Türk askerleri Sultan Murat Tugayı’yla Suriye’de!
Suriye sınırında konuşlu Türk askeri birliklerinin ihtiyaç duyduklarında keşif veya operasyon amaçlı sınır ötesi harekât gerçekleştirdiklerini biliyoruz. Süleyman Şah Türbesinin taşınması, Türbe taşınmadan önce burada görevli askeri birliğin ihtiyacı lojistik malzemenin yanı sıra silah ve mühimmatın intikal ettirilmesi, Türkiye sınırında görevli askerlere ateş açan terörist gruplara yönelik ve sınır kapılarında gerçekleştirilen bombalı saldırıların, Reyhanlı patlamasını gerçekleştiren faillerin yakalanması gibi operasyonlar sırasında, sınır ötesi giriş çıkışların yapıldığı kamuoyunun malûmu.
Cerablus, Afrin ve Azez yakınlarındaTürkiye sınırları dışında Suriye sınırları içinde ileri karakollarının bulunduğu biliniyor. Hatta The Independent gazetesinin Orta Doğu muhabiri Robert Fisk; Türkiye’nin Nusra güçlerinin ulaşımını kolaylaştırmak için İsrail’in Lübnan’da yaptığına benzer iki küçük beton yol inşa ettiklerini, yolun Keseb’teki Türk sınır karakolundan geçip Suriye toprağına uzandığını kaydettiği makalesinde, küçük bir Türk devriye birliğinin üstü açık bir kamyonla ne bir çit ne de bir duvar bulunmayan bu yoldan ellerini kollarını sallayarak geçip Suriye’ye girdiğini yazmıştı. Bkz Ömür Çelikdönmez/kafkassam.com/25 Şubat 2016/Robert Fisk’ten Suriye Hikâyeleri!
Rusya destekli Baas ordusunun muhaliflerin Halep’e ikmal yolunu kesmesinden sonra Türkiye’nin yeni bir hat oluşturduğu muhtelif kaynaklarca iddia edilmişti. Buna göre Suriye ordusunun, Kilis’ten Halep’e uzanan ikmal hattını kesmesi ve YPG’nin Azez’e ilerlemesi üzerine Türkiye, muhaliflerin Suriye’ye transferi için İdlib-Hatay-Kilis-Halep dörtgenindeki alternatif yolu kullanmaya başladı. Bu yolla Atme’den Reyhanlı’nın Bükülmez Köyü’ne giren silahlı muhalif güçlerin, Hatay ve Kilis üzerinden Azez’e sevk edildiği belirtilmişti.
Reuters haber ajansı, en az 2 bin Suriyeli silahlı muhalifin bu alternatif yolu kullanarak iki hafta önce Suriye’den Türkiye’ye girip sonra başka bir noktadan Türkiye sınırını geçtiğini bildirmişti. Reuters, Türk güvenlik güçlerinin, silahları ve araçları bulunan muhaliflere birkaç gece süresince, sınır boyunca eşlik ettiğini, 500 silahlı muhalifin 13 Şubat’ta Türkiye üzerinden, Türkiye’nin onayı ve gözetimiyle Azez’e yollandığını, yol güvenliğinin üst düzeyde tutulduğu sevkiyatta savaşçıların kullandığı silahların da İdlib’den Azez’e götürüldüğü haberini geçmişti. Türkiye’den Suriye’ye girişi yapan silahlı muhalif güçlerin hangi gruptan oldukları da anlaşıldı. Halep yolunu korumak ve PYD’nin silahlı kanadı YPG’lilerin ilerleyişini önlemek için bölgeye savaşçı gönderen gruplardan biri de Feylak-ı Şam grubuydu.
Suriye İhvan-ı Müslimin Teşkilatı (Müslüman Kardeşler) ile anılan Feylak-ı Şam, İdlip’te konuşlu tuttuğu yaklaşık 500 savaşçısını 13 Şubat’ta Cilvegözü Sınır Kapısı üzerinden Azez bölgesine gönderdi. Savaşçı sevkiyatı Türkiye’nin onayı ve gözetiminde yapıldı. Sevkiyatta, İdlip – Bab el Hava – Öncüpınar – Bab el Selam – Azez rotası kullanıldı. Yol güvenliğinin üst düzeyde tutulduğu sevkiyatta savaşçıların kullandığı silahlar da İdlip’den Azez’e götürüldü. Halep ve İdlip kuzeyinde savaşan Feylak-ı Şam’ın yaklaşık 2 bin 500 mensubu olduğu ifade ediliyor. Suriye’nin Halep şehrine yapılan Rus hava kuvvetlerinin hava operasyonlarının yoğunlaşmasının ardından Halep’i savunan gruplar, en güçlü muhalif grup Ahrar’uş- Şam’da birleşti.
Ateşkes anlaşması yürürlüğe girmeden Rus uçakları muhaliflerin konuşlandıkları mahalleri bombaladı. Özellikle Halep civarında yoğunlaşan bombardıman sonrasında, rejim muhalifi Nureddin Zengi Tugayları, Kuzey Halep kırsalında PKK uzantısı YPG’ye karşı saldırı başlattı. Operasyonda Şeyh Akil köyü muhaliflerin kontrolüne geçti. Nusret Cephesi, Ahrar’uş Şam ve diğer grupların da katıldığı çatışmalar sırasında öldürülen askerlerin arasında Afganistan’dan gelen Şii milislerin de (Hazara Türkleri) olduğu anlaşıldı. Askerlerin üzerinden çıkan kimlikler bu bilgiyi doğruluyor. ABD’nin Suriye’deki en yakın müttefiki olan YPG’nin aynı zamanda Suriye rejimi ile birlikte hareket ettiği biliniyordu. İran’ın Suriye’ye soktuğu yabancı savaşçıların PKK saflarında öldürülmesi ise, bu birlikteliğin ne derece ileri düzeyde olduğunu ortaya koydu.
Suriye’de varılan ateşkes anlaşmasının Nusret Cephesi ve IŞİD’i kapsamadığının açıklanmasıyla birlikte, Nusret Cephesi, kendilerinin bahane edilerek sivil halkın vurulmasının önüne geçmek için bazı şehirlerden geri çekilme kararı aldı. Bu çerçevede İdlib kırsalında, Esed rejimine karşı savaşan Nusra Cephesi’nin denetiminde tuttuğu bazı askeri bölgelerden çekildi. Suriye’de yürürlüğe girmesi planlanan ateşkes projesi kapsamında devam edecek Rus hava saldırılarına sivil vatandaşların maruz kalmaması Nusra Cephesi tarafından hedefleniyor. Nitekim Nusra Cephesi, Amerika-Rusya tarafından anlaşması sağlanan ateşkes projesinin dışında tutulduğu biliniyor.
İdlib’te yer alan Sarmeda şehrinde Nusra Cephesi’ne ait yargı binaları, askeri noktalar cepheye ait askeri birlikler tarafından boşaltıldı. Sarmeda sivil halkıyla anlaşmaya varan Nusra, yargı idaresini halka teslim etti.. Şehrin ileri gelenlerinin, Nusra Cephesi’nden sivil yerleşim bölgelerinde askeri noktalarını ve yargı binasını terk etmeleri gerektiği yönünde talepleri üzerine Nusra Cephesi ile ileri gelenler arasında anlaşmaya varıldı. Bu anlaşma ile sivil halkın Rus hava saldırılarına maruz kalmaması hedefleniyor. Rus hava kuvvetlerinin geçtiğimiz ayın ortalarında Sermeda şehri bombaladığı ve genelinin kadın ve çocuk olduğu 25 sivil vatandaşın hayatını kaybettiği biliniyor. İlginç olan Nusra’nın boşalttığı yerleşim birimlerine Türk askeri güçlerinin Sultan Murat Tugayı kisvesinde yerleştiği iddiaları.
İddianın birinci kaynağı bölgedeki YPG güçleri. Gündeme taşıyan Rusya’nın Sesi yani Sputniknews.com. Sputniknews.com. da haberin yayınlandığı tarih sıkı durun; 05.10.2015 ve haberin başlığı “Türk Askeri, Sultan Murad Tugayı Görünümüyle Suriye’ye girdi’. Aynı haberi 4 ay sonra birazda değiştirerek, aktüaliteye uygun şekilde Fars Haber Ajansı bugün 26 Şubat 2016 Cuma günü, “Nusra’nın boşalttığı yerlerde Türk askeri, Sultan Murad Tugayı görünümüyle Suriye’ye girdi”başlığıyla vermeyi tercih etti. Siz bundan ne anlarsınız? “-Pers bana ters” diyenler haklı mı? Yoksa “-Acemlerin takiyyesi meşhurdur sakın oltaya takılmayın” ikazlarının doğruluk payı var mı?
Her iki haberi de yorumsuz sizlerle paylaşayım. İlk haberimiz; 05.10.2015 Sputniknews.com da yer aldığı şekliyle, “Suriye’de sekiz ayrı grubun katılımıyla, IŞİD’e karşı mücadele hedefiyle kurulan ‘Devrim Ordusu’nun sözcüsü Ahmed Hisso, Sputnik’e yaptığı açıklamada, Türk askerinin Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı Sultan Murad Tugayı görünümüyle Suriye’ye girdiğini öne sürdü. 4.500 kişilik silahlı militandan oluşan ‘Devrim Ordusu’nun sözcüsü Ahmed Hisso, Suriyeli Türkmenler’den oluşan Sultan Murad Tugayı’yla ilgili önemli bir iddiada bulundu. Türk askerinin, Sultan Murad Tugayı görünümüyle, bugün saat 17:00 sularında, Babel Selam Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye girdiğini öne süren Ahmed, şunları söyledi: “600 kadar Türk askeri bugün ÖSO’ya bağlı Sultan Murad Tugayı görünümüyle Suriye’nin Azez kentine girdi. 600 asker ağır silahlarla doçkalarla geldi. Türk askerinin Azez etrafında konuşlandıkları bilgisini alıyoruz. Azez’in doğusuna 9 kilometre uzaklıkta bulunan, ağırlıkla Türkmenlerin yaşadığı, Kfır Ghan ve Dalha köylerinde konuşlandıklarını biliyoruz.” Hisso, “Türk askerinin girdiğine yönelik kanıtınız var mı?” sorusuna ise “Biz Devrim Ordusu olarak Azez’e yakınız… Azez’de bulunan taraftarlarımız, bize bu bilgiyi aktardı” şeklinde yanıt verdi.Bkz http://tr.sputniknews.com/columnists/20150810/1017050567.html
İkinci haberimiz ise Fars Haber Ajansında abonelere 26 Şubat 2016’da şu şekilde servis edildi; “YPG’ye yakın kaynaklar, Türk askerlerinin de “Sultan Murat Tugayı” kılığında Suriye’ye girdiğini iddia ediyor. Grup, Nusra’nın boşalttığı bölgelere yerleşiyor. Türkiye medyasından solda yer alan haber dış ülke medyasında da yer aldı.. Habere göre Suriye’de sekiz ayrı grubun katılımıyla, IŞİD’e karşı mücadele hedefiyle kurulan ‘Devrim Ordusu’nun sözcüsü Ahmed Hisso,Sputnik’e yaptığı açıklamada, Türk askerinin Özgür Suriye Ordusu’na (ÖSO) bağlı Sultan Murad Tugayı görünümüyle Suriye’ye girdiğini öne sürdü. 4.500 kişilik silahlı militandan oluşan ‘Devrim Ordusu’nun sözcüsü Ahmed Hisso, Suriyeli Türkmenler’den oluşan Sultan Murad Tugayı’yla ilgili önemli bir iddiada bulundu.
Türk askerinin, Sultan Murad Tugayı görünümüyle, bugün saat 17:00 sularında, Babel Selam Sınır Kapısı’ndan Suriye’ye girdiğini öne süren Ahmed, şunları söyledi: “600 kadar Türk askeri bugün ÖSO’ya bağlı Sultan Murad Tugayı görünümüyle Suriye’nin Azez kentine girdi. 600 asker ağır silahlarla doçkalarla geldi. Türk askerinin Azez etrafında konuşlandıkları bilgisini alıyoruz. Azez’in doğusuna 9 kilometre uzaklıkta bulunan, ağırlıkla Türkmenlerin yaşadığı, Kfır Ghan ve Dalha köylerinde konuşlandıklarını biliyoruz.” Hisso, “Türk askerinin girdiğine yönelik kanıtınız var mı?” sorusuna ise “Biz Devrim Ordusu olarak Azez’e yakınız… Azez’de bulunan taraftarlarımız, bize bu bilgiyi aktardı” şeklinde yanıt verdi. Sultan Murat Tugayı’ndan yapılan açıklamada, Nusra Cephesi’nin boşalttığı Dalha köyünün tamamen kontrol altına alındığı belirtildi. Ayrıca Türkiye’nin, Tugay’ın geçişinin ardından Bab es-Selame Sınır Kapısı’nı kapattığı belirtiliyor.”bkz. http://tr.farsnews.com/world/news/13941207000608
Bu iki haberi okuyunca Ortodoks Hıristiyan Rusların, Şii Müslüman İranlılardan daha dürüst olduklarına dair bir kanaat sizlerde oluşabilir. Tabiî ki Tevhid inancına sahip Müslüman kardeşlerimizi tekfir etmek gibi bir niyetimiz asla olamaz. Lakin onlarında böylesine müptezellikleri olmasın. Ben rahmetli Halk Ozanımız Murat Çobanoğlu gibi, “Ağam kim, paşam kim, Nigâr kim, gözüm kim, canım kim, hanım kim, kim, kim? sorusunun peşindeyim. Türk askerleri gerçekten El Nusra’nın boşalttığı yerlere Sultan Murad Tugayları görüntüsünde girdi mi? Bu sorunun cevabı birkaç gün sonra belli olur. Asıl önemli olan İranlı Müslümanların Ortodoks Ruslardan daha insafsız olması.
Twitter:@oc32oc39
omurcelikdonmez@hotmail.com