KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. İran
  4. »
  5. Yeni otorite sembolleri ve İran

Yeni otorite sembolleri ve İran

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 7 dk okuma süresi
303 0

Bilinen en yaygın otorite sembolü; kralların, kraliçelerin ve hükümdarların taçlarıdır. Artık bu sembol, işlevini yitirdiği gibi, magazinleşerek güzellik yarışmalarında kullanılan bir “şey”e dönüşmüştür.

Tarihte saraylar, devletlerin yönetildiği yerler olarak bilinirdi. Bugünse bunun yerini, parlamentolar ve beyaz ev gibi semboller almaktadır.

AB, IMF, WB, BM, UNESCO, NATO, İLO gibi yeni otorite sembolleri, monarşilerin ve imparatorlukların yerlerini almış bulunmaktadır. Buna rağmen dikkat çekici bir şekilde bazı eski semboller yaşamlarını din adamları üzerinde sürdürmektedir. Dinsel sembollerin hâlâ etkinliklerini sürdürdükleri gerçeğinin vurgulanması bu açıdan önemlidir.

Son dönemde Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanı’nın cübbe ve kılıç ile hutbeye çıkması, Vatikan ve Papa’nın geleneksel dinsel sembolleri kullanmaları, dinsel mabetlerin hala en güçlü sembolizmi oluşturmaları ve fakat dinsel alanlarda dinsel kimlikler taşıyanların karıştıkları cinsel istismarların da yeni bir sembol niteliği kazanmaları, araştırılmaya değer bir olgudur.

Dinsel sembollerin, dinsel kimlikler taşıyanların cinsel istismarları ile paralel ön plana çıkışları da bir başka ilginç sosyo-psikolojik olgudur.

Bugün bu olgunun daha da görünür hale gelmesi, küresel bir “dinde reform” hareketi dayatmasını giderek kaçınılmaz hale getirecek gibi görünmektedir.

Bu bağlamda özellikle İslam dininin egemen olduğu ülkelerin dinsel bir sorgulama sürecinin eşiğinde olduğuna ilişkin veriler, stratejik birikim göstermektedir. İran’daki dinsel sembolizm yelpazesi ile Deaş, El Kaide, Taliban gibi sayısı giderek artan geleneksel radikal dinsel sembolizm tartelasının mukayeseli analizi ile modernist dinsel hareketlerin siyasal, ekonomik, sosyal, finansal, kültürel, eğitimsel ve ahlâkî filmleri, küresel bir dinler reformunu dayatacak tüm nedenleri diğer dinleri ve dinsel sahaları içine alarak genişleme potansiyeli gösterdiği yönünde analizler genişlemektedir.

Twitter, Facebook, Instagram ve Tik Tok gibi sayıları giderek artan sosyal medya platformları, “mahremiyet” kavramını, kapalı toplumlar olgusunu ve kapalı olan ne varsa onu açmaya ve ona dokunmaya yönelik çok ciddi bir hamleye start vermiştir.

Bu bağlamda mavi kuş, mavi zemin içinde “f” harfi, Instagram’daki “çekimdeyiz” sembolü gibi “yeni nesil otorite sembolleri”, dinsel statü kimliklerini ve sembollerini ciddi anlamda sarsmakta ve iç yüzünü giderek açmakta, “ensest”i esneterek ailesel düzlemden kabilesel, kurumsal, devletsel ve küresel zemine taşımaktadır.

Bu “açılım” sürecinin geleneksel otorite sembollerini giderek güçten düşüren bir boyut kazanması, yeni nesil bir sosyoloji bilimini gerekli kılacağı ve bilişim platformları sosyolojisi bilimi gibi kulvarlar açacağı da öngörülür hale gelmektedir.

Bir süre sonra eskiyi temsil eden sembollerin, kimliklerin ve otorite sembollerinin etkisini neredeyse tümü ile yitireceğini görmek gerekmektedir.

Başta İran olmak üzere, dinsel semboller ve söylemler ile otorite tesis etme, sürdürme ve alan kazanma stratejisi izleyen ülkelerin, sosyal medya platformlarının küresel bir kürsüye dönüşmesi olgusuna yenileceği de giderek belirgin hale gelmektedir.

Petrolün simgesi at başlarının, nükleer enerji santralleri, rüzgar gülleri ve güneş enerjisi panelleri ile tahtını paylaşması değişimi gibi dinsel alanın da yeni inanç biçimleri ve dinsel içerikli senkretik felsefe yorumları ile parselasyon paylaşacağı artık yadsınamaz durumdadır.

Mavi kuş, mavi zemindeki “f”, çekimdeki kameranın yanı sıra kripto paraların dizaynında kullanılan chip teknolojisi sembolleri, sanalın, yani soyutun, somut yani maddi olanı nasıl radikal şekilde değiştirebileceğini görkemli biçimde göstermesi açısından ilginçtir.

Soyut ve sanal enstrüman ve teknolojilerin somut olan üzerindeki bu heykeltıraşlığı, öncelikle Ortadoğu’da sonra da tüm Dünya’da radikal değişimleri ve dönüşümleri hızlandırıcı etkiler yapacaktır.

Yeni semboller, yeni otoriteler üretmektedir. Otorite figürleri değişimi de yeni küresel sosyolojik süreçleri ve toplumsal, siyasal, dinsel ve sair aktörleri imal edecektir.

Yeni siyasal, askeri ve dinsel stratejiler, Sara’nın torunları ile Hacer’in torunlarını birleştirip “yeni” bir Ortadoğu tablosu üretme yolundadır.

Hacer’in torunları ile Sara’nın torunlarının el sıkışmasının üreteceği Yeni Ortadoğu, Yeni Dünya’yı da dizayn edecektir.

Bu bakımdan yeni otorite sembolleri ve yeni teostratejileri izlemek, Yıldız Savaşları filmlerini ya da Marvel film serilerini izleme etkisi yaratacaktır.

İran’ın dinsel ve siyasal otorite sembolleri bu dönemde yeniden yorumlanarak kadim inançlar bağlamında yeniden koordinatlandırılacaktır.

Sanal, soyut ve metafizik evrenin inanç ve felsefe bazlı indirgenmesi sonucu Türkiye’nin doğusu ve Körfez’in doğusu, Batı’nın yeni sıfır noktası olacaktır.

Bu yeni durum, yeni bir teolojik tartela üretecek ve kadim Çin, kadim Hint ve kadim Türk kütüphaneleri yeni çalışma sahaları olacaktır.

İran ve Türkiye bu teostratejilerin hedef ülkeleri konumunda kalacaktır. Yılan kuyruğunu ısırınca küresel döngüler hız kazanır.

Yeni otorite sembolleri, yeni küresel sosyolojiyi inşa edecektir ve bunun başlangıç noktası da Ortadoğu olacaktır.
Ömer Özkaya
şarkulavsat

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir