20 Şubat’ta Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İran Parlamentosu Başkanı Mohammad Bagher Galibaf’ı kabul etti. İkincisi, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Masoud Pezeshkian’ın rakibiydi ve başlangıçta İran elitinin “muhafazakar kanadının” önde gelen temsilcilerinden biri olarak favori olarak görülüyordu. Ancak seçimleri kaybetti, ancak parlamentoya liderlik etmeye devam etti.
İran’ın iç siyasi gerçeklerine aşina uzmanlar, Galibaf liderliğindeki parlamentonun ezici bir şekilde muhafazakar olduğuna ve Pezeşkian’ın “başının üzerinde sürekli olarak görevden alınma tehdidi bulunduğuna” inanıyor. İran cumhurbaşkanı, yasal olarak veya fiilen yürütme erkinin başı değil, sadece hükümete başkanlık ediyor ve dış politika ve ulusal güvenlik konuları yalnızca İslam Devrimi Lideri tarafından düzenleniyor.
Bu bağlamda, son dönemdeki aktif İran-Azerbaycan temaslarının görünürdeki çığır açıcı sonuçlarının, Cumhurbaşkanı Pezeşkian’ın temsilcisinin Bakü ziyaretiyle değil, İran Meclis Başkanı’nın ziyaretiyle “daha da rafine hale gelmesi” dikkat çekicidir; bu da Aliyev’in ilişkilerin bundan sonraki dinamikleri konusunda Tahran’ın siyasi elitinin “eski muhafızlarının” güvencelerine sahip olmayı tercih ettiğini düşündürmektedir.
Başkan Pezeshkian’ın İran’ın stratejik tercihlerinde belirleyici bir “söz” sahibi olduğu görünmüyor. En azından, nükleer programla ilgili tüm tartışmaların ruhani lider Ayetullah Hamaney’in doğrudan denetimi ve talimatları altında yürütüldüğü kamuoyuna duyuruldu.
Donald Trump’ın ABD başkanı olarak göreve başlamasından bu yana geçen ayda, İran parlamentosunun birkaç üyesi Hamaney’in nükleer silahların yokluğuna ilişkin “fetvasını” revize etme konusunu gündeme getirdi. Bunun ABD’ye diplomatik bir sinyal olduğu ve buna verilecek cevabın muhtemelen Trump’ın İran halkına zarar vermek istemediğini ve sorunu “gerçekler aracılığıyla” çözmeyi tercih ettiğini söylemesi olduğu açıktır.
Bu durumda Tahran muhtemelen İsrail’in Azerbaycan’ın askeri altyapısını kendisine karşı kullanabileceğinden endişe duymaya devam ediyor. Bakü bunun söz konusu olmadığını garanti ediyor. Mohammad Bagher Ghalibaf 20 Şubat’ta bölge dışı güçlerin Güney Kafkasya’da yeri olmadığını belirterek 3+3 formatına destek verdi.
Aliyev-Galibaf görüşmeleri “Ağbend Geçidi”ni vurguladı. Bu, temelleri İbrahim Reisi’nin başkanlığı sırasında İran’da atılan ve Azerbaycan’ın Nahçıvan’la İran toprakları üzerinden bağlantısını sağlamak için tasarlanmış bir projedir. Resmi Bakü, Azerbaycan-Nahçıvan’ın Syunik’te bağlantısının sağlanması söz konusu olduğunda bu konuyu sürekli olarak günceller. Bakü’nün resmi yaklaşımı, Ermenistan “engelin kaldırılmasını istemezse, Azerbaycan’ın İran toprakları üzerinden Nahçıvan’la bağlantı kuracağı”dır.
Büyük olasılıkla, sözde “Zangezur Koridoru” konusu Aliyev-Galibaf görüşmeleri sırasında ele alındı, ancak resmi açıklamada bundan bahsedilmiyor. Bunun yerine, “Aghbend Geçidi”nin önemi vurgulanıyor. 2023 Yıl sonunda Aliyev, Agbend viyadüğünün Rusya-İran iletişimine de hizmet edeceğini ima etti ve ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından eleştirildi. Son Rus-Amerikan müzakereleri Aliyev’in korkularını yatıştırdı mı ve Washington, Rus-İran iletişimini sağlamak için “Aliyev’e yeşil ışık mı yaktı”?
Ghalibaf’ın Aliyev’e jeopolitik yeniden yapılanmalar hakkında önemli bilgiler iletip iletmediği veya Aliyev’den “bir şeyler duymak” için Bakü’ye gidip gitmediği merak konusu. İran-Azerbaycan ilişkileri esasen tarafların Rusya-İran ve İsrail-Azerbaycan iş birliği konusundaki karşılıklı çekinceleri tarafından aracılık ediliyor. İran, Rusya ile stratejik iş birliğinin Azerbaycan’ın statüsünü bir geçiş ülkesi düzeyine düşürmeyeceğini garanti edebilir mi? Bakü, Tahran’ı bir İsrail saldırısından “sigortalayacak” mı? Aliyev bu barın altına mı düşüyor?