KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Yahudi lobisi Türkiye’nin Suriye müdahalesine taraftar!

Yahudi lobisi Türkiye’nin Suriye müdahalesine taraftar!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 14 dk okuma süresi
460 0

Yahudi lobisi Türkiye’nin Suriye müdahalesine taraftar!
ömür
Gazze’ye insani yardım götüren konvoyda yer alan uluslar arası sularda seyrederken içinde Türkiyeli aktivistlerin bulunduğu Mavi Marmara gemisine İsrailli komandoların baskın düzenlediği ve 10 Türkiyeli aktivistin yaşamını kaybettiği olay, Türkiye-İsrail ilişkilerinde dönüm noktası olmuştu. Öncesinde Erdoğan’ın “one minute” çıkışıyla fitillenen kriz, günümüzde sonlandı sayılır. Birkaç gün önce Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, ABD’nin önde gelen Yahudi kuruluşlarının çatı örgütü ‘Conference Of Presidents’ Amerikan Yahudi Teşkilatları Başkanlar Konferansı heyetini kabul etti. Amerikan Yahudi Teşkilatları Başkanlar Konferansı’nın İcracı Başkan Yardımcısı Malcolm Hoenlein’in başkanlık ettiği heyette İnkar ve İftira’yla Mücadele Birliği (ADL) ve Amerika-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi (AIPAC) üyeleri de yer aldı. İsrail Başbakanı Benyamin Netenyahu’nun yakını olan Malcolm Hoenlein, Ankara’ya Kudüs’ten uçtu.
Bu kabulün, 1923 Almanya doğumlu, Yahudi kökenli ABD’li diplomat, siyaset bilimci ve siyasetçi, 1969 – 1975 yılları arasında ABD başkanının ulusal güvenlik danışmanı, 1973 -1977 yıllarında ABD’nin 56. dışişleri bakanı olarak görev yapan ve Amerika Birleşik Devletleri ve Sovyet Rusya arasındaki yumuşama politikasının mimarı Henry Alfred Kissinger’in Putin ile Moskova’da buluşmasından hemen sonra gerçekleşmesi dikkat çekici. Çünkü Ukrayna ve Suriye gibi çatışma riski yüksek sorunlu bölgelerde ABD ve Rusya arasında yaşanan gerilim nedeniyle, Kissenger gibi kurt bir politikacının Rusya’da bulunması uluslar arası toplumum gündemiyle yakından ilgiliydi. Bkz. Ömür Çelikdönmez/Kafkassam.com/ 09 Şubat 2016 /Kissinger’den Putin’e Turan ve İslam ordusu uyarısı!
Anlaşılan ‘Conference Of Presidents’, kendiside Yahudi olan Henry Kissenger’i Türkiye ziyaretlerinden önce Rusya’ya göndererek Rusya-Türkiye arasındaki krizi çözme girişimlerinde bulunmuş. Çünkü Kissenger’in ziyaretlinden hemen sonra Rus yetkililer Türkiye ile tekrar ilişkilerin nasıl düzelebileceğine dair şartları ard arda sıraladılar. Türkiye İsrail ilişkilerini ve Türkiye Dünya Yahudi toplumu ilişkilerini ayrı ayrı ele almak gerekir. Ancak son tahlilde Dünya Yahudi toplumunun, İsrail ile Türkiye’nin arasının açık olmasına gönlü el vermez. Hiç şüphesiz ki bu anlayışın arka planında, Osmanlı padişahı II. Beyazıd’ın Burak ve Kemal Reisleri göndererek, Endülüs Yahudilerini İspanya engizisyon mahkemelerinin işkence ve katliamlarından kurtarmasının etkisi olduğu gibi, Yahudi cemaatinin Türklerin egemen olduğu dönemlerde ve coğrafyada din hürriyetini muhafaza edebilmesinin de etkisi vardır. Ayrıca Arthur Koestler’in 13. Kabile kitabında sözünü ettiği Hazar Türklerinin Museviliği, Dünya Yahudi toplumunun Türklere ilgi duymasının ve zor zamanlarında siyasi ve ekonomik desteğini sunmasıyla ilgilidir.
ABD’nin önde gelen Yahudi kuruluşlarının çatı örgütü Amerikan Yahudi Teşkilatları Başkanlar Konferansı ‘Conference Of Presidents’, eski Başkan Dwight D. Eisenhower, emriyle 1956 yılında 51 ulusal Yahudi kuruluşunun iştirakiyle kurulur. Amacı, Yahudi örgütleri arasında bir uzlaşma, hedef ve ülkü birliği sağlayarak, ABD politikasına Yahudi toplumun öncelikli ihtiyaçları doğrultusunda yön vermek, şekillendirmek ve ses getirmektir. Adı geçen çatı örgütü, ABD’nin ekonomik ve politik yapısına nüfuz etmiş, eyalet valilerinin seçimlerinden başkanlık seçimlerine kadar ABD’deki en güçlü dini ve etnik örgüt yapılanması olarak faaliyetlerini sürdürmekte. Dünya finans sisteminin kontrolü bu örgütün denetiminde olduğundan, istedikleri ülkeyi abad istedikleri ülkeyi berbad ederler. Siyonizm ideolojisi bu örgütsel yapının kullandığı küresel argümanlardan olmakla birlikte kendi geleceklerini sadece İsrail’in istikbaline emanet ve ipotek etmediklerinden, Türkiye gibi hasletini kanıtlamış bir ülkeyi de hiçbir zaman için gözden çıkarmazlar.
COP (Conference Of Presidents) sahip olduğu önemli siyasi nüfuzunu kullanarak, mevcudiyetini İsrail ve Amerikan çıkarlarını desteklemeye adayan bir örgüt olarak öncelikle İsrail’in güvenliği ile yakından ilgilenişini gizlemeye gerek duymadan faaliyetlerini sürdürüyor. COP (Conference Of Presidents) son yıllarda, bu İran’ın nükleer programını durdurmaya ve İran’ı baskılamaya yönelik uluslararası çabaları aleni desteklemişti. Hatta İsrail ile birlikte Obama yönetiminin İranla barış müzakerelerine şiddetle karşı çıktılar. Bu nedenle adı geçen örgütün ve İsrail’in, Obama yönetimin Ortadoğu politikasını tasvip etmediği, her fırsatta eleştirdiği görülüyor. Örgütün Türkiye ziyaretinin zamanlaması da, bölgenin ajandasıyla yakından ilgili. Kulislerde konuşulan ama kamuoyuna pek yansımayan diyaloglarda, örgütün Türk ordusunun Suriye’ye gerçekleştireceği askeri harekâtı destekleyeceği garantisini verdiği dillendiriliyor.

Eğer bu doğruysa karşımıza ilginç ittifaklar çıkıyor. Bir tarafta Rusya, ABD, İran, Suriye ve PYD bloğu, diğer tarafta Türkiye, ABD’nin önde gelen Yahudi kuruluşlarının çatı örgütü Amerikan Yahudi Teşkilatları Başkanlar Konferansı ‘Conference Of Presidents’, İsrail ve İngiltere ile Almanya’nın başını çektiği Avrupa Birliği var. Türkiye’de AK Parti iktidarı ile ABD arasında stratejik müttefiklik algısında bir eksen kayması yaşanıyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü John Kirby, “PYD’yi terör örgütü olarak görmüyoruz” açıklamasının arkasında durarak, politikalarında hiçbir değişiklik olmadığını söylüyor. ABD’nin PYD’yi destekleyen açıklamalarını da anımsatan Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov sanki ABD’ye nispet yaparcasına, “Biz de PYD ile işbirliği yapıyoruz,” diyor. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ABD öncülüğündeki koalisyonun Türkiye’nin Suriye’ye girmesine izin vermeyeceği iddiasında. Ona göre; Türkiye’nin dahil olduğu ABD öncülüğündeki koalisyon böyle ‘yeterince iyi düşünülmemiş planlara’ izin vermeyecek. Rusya’nın Suriye üzerinden PYD/PKK unsurlarını silahlandırdığı göz önüne alındığında ABD-Rusya’nın Ortadoğu’da birlikte hareket ettiği ve hedef ülkenin de TÜRKİYE olduğu görülebilir. İşte bu açıdan bakıldığında Türkiye’nin Yahudi-İsrail odaklı bir güç merkezinin yardım teklifini geri çevirmeyeceği de söylenebilir. .
İngiltere Başbakanı Cameron, “Rusya dahil bütün ülkeler Suriye’de bir geçiş hükümeti oluşturmak için ılımlı, Sünni muhalefetin masada yer alması gerektiğinin farkına varmalı” sözleriyle Türkiye’nin yanında olduğunu deklare etti. Cameron’un verdiği desteğin benzerini İngiliz medyası da esirgemiyor. Bu destek bazen kamuoyu oluşturmak amaçlı olduğu gibi bazende ABD’nin bölge politikalarını eleştiren bir içerikte oluyor. Örneğin Türkiye lehine kamuoyu oluşturmak adına Financial Times, Suudi Arabistan ve Türkiye’nin, Suriye’de bir askeri müdahale gerçekleştirmeyi değerlendirdiğini belirttiği haberinde, Suudi Arabistan’ın, Suriye’de muhaliflere destek için, ülkenin kuzeyinde bir güvenli bölge oluşturma hedefiyle, Türkiye’nin de içinde yer aldığı ülkelerle, bu alana kara gücü göndermeyi tartıştığı bildiriliyor. Haberin sonunda Türkiye’nin, sınırına yığılan Suriyeli mültecileri işaret ederek, Batı ülkelerinden Suriye’nin içinde bir güvenli bölge kurulmasını isteyebileceği, bu olmazsa Batı’yı, bu mültecilerin akın akın Avrupa’ya gitmelerine izin vermekle tehdit edebileceği yazıyor.
ABD’nin politik tasarruflarına yönelik eleştirel haberlere örnekte Independent gazetesinde yayımlanan ve gazetenin editoryal görüşlerini aktaran yazıda mevcut. Bu yazıda ABD’ye, Suriye’de muhaliflere destek olma ve sivillerin korunması için bir uçuşa yasak bölge kurma çağrısı yapılıyor. ABD’nin, Esad’ın ekmeğine yağ sürdüğünü, Beyaz Sarayın savaşı geriletme düşüncesiyle Cenevre görüşmeleri öncesinde isyancılara desteği azalttığını ve Körfez ülkelerine silah tedarikini yavaşlatma baskısı yaptığını gündeme taşıyor. Independent, ABD’nin, Körfez ülkelerinden gelen askeri müdahale önerilerini de dikkat alması gerektiğini yazıyor: “Obama, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin kara gücü teklifini ciddi bir şekilde değerlendirmelidir. Obama, Türkiye daha fazla sivilin sınırı geçmesine izin vermediği için, olabildiği kadar çok sivilin korunması amacıyla bir uçuşa yasak bölge kurmalıdır. Kuşatma altındaki kentlere havadan yardım atılmalıdır. ABD eğer daha fazla geri çekilirse, Suriye halkına ihanet etmiş ve en kötü aşamasına girebilecek insani felakete sırtını dönmüş olacaktır.”
Bu Yahudilerin Türkiye ziyareti, Amerika’da yaşayan Fethullah Gülen’i de ilgilendiriyor. Belki de heyet üyeleri ile Türkiye’ye gelmeden önce görüşmüşte olabilirler. Nitekim ziyaret Pensilvanya’da konuşlu Cumhurbaşkanına ve hükümete yönelik eleştirilerde sınır tanımayan FETÖ grubunu da etkilermiş olmalı ki, yakında bu grup ile hükümet arasında barış çubukları tüttürüleceğine dair işaretler var. Bu hükme nereden vardığımı soruyorsanız, az sabır lütfen. Fethullah Gülen’in haftalık sohbetlerinin yayınladığı Herkul.org sitesi Editörü Osman Şimşek, Gülen’in son yaptığı sohbetten bir bölüm yayınladı. Videoda Gülen, Cemaat’in bugün Cemaat’in çektiği sıkıntıların biteceğini belirterek, “Yezidler’i de affetmeye” hazırlanmalarını söyledi. Gelecekte bugün yaşananların “tatlı bir menkıbe” olarak anlatılacağını öne süren Gülen “Birer tatlı menkıbeler halinde anlatacaksınız bunları. En latif şiirleri dinler gibi dinleyecek zevkten bayılacaksınız. Evet sizi bekleyen bu…” dedi.
Hükümete ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a göndermede bulunan Gülen şöyle devam etti: “Siz zannediyor musunuz Yezid Ehli Beyt’e çektirirken kendi çekmiyordu. Ne türlü vicdan azabı çektiğini Yezid’in kalbine girip görmek lazım… Hele bir de ‘aman kaybederiz’ dedikleri dünyaları kaybetme, imkanları kaybetme, iktidarları kaybetme endişesi onlara öyle bir ızdıraptır ki sizinkinin kat kat üstündedir. Ben yine buradaki şefkat hissimle diyorum ki inşallah böyle şeylere maruz kaldıklarından dolayı Allah Yezidler’i de, muasır Yezidler’i de, Haccacları da, muassır Haccacları da çektikleri bu ızdıraplardan dolayı arındırır, paklar, onları da cennet-i Firdevs’e koyar.” “Öbür tarafta bakışlarını sizden kaçıra kaçıra yanınıza sokulmak isterler. Cenab-ı Hak da size ‘bunlara hakkınızı helal ettiniz mi’ der. Siz de gayet civanmertçe canınıza kast edenlere bile hakkınızı helal etmeye, ‘Ya Rabbi onun da sözü mü olur, girsin bunlar da cennete, eğer senin gayretine dokunacak bir şey yoksa onları da cennetinle sevindir’ demeye kendinizi hazırlayın.”
Keçiboynuzunda saklı bal özünü şimdi net ifade edeyim, Yahudiler Türkiye’nin Ortadoğu politikasını, Türk ordusunun Suriye’ye yönelik gerçekleştirmesi muhtemel askeri harekâtı destekliyor. Rusya ile Türkiye Arasındaki krizin çözülmesinden yanalar. Türkiye, FETÖ’yü affetsin istiyorlar. ABD’nin bölge politikalarını tasvip etmediklerini, İsrail Türkiye ilişkilerini tabiî ki konuştular. Türkiye Cumhurbaşkanı ve Başbakanına bunları anlattılar. Türkiye bunları dikkate alacak mı? Ordu sınırın ötesine geçecek mi? Birlikte tanıklık edeceğiz.
Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com

İlgili Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir