Suriye’de yaşanan olayların arka planına karşı Türkiye’den neredeyse her gün Güney Kafkasya ve Ermenistan-Azerbaycan ilişkilerinin düzenlenmesi gerektiğine dair açıklamalar yapılıyor. Dün ülke parlamentosunda konuşan Türkiye Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye’nin Ermenistan ve Azerbaycan’ın yakın zamanda anlaşmaya varmasını ve Güney Kafkasya’da istikrarlı bir barışın tesis edilmesini umduğunu belirtti.

Aynı zamanda tüm bu açıklamalara Ermenistan’a yönelik gizli veya açık tehditler de eşlik ediyor. “‘Tek millet, iki devlet’ ilkesi doğrultusunda, güvenliği ve refahı ülkemizin güvenliğinden ayrılamaz olan Azerbaycan’ın istikrarı uğruna her zaman kardeşlerimizin yanında olduk. Bundan sonra da öyle olacaktır.” Güler, Türk ordusunun dost ve kardeş ülkelerin güvendiği “bir güç unsuru” olduğunu ifade etti. Birçok analist, Türkiye’nin Suriye’den
sonra dikkatini dışlamak yerine, dikkatini Ermenistan’a çevireceği görüşünde hatta askeri müdahale bile söz konusu olabilir. Artık Batı’ya daha fazla bağlanan Türkiye’nin, özellikle Suriye’ye köklü bir şekilde kök salmış olması nedeniyle böyle bir maceraya atılmayacağından, uzun bir zamana ve kaynağa ihtiyaç duyacağından pek çok kişi emin. Her şeye göre Ankara’nın, Türk otoriteleri Suriye ile meşgul olduğu sürece ne Rusya’nın ne de Batı’nın nüfuzunun artmasına izin vermemek için Güney Kafkasya’daki durumu hava ve su gibi sakinleştirmesi gerekiyor. Dolayısıyla hem Ermenistan’ı hem de Azerbaycan’ı bir tür belge imzalamaya, bir süre sakin kalmaya zorluyorlar ve Türkiye, Suriye meselesi nihayet çözüldükten sonra Güney Kafkasya’ya yönelecek.

Arevik Hovhannisyan