KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. İRAN , YEMEN SORUNUNU YENİDEN GÜNDEME TAŞIYOR

İRAN , YEMEN SORUNUNU YENİDEN GÜNDEME TAŞIYOR

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 6 dk okuma süresi
261 0

Yaklaşık üç gün kadar önce Sputniknews, İran Parlamentosu Uluslar arası ilişkiler Sözcüsü Hüseyin Amir Abdollahian ile yaptığı özel görüşmesini sitesinde yayınladı. Röportaj sadece Suriye politikası ile sınırlı kalmadı öyle ki; İran’nın son zamanlarda yaşadığı iç gerilimler ülkenin dış politikasına nasıl yansır merak konusu haline geldi. Bugün Ali Ekber Velayeti, Abdollahian’ın hemen her cümlesini destekler ifadelerle ülkenin bölgesel nüfusundan vazgeçmeyeceğine dair bir açıklama yaptı. Her iki yetkilinin açıklamalarından anlaşılan o ki;İran bölgesel etkinlik konusunda ciddi kaygılar taşımakta. Rusya ile Ortadoğu’da etkin işbirlikleri geliştirdiklerini söyleyen yetkililer bu işbirliğinin sadece Suriye Savaşının sonlandırılması ve ülkede istikrarın yeniden hayata geçirilmesi ile sınırlı kalmayacağını söylerken Yemen Sorunu’na yeniden dikkatleri yöneltti. Söylemler ve güncel politikalar Yemen üzerinden devam etmeli ki; Türkiye’nin, Afrin operasyonu ile gölgelenen bölgesel etkinliği bir diğer manevra alanı eliyle yeniden toparlanmalı. İran ülke içinde meydana gelen karışıklıklarla pekişen güç kaybının telafisini muhtemelen Şii Hilali olarak adlandırılan alanda halihazırda bulunan diğer çatışma bölgesi ile toparlama gayretine girmekle kalmadı, dahası Suudlar ile Yemen krizine yönelik açıkta bıraktıkları diplomatik kapıyı da şimdilik terk etmedikleri notunu düştü. İşte soru işaretleri tam bu noktada oluşmaya başladı.
Bilindiği üzere, modern uluslaşma sürecini tamamlamamış olan Yemen’de Şiiliğin bir kolu olan Zeydi Mezhebine bağlı grupların Arap Baharı ile birlikte Merkezi Otoriteye karşı harekete geçmesi ülkede iç savaşa uluslararası alanda dikkat çekmişti. Geleneksel yapılar bu ülkede önemlerini korurken bu yapıların siyasi alana etkisi de oldukça fazla. Bu etki nedeniyle merkezi otorite zayıflamış ülkede terör örgütlenmelerine zemin hazırladı.
Toplum Yemen’de birçok açıdan bölünmüş durumda. Mezhepsel, dinsel, ideolojik ve tarihsel konularda uyumsuzluk hat safhada.Yerel yapılar ve güç odakları olarak bilinen aşiret ve kabileler yönetimde ve siyasi yapıda söz sahibi olmak istemekte. Bu nedenle birçok ayaklanma Yemen’de yaşanmakta.1990’ların başına kadar birbiriyle kavgalı iki ayrı Yemen bulunmaktaydı. Kuzey Yemendeki iktidar yaklaşık 1000 yıldır Zeydi Mezhebine bağlı seçkinlerin elinde idi.(San’a Merkezli).Güney Yemende ise 150 yıllık İngiliz etkisi ile yönetilirken Marksist yapılı grupların ayaklanmasıyla İngiliz hakimiyeti sona erdi.(Aden merkezli)Sovyetlerin yıkılması neticesinde ülkede bir birleşme sağlanmış Albay Sollal’ın darbesiyle bu tarihte gelen Cumhuriyet İmam Bed’r in başlattığı isyanla bugüne kadar istikrarsız yapıya temel teşkil etmiştir. Suudi Arabistan’ın Zeydi Kabilelere verdiği destek diğer taraftan İran’ın da Şii Houti lere destek vermesine sebep oldu. Her iki ülkenin alan hakimiyeti kaygısı bu gün Yemen de istikrarsız bir yapının varlığının temellerini atarken insani boyut açısından da trajik bir çok hayatın şekillenmesi ve Yemenin sanki gerçek yüzüymüş gibi oturmasına neden oldu. Tüm bu gelişmelerin bugününe bakıldığında ise ABD nin desteği ile devam eden Kararlı Fırtına Operasyonu kapsamında ülke birçok bombardımana maruz kaldı. Houti kontrolündeki Deylemi Üssüne yapılan son harekatla birlikte İran için Yemen aranan kan oldu.
Netice itibarı ile İran ve Suudi Arabistan’ın hukuku hiçe sayarak Yemen’de uyguladığı irradentizm politikalarını Yemen’in toplumsal ve ülkesel ayrılığının temellerinde aramak yanlış olmayacaktır. Ancak, İran bugün Yemen’in mevcut çatışma halini ülkeyi ikiye ayıracak bir anlaşma ile sonlandırırsa Şii Hilali üzerindeki etkisi İran’ın hesap ettiği oranda bölgesel gücü yeniden tesis etmesine yetecek mi? Asıl soru ise; İran, Suudlar la diplomatik kanalları yeniden canlandırır ve Ortadoğu da bölgesel olmayan aktörlerin oyunlarını bozacak bir strateji geliştirirse Suudi Arabistan, körfezin bu çatışma alanındaki özellikle ekonomik çıkarlarından vazgeçecek kadar stratejik ortaklarına yüzünü döner mi? Yakın zamanda ki Suudların Rusya temasları yukarıda hatırlatılan İran-Rus birlikteliğinin bir diğer kanadı olmaya aday olabilir mi? Zeynep Deniz Altınsoy, Kafkassam.
Kaynak:https://m.sondakika.com, https://sputniknews.com/analysis

————/—-/——————
Zeynep Deniz ALTINSOY Kafkassam

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir