KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Rusya
  4. »
  5. YALÇIN HATUNOĞLU: SURİYE İRAN VE RUSYANIN BOZGUNU MU?

YALÇIN HATUNOĞLU: SURİYE İRAN VE RUSYANIN BOZGUNU MU?

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 5 dk okuma süresi
21 0

Bugün Suriye de yaşanan şey;
Rusya ve İran’ın bu kadar kolay ve sessiz Suriyeden vazgeçmelerinin asıl nedeni şöyle bir strateji gereği olabilir mi?
Suriye’de ABD’nin açık net desteklediği tek yapı PKK değil ama Türkiye için varlık problemi oluşturabilecek büyük bir riski barındırıyor, Rusya ve İran bu problem üzerinden Türkiye’ye bolca Manipülasyon yapmalarına rağmen, İstedikleri batı karşıtı çizgiye Türkiye’yi asla çekemediler.
Biraz da bu başarısız manüplasyonlar sebebiyle Rusya ve İran Bu stratejik geri çekilme ile Ortadoğu da Türkiye’yi İsrail’le başbaşa bırakıp devam ede gelen
İsrail-Türkiye mücadelesini bir üst aşamaya çekip sıcak çatışma zemini hazırlayarak, ABD ve batıdan Türkiye yi topyekün koparmak stratejisinin gereği stratejik bir geri çekilme gerçekleştirmiş olabilirler mi?
Eğer bu strateji tutarsa, daha güçlü geri gelmelerini de, Türkiye istemek zorunda kalabilir.
Çünkü bugüne kadar Türkiye hariç Ortadoğu da bulunan Ortadoğulu yâda ortadoğulu olmayan bütün güçler stratejilerini istikrarlı yapılar olsun diye değil istikrarsız parçalı yapılar olsun üzerine kurdular.

İkinci dünya savaşından sonra kurulmuş olan İsrail’in muhatapları değişse bile değişmeyen tek stratejisi bölge devletlerin de istikrarsızlıklar yaratma politikalarıdır.

Tabi ki bunun ilk mucidi İsrail değil 18, 19, 20 yüzyıllar boyunca kuşkusuz bunun en büyük icracısı İngiliz devleti olmuştur.

Bugünlerde vekâlet savaşları şeklinde süren Soğuk savaş döneminde de Sovyetler’i ve ABD’yi de bundan muaf tutamayız, etki alanı mücadelesinde onlarda hedef ülkeler de istikrarsızlığı bir strateji olarak benimsemişlerdi.
1979 sonrası İran da, bu yöntemi, en az İsrail kadar kullanan bir ülkeye dönüştü.

İşte bu nedelerden dolayı Bölgede “yapıcı politikaları stratejisini” “reel gerekçesi “kabul eden Türkiye, bölgedeki sınırların ve devletlerin bütünlüğünün korunmasını en önemli stratejisi olarak bölgede savunmaya ve uygulamaya çalışıyor.
Atalar demiş ki “yapmak bozmaktan da zordur”
Peki
Türkiye tek başına bunu başarabilir mi?
Türkiye’nin işi çok zor olmakla birlikte haklı ve doğru tarafta olmanın verdiği mucizevi bir hak ve halk desteğine sahip.
Her şeyi ölçüp biçen ABD, İsrail, Rusya ve İranda bu destekten kaynaklı bu gücün farkındalar.
Bu şekilde devam ederlerse, bu stratejileri, bölgede, Türkiye’yi daha hızlı ve daha daha büyük bir hale getireceğinden.
Batının alacağı ilk tedbir de, İsrail de ki katili yönetimden uzaklaştırmak ve İsraili daha makul bir alana çekmek olacaktır.
Türkiye başarırsa yine bu devletlerin bu güç karşısında alacakları tedbirlerle kazanacak çünkü bu yöntemle artık onların da gideceği bir yol kalmadı.
Çünkü Çin bölgede birbiri ile mücadele eden bütün güçleri ezebilecek devasa güce her alanda ulaştı ve üretim ile gerçekleştirdiği sessiz işgaline devam ediyor.
Ve herkesin gözardı ettiği Hindistan da devasa nüfusu ve bilime dayalı teknolojik üretimi ile onun peşi sıra büyük bir güç olmaya namzet görünüyor.

Muhatabına not:
Ulusların ve devletlerin yaşadığı her şey uluslararası ilişkiler biliminin konusu olmak kadar geçmişe ait oldukları için artık tarih biliminin de konusu olurlar.
Sosyal bilimcilerin ve bazı gazetecilerin kıskançlığı dönem dönem haddi aşan ifadeler de içerir hale de gelebiliyor.
Şu an yaşanan her şey anında geçmişe dönüştüğü için tarihin de konusudur.
Boşuna uğraşmayın hadsizlik ve saygısızlıkta yapmayın, tarihinde konusu olan bu konularda yazmak için sizden Müsaade alacak değiliz.

YALÇIN HATUNOĞLU

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir