Büyü, insanlık tarihi kadar eski bir ritüel. İnsanların doğaüstü, mistik yöntemlerle doğal dünyayı etkileyebildiklerini öne sürdükleri uygulamalardan oluşur. Büyü terimi, kişiler ve grupların amaçlarını gerçekleştirmek gayesiyle çevrelerini kontrol etmek ya da değiştirmek üzere girişilen karmaşık inanç ve işlem için kullanılır. Büyünün esası, deneysel yoldan test edilemeyen inançlara ve çevreyi kontrole dayanır. Bu nedenle onu bilimden ayırırken, dinden de farklı kılar. Dini mitolojide büyünün ilk öğreticisi Babil’e gönderilen Harut ve Marut ismindeki iki melektir. Söylenceye göre Harut ile Marut aralarında sohbet eden iki melekti. Sohbetlerinde “İnsanlar yerine biz duygu sahibi olsaydık sürekli ibadet ederdik” diyorlardı. Allah onlara “Size şehvet duygusunu verseydim siz insanlardan daha çok günah işlerdiniz” demiş. Melekler kendilerine güveniyorlarmış. Allah onlara şehvet duygusu verip dünyaya indirmiş. Harut ile Marut bir kadın görmüşler. Kadın Harut ile Marut’a bir şartla onlarla birlikte olacağını söylemiş. Ya kocasını öldürecek, ya puta tapacak ya da şarap içeceklerdi. Şarap içmeyi tercih ettiler. Hikâyeye göre kadın bir şartta daha bulundu. Aşk duygusuna kapılan Harut ile Marut bu şartı da kabul etmişler. Kadının şartı ona ism-i azamı öğretmeleriydi. Onlar öğretince kadın söyleyip gökyüzüne çıkmış. Allah kadını Zühre yıldızının üstüne koymuş ve Harut ile Marut’u da Babil’de bir yerde baş aşağı kıyamete kadar duracakları cezasını vermiş.
İslam Peygamberi Hz. Muhammed’e yapılan büyülerden de söz etmek mümkün. Peygamberimizin Hudeybiye’den döndüğü sırada Medine’de kalan Yahudilerin elebaşları, Müslüman olduğunu açıkladığı halde, münafıklıktan ayrılmayan Yahudi Lebid b. Asam’ın yanına vardılar.. Kendisi sihirbazdı. Yahudiler onun sihirde ve sihirle adam öldürmekte Yahudilerin en bilgilisi olduğunu biliyorlardı. Peygamberimizi sihirlemesi için de ona üç altın verdiler. Lebid b. Asam; Peygamberimizin tarağı ile başından taranmış saçlarını elde etmeğe girişti. Yahudilerden bir genç, gelir gider Peygamberimizin işini tutardı. Yahudiler, peygamberimizin saç ve sakal tarantısı ile bazı tarak dişlerini elde edinceye kadar bu genin üzerine düştüler. Yahudi genci, Peygamberimizin saç tarantısı ile tarak dişlerini alıp Yahudilere verdi. Lebid. B. Asam istediklerini elde edince ona bir takım düğümler düğdü ve üfledi. Bu düğümlenmiş ve üflenmiş saç tarantılarını, erkek hurmanın kurumuş çiçek kapçığının içine koydu. Sonra onu götürüp kuyunun içindeki basamak taşının altına yerleştirdi. Bu kuyu Zurayk Oğullarına aitti. Sihir yapılmasının ardından Peygamberimizin sıhhati bozuldu. Başının saçları dökülmeğe başladı. Peygamberimiz, yapmadığı bir işi yapmış, ailesine yaklaşmadığı halde, yaklaşmış gibi sanır oldu. Gözlerinin de feri azaldı. Ashab-ı Kiram Peygamberimizin hastalığını yoklamağa geldiler. Hastalığı günlerce sürdü. Hatta Felak ve Nas surelerinin her türlü esrardan, sihirden, cinden, büyüden, vesveseden Rabbimize sığınmak ve korunmak için inzal olduğu söylenir.
Gizli İlimler konusunda Yahudi öğretisi Kabala önemli bilgiler içerir. Okültik (Gizli) İlimler’i içeren ilk yazmalar kadim İbranice’dir. Musevilikte de büyü de tıpkı diğer ilahi dinlerde olduğu gibi yasaklanmıştır. Tevrat’ta büyücülüğe dair ayetler yer alır. Bununla birlikte büyü, Yahudi toplumunda tarih boyunca oldukça yaygındı. Yahudi toplumunda cinleri ve perileri çağırmak ve şeytanı kontrol edebilmek için büyü yapılmaktaydı. Yahudi büyücüler, hastalıkları iyileştirebilmek için hayvanlara da hastalıkları bulaştırmaktalardı. Bu nedenle özellikle Arap kültüründe en azılı ve kötü büyücülerin Yahudiler arasından çıktığına inanılmış ve ilan edilmiştir. Samiriyeliler (Yahudiler ile öbür halkların karışımından oluşmuş, saf olma özelliklerini yitirdikleri için Yahudiler tarafından dışlanan ve hor görülen melez halk) ise bütün büyülerin Hz. Adem’in cennetten gelirken yanında getirdiği İşaretler Kitabı’ndan alındığını iddia etmektedirler. İnanışa göre Raziel’in Hz. Adem’den aldığı bu kitabı, Raziel’in Kitabı ismiyle nesilden nesile aktardığı, hatta kitabın günümüze kadar geldiği bile söylenmektedir. Kitapta büyülü semboller ve tılsımlar bulunmaktadır. Tevrat ve İncil’de adı geçen ve İdris Peygamber veya Atlantisli Hermes Thot olabileceği de düşünülen Hanok’un Kitabı’nın Hz. Süleyman’dan veya Hz. Musa’dan gelmiş bir kaynak olduğu söylenmektedir. Bir diğer rivayete göre Hanok’un Kitabı, on binlerce ciltten oluşmaktadır.
Yahudi, simgeciliğine Kabala adı verilir. “Kabala” sözlük anlamı olarak “ortak iş yapmak” demektir. Bütün Orta Doğu dillerine girmiş bir sözcüktür. Arapların “kabl” dedikleri ve Türklerin “kabul etmek” biçiminde günlük hayatta sıkça kullandıkları ifadeler hep “kabala” sözcüğünden gelmektedir. Kabala’nın tarihi İlk Çağ Yahudi toplumunun çekirdek oluşumuna kadar gider. Kudüs’ün ilk kuruluş döneminde şehri kuranlardan biri olan Duvar Ustası Hiram ve arkadaşlarının fikir sistemine verilen isimdir. Hiram ve arkadaşlarının dünyanın bütün sırlarına vakıf oldukları ve bu sırları bir sandık içinde sakladıkları iddia edilmişti. Rivayete göre bu sırlar tarih boyunca çok az kişi tarafından bilinmiş ve bu sırların gücü sayesinde dünyaya hakim olunmuştur. Günümüzde de bu sırları çok dar bir kesimin bildiği ve dünyayı bu birkaç kişinin idare ettiğine inanılmaktadır. Zaten illuminati gibi popüler kavramlar da kaynağını hep bu Kabala denilen düşünce sisteminden almaktadır. Yahudi Kabalacıların; Hz. Süleyman’ın ölümünden bugüne tüm dünyayı eski ve yeni büyü teknikleriyle (Zihin kontrol operasyonları) idare etme gayretiyle hareket ettikleri genellikle kabul edilen bir iddiadır.
ABD Başkanı Donald Trump’ın cinlerle kontrol altında tutulduğu, yönlendirildiği ve Siyonizm’e hizmetinin sağlandığı gibi iddialar, Başkanlık seçimlerini kazanmasıyla yaygınlaştı. Bu söylentileri bir adım ileriye götürüp doğru olabileceğini düşünmemizi sağlayan, İsrail’deki bazı hahamların ABD’nin yeni başkanı seçilen Donald Trump’ın 300 yıl önceki eski kehanetlere göre tekrar dünyaya geleceği ve Yahudilere politik önderlik edeceğine inanılan Mesih olduğuna inanmaları. Kabala öğretisine göre hahamlar; 300 yıl önce Haham Horowitz’in (muhtemelen Hazar Türkü/ Karaim) Yahudi Takvimi’ne göre 5777 yılı, ancak Miladi Takvim’e çevrildiğinde 2016 ile 2017 yılları arasına tekabül edecek şekilde Mesih’in dünyaya geleceğine dair yaptığı kehanete inanıyor. Mesih inancı Hristiyanlıktakinden farklı. Museviler Mesih’i Yahudi toplumuna yıllar sonra politik önderlik edecek bir ‘Kral’ olarak görüyor. Trump’ın da bu tanımlamaya uyduğu, Trump’ın adının kutsal numerolojiye göre Mesih anlamına geldiği, Yahudi mistisizminin (Kabbala) en önemli eserleri arasında yer alan ve 700 yıl önce Aramice dilinde yazılan Zohar kitabında da Mesih’in nasıl geleceğinin ve kendisini bu sene içinde göstereceğinin anlatıldığı biliniyor. (Bkz. https://tr.sputniknews.com/abd/201612141026312280-israil-haham-trump-mesih/ )
300 yıl önce Haham Horowitz’in kehanetini sadece Trump’a uyarlamak doğru olmayabilir. Çünkü Trump’la aynı yıl Ukrayna’da Yahudi asıllı, Pesah’ta, Hanuka’da yerel sinagogları ziyaret etmeyi adet haline getirmiş bir politikacı, eski vali- Vlodymir Groysman da Başbakan seçildi. Ukraynalı yerel Haham Rav Shaul Horowitz; 360 bin Yahudi’nin yaşadığı Ukrayna’da bir politikacının, valinin Yahudi olması çok alışık olunmayan bir gerçek değil. Ancak günümüzde Yahudi kimliğini gizlemek zorunda olmamak asıl büyük devrim. Yerel Haham Horowitz, ülkede yıllarca yaşanmış antisemitizm ve ardından gelen baskıcı komünist rejimlerden sonra bir Yahudi’nin politik kariyerinde Yahudiliğini gizlemek yerine açık olarak ifade etmesine alışık olmadıklarını belirtiyor. 38 yaşındaki genç Başbakan, önce Vinnytsia şehrinin valisi olmuş ardından milletvekili olarak seçilmiş ve parlamentonun sözcüsü olmayı başarmış. Daha evvelki görevlerindeki namuslu davranışları ve adil yönetimi ile Ukrayna Devlet Başkanı Petro Poroshenko’nun dikkatini çekmeyi başaran genç Groysman, sonunda ülkenin ikinci en büyük yönetim kademesine, Başbakanlığa yükselmeyi başarmış. (Bkz. http://www.salom.com.tr/newsdetails.asp?id=98910 )
Trump’a cinlerin musallat olduğu iddiası Erbil’in Kelek kasabasında yaşayan ve kanser dahil birçok hastalığı kendine özel yöntemle tedavi ettiğini iddia eden Mele Ali Kelek’e ait. Mele Ali; ABD Başkanı Donald Trump’ın içine cin kaçtığını öne sürüyor. Kuzey Irak’ta çok popüler olan Mele Ali Kelek’i, “Muhammed Resullula Hastanesi” adını verdiği mekânında her gün yüzlerce kişi ziyaret ediyor. Halk arasında saygın. Kelek’in ifadesine göre, birçok üst düzey yetkili tedavi amaçlı kendisini ziyaret ediyor. Eski Irak Cumhurbaşkanı ve Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) Genel Sekreteri Celal Talabani ve Değişim Hareketi (Goran) lideri Newşirwan Mustafa’yı tedavi edebileceğini öne süren Mele Ali Kelek, “Ben kimsenin yanına gitmem onlar bana gelmeli. 5 ay içinde Talabani’yi tedavi edebilirim. Onu tekrar konuşturabilirim. Newşirwan Mustafa ise çok ağır bir hastalığa yakalanmış” dedi. Irak semalarında çok sayıda cinin gezdiğini söyleyen Mele Ali, “Şeytan Irak ile Suriye arasında cirit atıyor” dedi. Şikayetlerden dolayı birçok kez hasta kabul ettiği mekanı kapatılan Kelek, yine de işini sürdürüyor. Trumpla ilgili “-Dünya ABD Başkanı Donald Trump’ın yaptıkları karşısında şaşkın. Ne dersiniz?” sorusu üzerine Mele Ali Kelek; “Trump’ın içine cin kaçmış. Onun normale dönmesi için ayağının altından vurulması lazım. O bozulmuş, sınırlarını aştı. O bir hasta, tedaviye ihtiyacı var. Eğer tedavi edilmeden bu haliyle devam ederse başkanlığını tamamlayamaz ya delirir ya da öldürürler. Trump herkese saldıran bir mahlûk haline gelmiş.” cevabını veriyor. (bkz. http://www.rudaw.net/turkish/interview/08032017?keyword=trump )
Gördünüz mü? Kuzey Iraklı bir Kürt mollası ‘Mele Ali Kelek’, çıkıyor, Trump’a musallat olan cinlerden söz ediyor. Tedavi yöntemi de ilginç, sopayla ayaklarının yani ayak tabanının altına vurularak tımar edilecek. Demek istiyor ki “Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir / Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir”
Ömür Çelikdönmez