Hüseyin Alpaslan: TARİHÎ PERSPEKTİFTEN KARABAĞ SORUNU VE ZENGEZUR KORİDORU
1. Kafkasya’nın Tarihi Coğrafyası
Kafkasya, büyük ölçüde dağlık alanlardan ve geçit vermeyen vadilerden oluşan coğrafi yapısıyla, tarih boyunca siyasal ve toplumsal gelişmelerin seyrini belirleyen özgün bir bölge olmuştur. Bu coğrafi koşullar, kadim Kafkasya’da yaşayan farklı toplulukların dış saldırılara karşı kendilerini koruyabilmelerine ve kültürel varlıklarını muhafaza etmelerine imkân tanımıştır. Güney Kafkasya, kuzey–güney yönlü bağlantıyı sağlayan stratejik konumunun yanı sıra, ticaret ve ulaşım yolları açısından bir köprü işlevi görmesi nedeniyle tarih boyunca büyük güçlerin ilgi odağı olmuştur. Bölgenin demografik yapısı, göç hareketlerinin ve ticari geçişlerin yoğunluğu sayesinde kendine has bir tarihsel sürecin oluşmasına zemin hazırlamıştır. Bu çerçevede Kafkasya’nın etnik kompozisyonunda Türkler, Ermeniler ve Gürcüler belirleyici aktörler olarak öne çıkmaktadır.
2. Karabağ’ın Tarihsel Süreci (XII. yüzyıldan Sovyetler dönemine kadar)
XII. yüzyıldan itibaren yazılı kaynaklarda Karabağ adına rastlanmakta olup mevcut veriler bölgenin tarihsel olarak bir Türk yurdu niteliği taşıdığını ortaya koymaktadır. Bölge tarih boyunca Gerger, Guger, Uti, Utik, Udin, Otena, Kara, Karalar, Arsak, Sev ve Aygi gibi çeşitli adlarla anılmıştır. “Karabağ” ismi Türkçe “kara” ve Farsça “bağ” kelimelerinin birleşiminden oluşmaktadır. Milattan sonra birinci yüzyıldan itibaren Karabağ ve Azerbaycan coğrafyasında Türk göçlerinin yoğunlaştığı görülmektedir. Hunlar, Barsiller, Bulgarlar, Kengerler, Sabirler, Ogurlar, Hazarlar ve Selçuklu döneminde gerçekleşen Oğuz-Türkmen göçleriyle birlikte Türk nüfusu bölgede hâkim unsur haline gelmiştir. Karabağ, tarihsel süreçte Gürcü, Moğol, Karakoyunlu (1351–1469), Akkoyunlu (1340–1514), Safevi (16.–18. yüzyıl) ve Osmanlı idaresinde bulunmuş; bu dönemlerde Türk-İslam kültürü bölgede hâkimiyet kurmuştur.
1747 yılında İran hükümdarı Nadir Şah’ın ölümünün ardından, İran ve Azerbaycan coğrafyasında yaşayan topluluklar kendi hanlıklarını tesis etmişlerdir. Karabağ Hanlığı 1747 yılında kurulmuş ve yaklaşık 75 yıl boyunca varlığını sürdürmüştür. 1822 yılında Çarlık Rusyası’nınKarabağ’ı ilhak etmesiyle hanlık sona ermiş ve bu süreçten itibaren bölgeye Ermeni göçleri başlamıştır. 1823 yılı kayıtlarına göre Karabağ’da 15.729 Azerbaycan Türkü’ne karşılık 4.366 Ermeni yaşamaktaydı. Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında Anadolu’dan gelen göçlerle birlikte Ermeni nüfusu artmıştır. 1917 yılında Karabağ’da Türk nüfusu 317.861, Ermeni nüfusu 243.627 olarak kaydedilmiştir.
Sovyetler Birliği döneminde Karabağ, Azerbaycan sınırları içerisinde özerk bölge statüsüyle düzenlenirken, Zengezur bölgesi Ermenistan’a bırakılmıştır.
3. 1987–2020 Arası Karabağ Çatışmaları ve Ateşkes Süreci
1987’den itibaren Sovyetler Birliği’ndeki reform rüzgârları, Ermenistan’ın Karabağ’ı kendi topraklarına katma çabalarını artırmıştır. Moskova bu talepleri reddetmiş, ancak bölgede çatışmalar başlamıştır. 1988’deAskeran bölgesinde iki Azerbaycan Türkü’nün öldürülmesi, Bakü ve diğer şehirlerde kitlesel gösterilere yol açmıştır. Bu süreçte yaklaşık 158.000 Ermeni Azerbaycan’dan, 230.000 Azerbaycan Türkü ise Ermenistan’dan ayrılmak zorunda kalmıştır.
1992’de Hocalı Katliamı meydana gelmiş; 613 Azerbaycan Türkü öldürülmüştür. Aynı yılın sonuna kadar Ermeniler, Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal etmişlerdir. 1994’te Bişkek Ateşkes Protokolü imzalanmış ve AGİT Minsk Grubu sürecini yürütmüştür. 2008’de BM, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü onaylayan karar almış, ancak Ermenistan uygulamayı reddetmiştir. 27 Eylül 2020’de başlayan 44 günlük savaş, Azerbaycan’ın işgal altındaki topraklarını geri almasıyla sonuçlanmış ve 10 Kasım 2020 anlaşmasıyla tescillenmiştir.
4. Güncel Gelişmeler (2020 Sonrası) — Zengezur Koridoru ve TRIPP
10 Kasım 2020 ateşkes anlaşması uyarınca Karabağ’da konuşlanan Rus barış gücü geçici bir statü sağlamıştır. Ancak 19 Eylül 2023’te Azerbaycan, Karabağ’daki yasa dışı Ermeni silahlı gruplarına karşı anti-terör operasyonu başlatmış, sözde “Dağlık Karabağ Cumhuriyeti” fiilen ortadan kalkmış ve Azerbaycan bölge üzerindeki kontrolünü sağlamıştır. 2024’te Rus barış gücü çekilmiş ve Azerbaycan’ın fiilî egemenliği pekişmiştir.
4.1 Trump Route for International Peace and Prosperity (TRIPP) ve ABD’nin Rolü
TRIPP, Azerbaycan’ın ana kara kısmı ile Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti arasında Syunik bölgesinden geçen stratejik bir ulaşım koridorudur. 8 Ağustos 2025’te imzalanan barış anlaşmasıyla ABD, koridorun geliştirilmesi ve işletilmesi için özel bir konsorsiyum kurma hakkı elde etmiştir. Konsorsiyum, demiryolu, enerji ve iletişim altyapısını geliştirerek bölgedeki ekonomik ve stratejik etkinliği artıracaktır.
Ermenistan, egemenliğini koruyacak; ancak altyapı projeleri ve işletme hakları konusunda ABD özel sektörü yetkilendirilmiştir. TRIPP, Rusya’nın bölgedeki etkisini sınırlamayı, Orta Asya-Avrupa transit bağlantılarını çeşitlendirmeyi ve Türkiye-Azerbaycan ulaşım hatlarını güçlendirmeyi amaçlamaktadır. ABD, koridorun hem altyapı hem de güvenlik yönetiminde aktif rol alarak bölgesel istikrarı sağlama ve enerji-lojistik bağlantılarında etkin bir aktör konumuna gelmiştir.
Barış anlaşmasıyla Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü resmen tanınmış, Nahçıvan ile bağlantı ve Zengezur Koridoru üzerindeki transit hakları netleşmiş; böylece Karabağ sorunu Azerbaycan lehine nihai çözüm yoluna girmiştir. TRIPP’in işletmeye alınması, yalnızca ulaşım ve ticaret açısından değil, bölgesel güvenlik ve jeopolitik denge açısından da kritik bir adım olarak değerlendirilmektedir.
5. Sonuç
Karabağ sorunu, tarih boyunca Kafkasya’daki jeopolitik, etnik ve kültürel dinamiklerle şekillenmiştir. Rusya’nın bölgedeki stratejileri, Osmanlı ve İran faktörleri, Sovyet politikaları ve etnik temelli yer değiştirmeler süreci etkilemiştir. 2020 sonrasında Azerbaycan’ın askeri ve diplomatik başarıları, Türkiye’nin desteği ve uluslararası platformlarda sağlanan diplomatik avantajlarla birleşerek, Azerbaycan’ın işgal altındaki toprakları üzerindeki kontrolünü pekiştirmiştir. 2025 anlaşması ve TRIPP/Zengezur Koridoru projesi, bölge barışını, ulaşım ve enerji güvenliğini artırmayı hedeflerken, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünün uluslararası alanda tanınmasını sağlamış ve sorunu büyük ölçüde çözümlemiştir. Bu süreç, tarihsel perspektifle değerlendirildiğinde, Karabağ meselesinin Azerbaycan lehine dönüştüğü önemli bir dönemeç olarak kayda geçmiştir.
Hüseyin Alpaslan
Tarihçi-Yazar
Kaynakça
Share this content:
Yorum gönder