MAHMUT SAMİ MALLI: TERÖR ÖRGÜTLERİNİN TÜRKİYE EKONOMİSİNE ETKİLERİ VE YABANCI GİZLİ SERVİSLERİN TÜRKİYE ÜZERİNE YENİ TERÖR STRATEJİSİ NEDİR?
Terör bir ülkenin nitelikli bir şekilde kalkınmasına engel olan en büyük olumsuz etkendir. Kendine haiz ideolojik bir düşünce ekseninde görünmeye çalışsada kanun nezdinde yasal olmadığı gibi temelinde yabancı gizli servislerin yer aldığı birer açık veya örtülü casusluk faaliyetidir. Bu yüzden terörle mücadele ülkenin kalkınmasına engel olurken halkın huzur ve sukunetini bozan ve devlet sistemine zarar veren bir yapıda seyir almaktadır. Bu nedenle konuya terörizm ile mücadele olarak bakmak gerekiyor.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı sayın Cevdet Yılmaz’in bir televizyon programında yaptığı açıklamada terör örgütünün geçmişten günümüze Türkiye ekonomisine mali zararı iki trilyon dolardir, açıklaması çok önem teşkiletmektedir.
Bu örgütlerin doktrin sahibi yabancı oldugu gibi verdiği ekonomik zararda çok büyüktür. Terör örgütlerinin zararları sadece güvenlik açısından değil, sosyolojik, psikolojik, eğitim, sağlık, tarım, üretim ve bölgesel huzuru zedeleyen etkenler olarak karşımıza çıkıyor. Bu sorunlarda ülkemizin nitelikli kalkınmasına planlı bir engeldir.
PKK ve diğer emsal terör örgütleri ülkemize karşı yasadışı faaliyetler içerisinde olurken DAİŞ ve DAİŞ’in Horasan Kolu dini hassasiyetleri kullanarak daha derin zararlar verecek bir şekilde seyir almayı hedeflemektedir.
Nitekim sürecin farkında olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin milli güvenlik politikaları doğrultusunda özellikle Bozdoğan ve Gürz Operasyonları ile örgütsel hedefleri etkisiz hale getirmesi önemli bir başarıdır. Bu yüzden terörle mücadele devam ederken “Terörsüz Türkiye” tezinin yanlış anlaşılmaması önemli bir konudur.
Milli Güvenlik Kurulu nezdinde terör örgütlerinin tanımı yeniden ele alınmalıdır. Bu sürece organize suçlar alanında yer alan mafya yapilanmaları ve İnterpol nezdinde seyir alan takip ve soruşturmalar içinde yer alan oluşumlar ve yabancı gizli servislerin ağına takılan kriminal suç unsurlarıyla seyir alan kişi ve gruplarda terör faaliyeti kapsamında ve etki ajanlığı adında yer almalıdır.
MASAK bu konuda çok kapsamlı bir şekilde çalışma tertip etmelidir. İçişleri Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı ile Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği koordinasyonu eşliğinde MASAK sahada daha etkin ve daha nitelikli bir şekilde “Terörsüz Türkiye” tezi için etkin bir denetimle sürece haiz çalışmalara hız vermelidir.
Kara para aklayarak veya etki ajanlığı ekseninde elde ettiği servis bağlantılı gelirlerle kendisini mali güce sahip gösterip hayır ve yardim çalışması yaparak, sanat, spor veya kültür programları ile kendilerini kamufle eden kişi ve gruplar da devletimizin gözetim altında tutması gereken süreçler arasında yer almaktadır.
Suç ve suç unsurlarıyla emsal bir yol yürüyen kişi veya kişilerde ortak özellik konforlu bir hayat, maddi güç, ekonomik özgürlük hedefi, kişisel zihin bozukluğu, ezik ruhlu bir hayat geçmişi, ruhsal ve psikolojik bozukluğu olan, çocukluğunda şiddet görmüş ve madde kullanim evresinde kanı kirlenmiş kriminal kişiler arasından çıkıyor olması ayrıca üzerinde durulması gerekilen psikiyatrik bir konudur.
Bu kişiler konfor dengelerinin bozulmaması ve ekonomik özgürlüklerinin devam etmesi için her türlü adımı atarlar, milli, manevi ve kutsal değerleri olmayan bu kişi ve grupların kendi çıkarları dışında hiç bir dertleri yoktur. Bu yüzden tattığı ekonomik özgürlük için her türlü sürece kendi değerlerini ve onurlarını yok sayan bu kişiler açık vey kapalı faaliyetlerle terör örgütlerine bilerek veya bilmeyerek eleman olarak kullanılması süreçlerine mani olunması için adım atılmalıdır.
Terörsüz Türkiye derken FETÖ-PDY örgütünün bu konuda açık ve örtülü hedeflerini ülke içinde iç güvenlik yurt dışında dış güvenlik stratejileri doğrultusunda etkin bir analiz süreciyle takip ederek konuya hakim olmalıyız.
Özellikle kriminal geçmişinden feyz alarak sosyal medya eşliğinde fenomen olma yolunda yurt dışında seyir alan kişi ve grupların devletin milli güvenlik politikalarına zarar verme sürecine mani olunmalıdır. Interpol tarafindan işleme tabi tutulan kişiler ile ilintili olan ve yer yer ülke içinde yer yer ülke dışında açık veya kapalı bir iletişim ağı ile yer alan bu şahısların kendilerini dokunulmaz ilan ederek suç ve suç unsurlarıyla kral gibi çevrelerine varlığını pazarlayan sırtlanlar için milli güvenlik politikaları gereği Milli İstihbarat Teşkilatı hızla harekete geçmelidir. Bu hususta teşkilat “Terörsüz Türkiye Vizyonu” için yeni bir ekip ve başkanlık kurarak bu konuya son derece hassas bir şekilde yönelmelidir.
Emniyet, güvenlik ve istihbarat biriminden emekli olup “Terörsüz Türkiye” tezine aykırı oluşumlar içinde ticari faliyet gözetiminde olan olup olmadığı ayrıca teşkilatın sürece haiz öncelikli analizleri arasında yer almaktadır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti köklü bir tarihe sahiptir. Şovmenlik edası ile ülkemize, devletimize ve mevcut otoriter hükümet yöneticilerine zarar verme eylemi milli güvenliğimize zarar vermek demektir. Türkiye medya ve sosyal medya üzerinden vatan hainleri tarafından özellikle FETÖ-PDY örgütü ile işbirliği içerisinde olan kişi ve gruplar tarafından zedelenecek kadar basit değildir. Terör örgütlerinin oluşum stratejisi ele alınırken kamu kurum ve kuruluşları ile açık ve kapalı etkili iletişimi üzerine stratejik analizler eşliğinde kamu görevini kötüye kullanan kişi ve kişiler tesbit edilerek kanun nezdinde gerekli yasal işlem en ağır bir şekilde tertip edilmelidir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin “Terörsüz Türkiye” hedefi yanlış insanlar tarafından çıkar güden hedefler doğrultusunda zarar görmemesi için gerekli önlemler alınmalıdır.
Türkiye’de mevcut hükumete ve devlet kurumlarına yakın olmak için çaba sarf edenler aynı zamanda yurt dışında suç ve suç unsurlarından dolayı firari olan kişi ve gruplar ile yakın olan, bir önemli husus kendi kirli kriminal geçmişlerini aklamak için yurt dışındaki firarilere yakın olduğunu ve beni kullanilirsiniz imasında emniyet, güvenlik ve istihbarat birimlerine yakın olan bu kişiler aynı zamanda etki ajanlığı ekseninde yabancı gizli servisler tarafından engaje edildiği gerçeğini unutmamak gerekiyor.
Rengi belli olan bir terör örgütünün hedef politikası bellidir. Peki yabancı gizli servislerin ağına takılan, kriminal geçmişe sahip olan yurt içinde ve yurt dışında hayat süren ve yatırımcı kimliği ile masak takibinden kaçarak ekonomik güç elde ederek kendi küçük zihninde bir dünya kurduğunu sanan ama çevresel etken olarak milli ve vatanperver görünürken yurt dışında sosyal medya ve örgütsel propaganda süreçlerinde yer alan kişilerin daha tehlikeli bir terörist olduğu gerçeğini unutmamalıyız.
Terör örgütüne yön veren yabancı gizli servisler yerlerine yeni bir terör sistemini kurmadan mevcut açık veya kapalı destek verdiği terör örgütünden vaz geçmez. 21.yüzyılın en büyük gözlemlenmesi önem teşkil eden konu aslında yeni nesil terör örgütünün nasıl olduğu gerçeğidir. Bu yüzden etki ajanlığı ve organize suçlarda mücadele ulusal ve uluslararası bazda etkin bir kanun tasarısı ile uygulamaya alınmalıdır.
Çağın en büyük terör sorunu ileride etki ajanlığı ve organize suçlar alanı yer alacağı gerçeğinden yola çıkarak jeo-stratejik gücün zedelenmesi için her kim olumsuz bir eyleme dahil olursa adli, idari bir şekilde gerekli hukuki süreçler ilerlerken vatan hainliği kanunu yenilenerek terör oluşumlarınıda kapsayacak şekilde yer almalıdır.
Bir madde bağımlısı suç ve suç unsurlarıyla seyir alan bir süreçten kanun çerçevesinde cezai bir uygulamaya takıldığı için yurt dışından medya ve sosyal medya üzerinden kara-propaganda yaparken onlara bu fırsatı sunan yabancı gizli servislerin ana hedefi ülkemizin genç nüfus kitlesine ulaşmayı ve zihinlerini kirleterek otoriter dengeleri sarsacak karmaşalarla milletin bütünlüğünü bozacak bir şekilde devlet ve milleti karşı karşıya getirmek istiyor. Özellikle etki ajanlığı altında olan bu kişiler her gittiği yerde suçlu ve kriminal geçmişinden dolayı yurt dışında firari olan kişilerle yakınlığını deklare ederek yer yer bulunduğu toplumda görüntülü telekonferans ile görüşmeler yaparak kendilerine yeni suç elemanı olarak mudavim devşirme süreçleri hızla devam ederken devletimizin emniyet, güvenlik ve istihbarat birimleriyle bu olumsuz sürece karşı mücadele stratejisi yeniden gözden geçirilmelidir.
Sonuç olarak “Terörsüz Türkiye” tezi her açıdan ele alınarak güçlü bir program içerisinde ve kararlı adımlarla ilerleyerek sonuca ulaşması için gayret etmeliyiz. Terörün son bulması demek 21. Yüzyılın “Türkiye Yüzyılı” olması demektir. Bugün terör örgütleri için silah bırakma konusunda kararlı adımlarla ilerleyen devletimiz yabancı gizli servislerin yarınlarda kullanacağı terör oluşumu, doktrini, hedef politikası, finans unsurları, eleman standartı ve hedeflenen zarar strateji üzerine yoğunlaşmak ileride yeni maddi ve manevi zararları önlemek adına şimdiden konulara daha kapsamlı odaklanmak gerekiyor.
Share this content:
Yorum gönder