Bugün medyada ateşli islamcılar tarafından zafer sarhoşluğu ile anlatılan Suriye de ki gelişmelerin ortaya çıkardığı bu güç boşluğu, güneyimizde sahada hazır tutulan ve devamlı tahkim edilen pkk üzerinden bir İsrail hakimiyetine dönüşebilir.
Daha birinci dünya savaşı sürerken, devrim yüzünden savaştan çekilmiş Rusya’nın yarattığı boşluğu, İngilizler Kafkasya ve İran da doldurma teşebbüsüne kalkıştılar. 1917 den sonra meydana gelen gelişmelerle o yıllarda Azerbaycan ve İran da Rus değil İngiliz hakimiyeti vardı.
Kafkasya da ki hayallerine Nuri Paşa Kafkas islam ordusu ile BAKÜ’ye girerek son verdi.
Ama savaş sonrası İranda,
1917 de Ruslarında çekilmesi ile İngiliz hakimiyeti başladı.
1925 yılında 150 yıllık Kaçar hanedanlığı son verip hint kökenli Pehlevi ailesinin Hanedanlığını başlatarak arkaik Pers kültürü içine şia inancını katarak bir milli kimlik inşaasına başladılar.
İkinci dünya savaşının sonuna kadar bu İran içinde Türk tarihini ve kültürünü yok saymak üzerine kurgulanmıştı. İngilizlerin bu kurgudan umduğu şey ise turani kavimlerin 1000 yıllık hakimiyet alanının tam ortasında Aryan (Ari) bir hakimiyet inşa ederek, Türk dünyasını tam ortasından ayırarak, gelecekte yeniden birleşmelerinin önüne siyasi coğrafi ve kültürel bir sed çekmekti.
Ümid Niayeş
İran Tarih Öğretiminde Türk Algısı (20. Yüzyıl) adlı makalesinin
Giriş bölümünde şunları ifade etmiş.
Bugün İran, Türk cumhuriyetleri sırasında anılmasa dahi Türk dünya-
sının ayrılmaz bir parçasıdır. 1000 yıl boyunca Türklerin yönettiği bu ülke
Türkiye’den sonra en büyük Türk toplumuna sahiptir.
Ama nasıl olur da asırlar boyunca Türk hanedanlar tarafından yöne-
tilen, tarihi büyük ölçüde Türklerle bağlı olan, nüfusunun büyük çoğunlu-
ğunu Türker teşkil eden bir ülkede öyle bir nesil yetişir ki, geçmiş tarihini
Aryanlıkla sınırlandırır, bununla övünür ve Türk, Arap komşularına nefretle
bakar. Bu gelinen nokta, eğitim sistemi, özellikle de bilimsel temellerden
daha ziyade duygusal-propaganda odaklı tarih derslikleri vasıtasıyla akıllıca
yürütülmüş uzun bir ideolojik sürecin sonucudur.
https://www.ttk.gov.tr/wp-content/uploads/2022/01/10.37879-9789751749994.2022.31.pdf
İRAN
1979 İran İslam devriminden sonra bir çok şey değiştirilmiştir ama değişmeyenler arasında iki şey vardır ki bu bizi çok ilgilendiriyor.
1-fars dili ve fars tarih anlatısına dayalı eğitim anlayışı.
2-İran’nın dış politikası şah döneminde ki bütün önceliklerini korumaktadır(şah döneminden tek farkı propaganda unsurunun içine mezhep ve dini söylemi de katmış oldular)
Irak, Suriye, Lübnan, Azerbaycan ve Ermenistan da ki politikalarını kamuoyuna inancının gereği olarak ABD ve İsrail karşı yaptığını iddia etsede aslında sahada mücadele ettiği sadece Türk devleti de değildi sahada Türk milletinin bütünlüğünü mezhep üzerinden bozmaya yönelik bir mücadele yürütüyordu.
Ve bu görevi de ister kabul etsin ister etmesin yüz yıl önce İran devletini kuran İngilizlerden bir varlık gerekçesi gereğinin görevi olarak yüklenmiştir.
Son 45 yıldır ABD ve İsrail’in adını düşmanca yüksek sesle dillendirse bile karşılıklı olarak birbirlerine zarar vermemek konusunda hassas oldukları da ortadadır.
PKK
Türkiye de ki sol örgütlerin büyük çoğunluğu soğuk savaş esnasında batılı Sovyetler’le istihbarat savaşının derinliğine gerçekleşebilmesi için İngiliz ve ABD istihbaratları tarafından kurdurtuldu, PKK da bu örgütlerden biridir ve bu ilişkisi son on yıldır artık açık net görünür bir hale gelmiştir. Marksist ideolojik fikirlerle bezenmiş bu çerçeve aslında iki ana bilinç düzeyi üzerinden kurgulanmıştır.
1- Etnik ırkçılık
2-Etnik ırkçılıktan kaynaklı Türk ve Türkiye düşmanlığı.
Şimdi yapılmak istenen şey; Türkiye’nin devlet tecrübesi ve dünya jeopolitiğinin konjonktürel şartları sebebiyle tasfiye olan şii hilalinin yerine, sadece etnik ırkçılık ve Türk düşmanlığı argümanı ile etnik ırkçılığa dayalı bu terörist grupların, hakim olduğu Suriye’den başlayarak, önce federasyonla başlayı sonra da bir devlet kurup, ardından bu devleti Ermenistan’dan İsrail’e kadar uzanan bir çizgi de Türkiye’yi yeni bir çevreleme ve Türk dünyasından koparma hilaline dönüştürecek büyük Kürdistan planıdır.