Sosyal medyada yayınlanan görüntüler, dünya kamuoyunun resmi medya tekellerini aşmasını sağladı. BBC ve CNN gibi kurumlar dahi “İsrail sansürüne boyun eğmekleeleştirildi.

Gazze Halkının Haklı Mücadelesinin Onuru ve Saygınlığı

Tarihte Kut’ül Amare ,Stalingrad, Halepçe veya Sarajevo nasıl direniş sembolü olduysa, Gazze de benzer bir anlam kazandı.

Filistin halkı, açlık, yıkım ve kuşatma altında bile teslim olmadı. Bu direniş, dünyanın her yerinde vicdan sahibi insanlarda bir ahlaki uyanış” başlattı.

Hamas’ın Algısal Dönüşümü

2006da seçimle iktidara gelen Hamas, yıllarca Batı tarafından terör örgütü” olarak damgalanmıştı. Ancak Gazze saldırıları sonrasında Hamas, Filistin halkının meşru savunma gücü olarak görülmeye başladı.

Londra Üniversitesinde yapılan bir araştırma, 2024 itibariyle Batı kamuoyunun %57sinin Hamas’ı terör örgütü değil, direniş hareketi olarak gördüğünü” ortaya koydu.

Diplomatik Tanınma ve Devletleşme Süreci

2025 yılı itibariyle 157 ülke Filistini resmen tanıdı. Bu, 2012de BM Genel Kurulunda gözlemci devletstatüsü kazanmasından sonra atılan en büyük adım oldu.

İspanya Başbakanı Pedro Sánchezin Filistinin devlet olarak tanınması insanlık borcudursözü, Avrupadaki paradigma değişiminin simgesi haline geldi.

Filistin Davasının Evrensel Karakteri

Güney Afrika, İsraili Uluslararası Adalet Divanına şikâyet eden ilk ülke oldu.

Bu, apartheid geçmişiyle yüzleşmiş bir devletin Filistin için adalet arayışıydı.

Latin Amerikadan Asyaya kadar birçok ülke, Filistin bayraklarını devlet binalarına astı.

Böylece Filistin, Arap meselesiolmaktan çıkıp insanlık meselesine dönüştü.

                III. Yahudiler İçin: Tarihsel Kimliğin Ahlaki Krizi

Güvenli Liman İsrailMiti Çöktü

Holokosttan sonra kurulan İsrail, Yahudiler için dünyada tek güvenli yerolarak sunulmuştu.

Ancak 7 Ekim sonrası bu inanç sarsıldı. ABD ve Avrupadaki Yahudiler, İsrailin eylemlerinden dolayı antisemitizmle özdeşleştirilme korkusu yaşamaya başladı.

Küresel Tepki ve Antisemitizmin Geri Dönüşü

ABDnin New York, Chicago ve Paristeki üniversitelerinde binlerce öğrenci Filistin yanlısı eylemler yaptı. Bu eylemler sırasında Yahudi öğrencilerin “İsrail politikalarıyla özdeşleştirilmesiyeni bir antisemit dalga yarattı.

Yahudi aydın Noam Chomskynin “İsrail, Yahudileri korumak bir yana onları dünyada daha güvensiz hale getirdisözü, bu durumu özetledi.

Soykırımcı Kimliğe Evrilme

Bir zamanların soykırım mağduruhalkı, bugün soykırım uygulayan devletin sessiz destekçisiolarak görülüyor.

Bu ahlaki çelişki, Yahudi entelektüelleri kendi kimliklerini sorgulamaya itti. ABDde yayınlanan Haaretz gazetesinde dahi, Gazzede Yahudi ahlakı öldü mü?başlıklı makaleler yayımlandı.

                      lV Müslümanlar İçin: Ümmetin Aynasında Gazze

Fikri İşgal Gerçeği

Gazzenin dışında kalan pek çok İslam ülkesi, Batı sistemlerine ekonomik ve politik olarak bağımlı durumda.

Gazze, bu bağımlılık zincirini kırabilen tek direniş adası” olarak sembolleşti.

Bu durum, Devleti Aliyyenin parçalanması ve yıkılması sonrası gelişmelerle beraber Müslüman dünyanın yaşadığı kimlik kaybını da görünür hale getirdi.

Birleşemeyen  Müslüman Dünyası

Gazze saldırıları, 57 üyeli İslam İşbirliği Teşkilatı’nın bile ortak bir karar alamadığını gösterdi.

Bu da İslam coğrafyasının siyasi parçalanmışlığını gözler önüne serdi.

Sokaktaki Müslüman halk ayağa kalkarken, yönetimler sessiz kaldı; bu durum halkla yönetim arasındaki kopuşu derinleştirdi.

Gazzenin Maskeleri Düşürmesi

Mısır’ın Refah Sınır Kapısını haftalarca kapalı tutması, Ürdün’ün sessizliği, Birleşik Arap Emirliklerinin ticari ilişkilerini sürdürmesi; kimin gerçekten Filistinin yanında olduğunu ortaya çıkardı.

Gazze, sözde ümmet dayanışması”nın sınavı oldu.

Batı Vicdanının Uyanışı

ABDdeki Columbia, Harvard ve Stanford Üniversitelerinde öğrencilerin Filistin İçin Dayanışma Kampları” kurması, Batı’da ahlaki bir uyanışı temsil etti.

Avrupada binlerce insanın İsrail ürünlerini boykot etmesi, Boycott, Divestment, Sanctions (BDS)hareketini yeniden küresel bir güç haline getirdi.

Batı vicdanı uyanırken Türkiye hariç Arap ligi ve İslam ülkeleri yaklaşımlarıyla beraber vicdanı ses olma noktasında sınıfta kalan yönetimleriyle teşhir edildi.

ABD ve İsrail Gerçeği: Katar Olayı

İsrailin 2025 yazında Katardaki medya ve lojistik tesislerine saldırması, ABDnin müttefiklerini korumadığı” gerçeğini gözler önüne serdi.

Bu olay, Ortadoğunun artık Washingtonun garantisi altında olmadığını, kraliyet av alanı” olarak görüldüğünü gösterdi.

Yeni Güç Dengesi oluşumları Pakistan-Suudi Nükleer Eksen

2025 başında Pakistan ile Suudi Arabistan arasında imzalanan Savunma ve Nükleer Güvenlik İşbirliği Anlaşması”, Ortadoğudaki dengeleri değiştirdi.

Bu anlaşma, İran’ın nükleer gücü ve İsrailin nükleer kapasitesi karşısında Müslüman dünyanın ilk stratejik caydırıcılık hamlesi olarak yorumlandı.

Gazze İnsanlığın Aynasıdır

Gazze, artık yalnızca bir coğrafya değil; insanlığın vicdan sınavıdır.

İsrail askeri olarak kazandığını sandığı her şeyi, ahlaken ve meşruiyet olarak kaybetmiştir.

Filistinliler yıkımla birlikte onur kazandı; Yahudiler ahlaki bir hesaplaşmaya sürüklendi; Müslümanlar ise kendi dağınıklıklarını çıplak biçimde gördü.

Gazze bugün insanlık tarihinin aynasıdır:

Kim insan kaldı, kim zalime dönüştü, kim sessiz kaldı, hepsi bu aynada görünür hale geldi.

      V Gazze İnsanlığın Aynası ve Yeni Küresel Dengenin Habercisi

Gazze, yalnızca bir savaş alanı değil; küresel sistemin ahlaki, siyasal ve stratejik çöküşünü görünür kılan bir aynadır.

İsrail, askeri olarak kazanıyor gibi görünse de, uluslararası meşruiyetini, bölgesel desteğini ve küresel sempatisini kalıcı biçimde kaybetti.

Filistin ise yıkımın ortasında, tarihin en güçlü ahlaki ve diplomatik zaferini kazandı. Ancak bu sürecin etkileri yalnızca iki tarafla sınırlı kalmadı.

             Küresel Etkiler: Dünyanın Yeni Ahlaki Eşiği

a. Uluslararası Hukukun Çöküşü ve Güven Krizi

Birleşmiş Milletlerin (BM) Gazzedeki sivil katliamları durduramaması, kurumun meşruiyetini ciddi biçimde sarstı.

1945 sonrası kurulan liberal uluslararası düzenin insan hakları” temeli çökerken, BM Güvenlik Konseyinin daimi üyeleri arasındaki derin ayrışma, yeni bir Soğuk Savaş sonrası dağınıklığın işareti oldu.

2024 sonunda 35 ülke, BM reformu için Adil Temsil ve Sorumluluk İttifakı” adında yeni bir platform kurdu. Bu oluşum, ABD hegemonyasına karşı küresel bir tepkinin ifadesi niteliğinde.

b. Batı’nın İkiyüzlülüğünün Açığa Çıkışı

Ukrayna için gösterilen insani duyarlılığın Gazze için gösterilmemesi, Batı toplumlarında ahlaki bir kırılma yarattı.

ABD ve Avrupada milyonlarca insanın Not in My Name(Benim adıma değil) yürüyüşlerine katılması, devlet politikalarıyla toplum vicdanı arasındaki uçurumu büyüttü.

Bu uzun vadede Batı demokrasilerinde halkın hükümetlerine olan güvenini zayıflatacak bir süreç başlattı.

c. Küresel Güneyin Uyanışı

Güney Afrikanın İsraili Uluslararası Adalet Divanına taşıması, Latin Amerika ülkelerinin diplomatik ilişkileri askıya alması, Küresel Güneyin artık sessiz kalmayacağını gösterdi.

Brezilya, Endonezya, Malezya ve Güney Afrika gibi ülkeler, Batı merkezli düzenkarşısında adil bir dünya düzeni talebini somutlaştırdı.

Gazze, bu anlamda yeni küresel adalet hareketinin katalizörü oldu.

d. Dijital Çağda Gerçeğin Demokratikleşmesi

Gazze, dijital savaşın da laboratuvarı oldu.

Filistinli gazetecilerin ve gençlerin cep telefonlarıyla yaptığı yayınlar, klasik medya tekellerini kırdı.

Twitter, TikTok ve Instagram gibi platformlar sayesinde ilk kez bir soykırım, anlık olarak milyonlarca insanın gözleri önünde yaşandı.

Bu durum, gelecekte bilgi savaşlarının devlet kontrolünden çıkacağı yeni bir dönemin başlangıcı sayılabilir.

             Vl Bölgesel Etkiler: Orta Doğuda Yeni Eksen Arayışı

a. Türkiyenin Stratejik Rolünün Güçlenmesi

Gazze krizi, Türkiyeyi bir kez daha hem diplomatik hem insani boyutta ön plana çıkardı.

Cumhurbaşkanı Sn.Erdoğan’ın Dünya beşten büyüktür” çıkışı, bu süreçte küresel vicdanın sesi haline geldi.

Türkiyenin hem Katar, hem Mısır hem de Avrupa ile eş zamanlı diplomatik temas yürütmesi, Ankarayı “bölgesel arabulucukonumuna taşıdı.

Ayrıca Türkiye, insani yardım koridorları, sivil diplomasi girişimleri ve uluslararası mahkemelerdeki hukuki desteklerle Gazze davasının meşru sözcüsü haline geldi.

b. İran ve Direniş Ekseninin Güçlenmesi

İran, Hizbullah ve Yemendeki Ensarullah (Husiler) üzerinden direniş cephesini genişletti. Bu durum, İsraili kuzey cephesinde (Lübnan) ve Kızıldeniz hattında aynı anda baskı altına aldı. İran’ın bu süreçte kazandığı “direniş ekseninin liderirolü, ABDnin bölgesel planlarını zora soktu.

c. Arap Dünyasında Çatlaklar

Bir yanda İsrail ile normalleşen Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Fas; diğer yanda Filistin direnişini destekleyen Cezayir, Katar ve Kuveyt yer aldı.

Gazze, Arap Birliği içinde tarihi bir kırılmaya neden oldu. Bu çatlak, önümüzdeki dönemde Arap dünyasının yeniden iki eksene bölünmesine yol açabilir.

d. Suudi ArabistanPakistan Ekseninin Yükselişi

2025 başında imzalanan Savunma ve Nükleer İşbirliği Anlaşması, Ortadoğuda yeni bir caydırıcılık hattı oluşturdu.

Riyad, ABDye olan güvenini kaybederken; İslam dünyasında yeni bir denge arayışına yöneldi.

Bu durum, gelecekte “İslam Savunma İttifakı” benzeri bir yapının temellerini atabilir.

e. İsrailin Bölgesel İzolasyonu

Gazze saldırıları sonrası Ürdün, Mısır ve Türkiye gibi ülkelerde İsrail karşıtı toplumsal baskı arttı. Ürdün, 1994 Barış Antlaşması’nı askıya alabileceğini duyururken; Mısır kamuoyu Refah Sınırı politikasını sert biçimde eleştirdi.

İsrail, bölgesel çevresinde diplomatik olarak her zamankinden daha yalnız bir konuma geriledi.

               Vll Sosyal ve Psikolojik Etkiler: Vicdanın Uyanışı

Gazze trajedisi, dünya halklarını ideolojik değil insani temelde birleştirdi.

ABDdeki üniversitelerden Avrupa meydanlarına, Latin Amerikadaki sendikalardan Afrikadaki sivil toplum kuruluşlarına kadar milyonlarca insan, Filistin bayrağını insanlık sembolü haline getirdi.

Bu süreçte Gazze, sadece bir yer adı değil; ahlaki uyanışın metaforu oldu.

Tarihte Guernica, My Lai, Sabra-Şatilla veya Halepçe nasıl insanlık hafızasına kazındıysa; Gazze de 21. yüzyılın utanç ve uyanış simgesi olarak yerini aldı.

Artık hiçbir lider, hiçbir medya tekeli bu gerçeği gizleyemiyor.

Yeni Denge Yüzyılın Başlangıcı

Gazze Soykırımı, uluslararası sistemin yeniden tanımlandığı bir döneme denk geldi.

Rusya-Ukrayna Savaşı, Çin-ABD rekabeti, enerji dönüşümü ve yapay zekâ çağında şekillenen yeni düzen; Gazze ile birlikte ahlaki eksenini de kaybetti.

Artık güç” değil, vicdanbelirleyici bir kavram haline geliyor.

Bu süreç sonunda:

İsrail askeri olarak kazanan ama stratejik olarak kaybeden,

Filistin yıkılan ama meşruiyet kazanan,

Yahudiler güvenliğini yitiren,

Müslümanlar birlik sınavında kalan,

Batı ise ahlaki üstünlüğünü kaybeden taraf olmuştur.

Gazze, İnsanlığın Son Vicdan Savaşıdır

Gazze, yüzyıllardır süren adaletsizlik zincirinin son halkasıdır.

Orada yıkılan evler, aslında modern dünyanın suskun vicdanının enkazıdır.

Fakat aynı zamanda Gazze, hakikatin yeniden doğduğu yerolarak tarihe geçmiştir.

21. yüzyılın yeni düzeni, tanklarla değil; Gazzedeki çocukların adalet çağrısıyla şekillenecektir.

Çünkü Gazze, artık sadece Filistinlilerin değil; tüm insanlığın aynasıdır.

Mehmet BOZKUŞ

Stratejist-Siyaset Bilimci

KAFKASSAM

Share this content:

Yorum gönder