KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Zor iştir Karadenizli olmak…

Zor iştir Karadenizli olmak…

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 3 dk okuma süresi
290 0

Yeri gelir çok uzun bir mesafeyi sırtında çuvalla dolaşırsın, yeri gelir dalgalı denizinde fırtınaya göğüs gererek balık tutmaya çalışırsın. Öyle zaman olur ki, haftada iki defa yağmur yağar biri 3, diğeri 4 gün sürer, güneşi görmeyi özlersin, psikolojin bozulur. Büyük şehirliler gelir ‘ay ne güzel yeşillik, temiz hava, yayla’ derler, halbuki bilirsin ki yılın 2-3 ayı açık olan o yayla yolları uzun süreler kapalıdır ya da kullandığın aracın ömrünü yarıya indirecek kadar berbat bir haldedir. Fındık derler, çay derler, zenginsiniz derler. Halbuki o fındık da çay da çok zor toplanır ve esas zenginlik üreticiye değil aracıya ve büyük sermayeye gider, üretici giderlerini zor karşılar, engebeli arazide harcadığı emeği de cabası. Sanayi yatırımı neredeyse yoktur. Turizm sadece belli bir kesimi hedefleyecek şekilde düşük düzeylidir. Ne yapsın Karadenizli? Göçer büyük şehire, kısmetini zemin katlarında perişan olduğu ya da başını sokacak bir gecekondu edindiği banliyölerde arar. Asker olur, Karadenizlilik ruhuyla kahramanlık beklenir. Teröre karşı en ön saflarda mücadele eder. O kadar ki, o belalı Karadeniz sahil yolu (bu şekilde yapılmasına asla taraftar olmadım, gerçekten Karadenizliyseniz siz de olmazdınız) üzerinde yapılan üst geçitlerin büyük bölümü terörle mücadele şehitlerinin ismini ve hatta fotoğrafını taşır.
Böyle bir iklimde ülkenin geri kalmışlığının yükü, günahların vebali hep Karadenizlinin üzerine yıkılır. Hatalar Karadenizlilerin sevaplar ise başka yerlerin/aktörlerindir. Ne bekliyorsunuz ki Karadeniz’den? Ne verdiniz de ne bekliyorsunuz? Üst düzey eğitim kurumları mı kurdunuz? Göçün ve beraberinde getirdiği aşağılık kompleksinin önünde mi durdunuz? Ekonomik anlamda kalkınmasını sağlayacak kurumlar mı oluşturdunuz? Coğrafyasını övmekten ama bir haftadan fazla da kalmamaktan, ağzıyla dalga geçmekten, fıkralarını okuyup tüm bölgeyi karikatürize etmekten başka ne yaptınız? Karadeniz’den büyük şehre giden insanları, arka planında bu denli büyük sorunları olan insanları kararları/hataları için eleştiriyorsunuz. Onların da bu zihinsel arka plandan etkilenen aktörler olduğunu unuttunuz. Ülkede Karadenizli sorunu olduğunu sıklıkla vurguladınız. Belki var ama sorumlusu kim sorusunu hiç sormadınız!
Siz kimdiniz/kimsiniz ki kocaman bir bölgeyi belli gruplar/aktörler üzerinden ve belli yanlışları genelleyerek yargılıyorsunuz? Ne verdiniz, ne istiyorsunuz?

Göktürk Tüysüzoğlu

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir