KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Ukrayna Ortodokslarının Rus Ortodokslarından ayrılmasında Fener Rum Patrikhanesi’nin rolü ve İdlib yansımaları!

Ukrayna Ortodokslarının Rus Ortodokslarından ayrılmasında Fener Rum Patrikhanesi’nin rolü ve İdlib yansımaları!

Ömür Çelikdönmez Ömür Çelikdönmez - - 14 dk okuma süresi
467 0

Teolojinin jeopolitiği ilginç sonuçlara yol açabiliyor. Din etnik bir ayıraç olabildiği gibi birleştiren işlevde üstlenebiliyor. Kafkasya, Balkanlar ve Ortadoğu üçgeninde dünyanın en önemli jeopolitik konumdaki Türkiye; İslam’ın ve Ortodoks Hristiyanlığın merkezi. Türkiye’nin en yakın belalı komşusu Yunanistan; İstanbul’da bulunan Fener Rum Patrikhanesini “ekümenik” olarak niteler, Türkiye’yi ziyaret eden hemen her Yunanlı diplomat veya politikacı soluğu patrikhanede alır. “Ekümenik Patrikhane ile ilgili konular Yunanistan’ı özel olarak ilgilendirmekle birlikte, Avrupa’nın dini haklar ve din özgürlükleri anlayışı kapsamında yer almaktadır” açıklaması yaparlar. Çünkü Fener Rum Patrikhanesi, sadece Türkiye’de yaşayan Ortodoks vatandaşların değil, Yunanistan başta olmak üzere Rusya gibi dünyanın dört bir tarafındaki 14 Ortodoks Kilisesi’nin tarihi, kültürel ve dini gerekçelerle bağlı olduğu uluslararası bir kilisedir. Rum Ortodoks kiliseleri üzerinde otoritesi olan Fener Patriği 6. yy’dan beri ökümenik patrik sıfatıyla dünyadaki tüm Ortodoksların ruhani lideri kabul edilir. İstanbul (Konstantinopolis) Patriği Bartholomeos’un girişimiyle 6-9 Mart’ta İstanbul’da düzenlenen bölgesel Ortodoks kiliseleri toplantısına katılan Moskova ve Tüm Rusya Patriği Kirill, Ukrayna’daki raskolnikleri (dini bölücüler) Ortodoks Kilisesi’ne dönmeye ve güç kullanarak kilise ve manastırları ele geçirmekten vazgeçmeye çağırdıklarını söylemişti.
İstanbul’da toplanan Ortodoks din adamlarının bu girişimleri dolaylı olarak Türkiye’nin elini güçlendirecek adımlar şeklinde değerlendirilmişti. Rusya Patriği Kirill’in sözünü ettiği Ukrayna’daki raskolnikler, Ukrayna milliyetçiliğinin öncüleri. Ukrayna’nın 1991’de bağımsızlığını kazanmasından sonra bazı rahipler, Moskova’dan bağımsızlıklarını ilan ederek kendi kiliselerini kurduklarını açıklamışlardı. Fener Patrikhanesi, selden kütük kapma derdinde. Ukrayna ve Rusya arasındaki sorunları fırsat bilen Fener Patrikhanesi, Ukrayna’nın Rus Kilisesi’nin ruhani alanına değil, kendilerinin alanına girdiğini söylemişti. Fener Patrikhanesi’nin bu söyleminden cesaret alan Ukraynalı milliyetçi kilise rahipleri, gayrı resmi olarak Fener Patrikhanesi ile görüşmeler yapıyor. Bu diyaloglara rağmen Fener Patrikhanesi, henüz bu kiliseleri meşru olarak tanımış değil. Ukrayna milliyetçiliğinin yükselişi ile palazlanan Ukrainization hareketinin lideri başrahip Basil Lipkovskaya’ın 1917 yazında yaptığı, autocephalous (bağımsız) kilise oluşturulması çağrısından bu güne bu mücadele sürüyor. 5 Mayıs 1920’de coşkulu Ukrayna Ortodoks temsilcileri ve Ukrayna milliyetçi hareketinin aktivistleri Ukrayna autocephalous Ortodoks Kilisesi’ni ilan etti.
14 Ekim 1921’de 64 rahip ve 17 yardımcı papaz All-Ukrainian Ortodoks Kilisesi Konseyi’ni topladı. Sovyet makamları, Çar taraftarı Ortodoks Rus Kilisesi’ni zayıflatmak için bu hareketi destekledi. 1929 sonrasında Sovyet yönetimi politika değiştirdi ve ayrılıkçı Ukraynalı Ortodoks papazlarını ve taraftarlarını tutuklamaya başladı. 1930’a gelindiğinde bu fikirlerinden vaz geçtiklerini açıklamak zorunda bırakıldılar. 1942’de, Alman işgali altındaki Ukrayna’da yeniden harekete geçtiler. Bağımsız Ukrayna Ortodoks Kilisesi cemaati ve din adamları, Nazi birliklerinin çekilmesinden sonra özellikle ABD ve Kanada’da göç ettiler ve Ukrayna diasporasının yoğun yerleşim yerlerinde kendi piskoposluklarını kurdular. 1989’da Ukrayna’nın batısında yer alan Lviv’de ortaya çıktılar. 1990’da bu dini örgütün yerel konseyi, Kiev’de Metropolitan Macarius’ı (Maletić) aziz ilan etti. ABD destekli, 11 Mart 1949 Ukrayna Kopychyntsi doğumlu 24 Şubat 2015’te Kiev’de ölen Metropolit Mefodiy uzun yıllar kilisenin başında bulundu.
Fener Patrikhanesi dâhil Hiçbir Ortodoks otorite tarafından tanınmayan Kiev Patrikhanesi, Ukrayna devletinin aktif desteğini alıyor. Ukrayna’yı Rus etkisinden soyutlayan Turuncu Devrim’de Kiev Patrikhanesi, Grek Katolik Kilisesi ve çeşitli Protestan mezhepleriyle birlikte hareket etmişti. Teolojik jeopolitiğin kurallarına göre hareket eden milliyetçi Ukrayna Ortodokslarına göre Fener Patrikhanesi, Moskova’ya karşı destek bulabilecekleri bir otorite. Rusya’nın Ukrayna’yla sorunlu ilişkilerinden dolayı Fener Patrikhanesi, Kiev Patrikhanesi’ni tanımasa da, Kiev Patrikhanesi ve Otosefal Ukrayna Ortodoks Kilisesi ile görüşmelerini sürdürüyor. Ukrayna Ortodokslarına tek askıntı olan Fener değil. Vatikan’da, Grek Katolik Kilisesi üzerinde etkinliğini yeniden artırma yoluna gitmek suretiyle bölgenin hassas dengeleriyle oynuyor.
Vatikan’ın bu tasarrufundan Moskova Patrikliği ve dolayısıyla da Rusya Federasyonu’nun ciddi manada rahatsız olmaması mümkün mü? Bu duruma sosyo-politik ve ekonomik çıkarların da eklenmesi ile birlikte Batı yanlısı Ukraynalılarla Rusya yanlıları arasında yaşanan kamplaşma çok farklı çatışmaları tetikleme riski taşıyor. Ukrayna kilisesinin Konsey oturumları Rusya yanlısı ruhbanlarla Ukrayna milliyetçisi ruhbanlar arasında hararetli tartışmalara sahne oluyor. Ukrayna Otokefal Ortodoks Kilisesi’nin İstanbul Patrikliği’nin hukuki statüsü altına girme talebi Kiev Patrikliği’ne bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi ve Kiev yönetimince destekleniyor. Haziran 2016’da Moskova Patrikhanesi’ne bağlı Ukrayna Ortodoks Kilisesi yetkilisi Başrahip Job, Ukrayna meselesinin Konsil’in gündeminde olmadığını ve gündemin değiştirilemeyeceğini ifade etmişti.
30 Mart 2017’de Rus Kilisesi, Fener Rum Patrikhanesi’nin Ukrayna’da milli kilise kurmak isteyen rahiplerle görüştüğü iddiasına tepki göstermiş, Moskova Patrikhanesi Dış İlişkiler Yetkilisi Metropolit İlarion, Ukrayna’da Rus Kilisesi’nden bağımsızlığını ilan eden rahiplerin İstanbul’da Fener Rum Patriği Bartholomeos ile görüşme yaptıklarını, iddialara inanmak istemediklerini söylemiş, Rus Fener Rum Patrikhanesi’nin Ukrayna’daki Rusya karşıtı milliyetçi kiliselere destek vereceğine ilişkin iddiaların kendilerini son derece rahatsız ettiğini belirtmişti. Fener Patriği Bartholomeos daha önce Ukrayna’da bulunan tek meşru kilisenin Moskova Patrikhanesi Ukrayna kolu olduğunu söylemiş ve bu yaklaşımın Moskova Patrikhanesi ile Fener Rum Patrikhanesi arasındaki ilişkilerin temelini oluşturduğu taraflarca deklare edilmişti. Ukrayna Parlamentosu, Fener Rum Patrikhanesi’nin Ukrayna’da Rus Ortodoks Kilisesi’nden bağımsız bir kilise kurulması konusunda yardımcı olması ve Ukrayna’da kurulacak “milli kiliseye” özerklik vermesi ricasında bulunan bir başvuru metnini kabul etti.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Petro Poroşenko’nun tasarının kabul edilmesini sağlamak için bizzat parlamentoya gelmesi ve yürüttüğü yoğun çabaların sonucunda, 450 sandalyeli Ukrayna Parlamentosu’nda 268 milletvekili, Fener Partrikhanesi’nin desteğinde Rusya’dan bağımsız bir kilise kurulması konusunda Fener Patrikhanesi’ne yapılacak başvuru metnini kabul etti. Poroşenko, kendisinin İstanbul’a yaptığı son ziyarette Fener Rum Patriği Bartholomeos’la özel bir görüşme gerçekleştirdiğini ve gerek Fener Patriği’nin, gerek patrikhane yönetim kurulu üyelerinin yaklaşımının, Ukrayna’nın kendi kilisesini kurma konusunda başarıya daha önce hiçbir zaman olmadığı kadar yakın olduğunu gösterdiğini söylemişti. Fener Rum Patrikhanesi Moskova’nın tepkisinden neden çekiniyor?
Bunun bir kaç nedeni olabilir. I. Bartholomeos’a Ukrayna Ortodoks Kilisesi konusunda geri adım attıran nedenlerin başında Moskova’nın bu süreçte Türkiye’ye doğalgaz ve petrol üzerinden siyasi bir baskı uygulaması olduğunu söyleniyor. Bir diğer neden de 2008 Aralık ayında kalp rahatsızlığı nedeni ile hayatını kaybeden Rus Ortodosk Kilisesi Patriği 2. Aleksi’nin Kıbrıs’ın birleşmesiyle ilgili Rus yetkililer üzerinde etkili olabileceği hususunda I. Bartholomeos’a güvence vermiş olma ihtimalidir. Türkiye’nin bu konudaki kararının ne kadar önemli olduğu anlaşılmıyor mu? Sonuçta papazların kavgası Türkiye’ye yarıyor. Papazlarla papaz olmayalım demekle bu işler yürümüyor.(1)
Fener Rum Patrikhanesi 31 Ağustos’ta çok önemli bir ziyaretçiyi ağırladı. Moskova Patriği Kirill, Ukrayna Kilisesi sorununu görüşmek üzere Ekümenik Patrik Bartholomeos tarafından kabul edildi. Görüşme üç saate yakın sürdü. İki taraf Ukrayna Kilisesi’nin nihai statüsünü kendi açılarından değerlendirdi. Ekümenik Patrikhane, bu görüşmede Ukrayna Ortodoks Kilisesi’nin tarihi ve hukuki açıdan otonom bir statüye sahip olduğu tezini öne çıkarırken, Moskova’nın Ukrayna’nın ‘dini bağımsızlık’ taleplerine karşı çıkmaması gerektiği görüşünü savundu. Moskova Patriği ise meselenin bu ülkenin Rusya ile bütünleştiği 17. yüzyılda çözümlenmiş olduğu ve Ekümenik Patrikhane’nin bu meselede ya Rusya’nın yanında yer alması ya da tarafsız bir tavır sergilemesi gerektiği görüşünü savundu. Ortak bir sonuca ulaşılamayan görüşme sonrasında, Moskova Patriği, Ekümenik Patrik Bartholomeos ile ortak yemeğe katılmadan Rusya’ya döndü.(2)
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Patrikhanenin Ekümenik sıfatını resmen tanımasa da fiili uygulama daha farklı. Çok iddialı bir ifade olacak biliyorum ama yine de belirtmeden geçemeyeceğim husus şu, Fener Rum Patrikhanesinin Teolojik jeopolitiğinin parametrelerini Türk Dışişleri belirliyor. O nedenle Fener Rum Patrikhanesinin Kiev Ortodoks Kilisesi ile yakınlaşma seansları ve diyalog arayışı, Rusların gözünden kaçmıyor. Çünkü Rusya Ukrayna halkı üzerinde Ortodoks kilisesi üzerinden kontrol sağlıyor. Fener Patrikhanesinin Kiev Kilisesinin Moskova’dan ayrılmasını onaylaması Rusya’nın dini otoritesinin sarsılması demek. Bu nedenle Suriye’nin Lazkiye kentinde yapılan nokta operasyonda, 2013 yılında Reyhanlı’daki bombalı saldırıda Suriye istihbaratıyla irtibatı sağladığı iddia edilen ve failleri yönlendiren, uyuşturucu kaçakçısı Yusuf Nazik’in yakalanarak Türkiye’ye getirilmesine bu açıdan bakılması gerekiyor. Reyhanlı saldırısı Yusuf Nazik’in işi değil.
Mahkeme tutanaklarında yer alan bilgilere göre saldırının planlayıcısı ve uygulayıcısı Niğde’de düzenlenen IŞİD saldırısının firarisi Heysem Topalca. Kim ne derse desin Rusya Ukrayna’nın avuçlarının arasından kaymasına razı değil. Fener Rum Patrikhanesinin Türk diplomasisine bağlılığını çok iyi bilen Ruslar, Suriye’de İdlip dahil bir çok konuda işbirliğine dünden razı. Zaten şimdiye kadar yaşananlarda bunun göstergesi. Yusuf Nazik’in yakalandığı Lazkiye Esad rejiminin en güçlü olduğu yerlerin başında ve ayrıca Rus askeri üssü de bulunuyor. Operasyonun gerçekleştirildiği yaklaşık 400 bin nüfuslu Lazkiye şehir merkezi, Türkiye sınırına yaklaşık 80-90 km uzaklıkta. Tartus’un korunmasında stratejik önemi bulunan bölge, rejim askerleri ve istihbarat birimleri tarafından kontrol altında tutuluyor. Bölge ayrıca Suriye rejimine yakın unsurlar tarafından radarlarla da sürekli izleniyor.(3) Saraydan kız kaçırma operası gibi Lazkiye’den terörist getirme işi biraz bana inandırıcı gelmiyor. Daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi Ankara’nın Moskova ve Şam yönetimleri ile işbirliği tam. Suriye muhaberatının başındakilerin çoğu Türkmen. Lazkiye operasyonu ortak bir operasyondur. Çünkü Türkiye’nin elinde Ukrayna papazları gibi kozu var!
Bakınız:
1- https://kafkassam.com/rus-ve-ukraynali-papaz-kavgasinda-turkiye-taraf-mi.html
2- http://www.agos.com.tr/tr/yazi/21211/ukrayna-sorununda-son-soz-ekumenik-patrikhanenin
3- https://www.sabah.com.tr/fotohaber/gundem/reyhanli-katliaminin-faili-boyle-yakalandi/3

Ömür Çelikdönmez
Twitter:@oc32oc39

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir