Sovyetler Birliğinin dağılması Rusların yaşam teminini sağlamıştır. Çünkü batıya, hatta Çin’e karşı gücü kalmamıştı. Dağılmanın sonucunda yaşam hakkı kazanmışlardı. Bu yine de Rusların dünya siyasetindeki yerinin sonu anlamına gelmiyordu. Ruslar sadece derin bir uykuya dalmıştı. Uyanmasını isteyen çok az ulus ve devlet vardı. Ruslar tarihten bu yana yayılmacı bir politika izlemiştir. Bu politika düşmanlarını birlik olmaya, Ruslara karşı ortaklıklar kurmaya, birlikte ve etkin bir şekilde müdahaleye yöneltmiştir. Rus denildiği zaman akla Avrasya’ya, Orta Asya’ya Uzak Doğu’ya ve hatta Akdeniz’e hakimiyetini kurmak isteyen bir ulus akla gelir. Tarihi Rus araştırmaları onların tarihten yana olup olmama konusunda tartışma yaratmıştır. Tarihten yana olmaktan kasıt tarihe hizmet etmektir. Tarihe hizmet etmek denildiği zaman uluslararası yaşama dahil olmak ve insani daimiyetin tesisinde rol almaktır. Ancak bu rol tesisinin güvenli olup olmadığı konusunda her millet ve devletin çekinceleri olduğu doğrudur. Rusya’nın da çekinceler taşıması olağan ve normaldir. Çekincelerin kalktığı vakit Rusya’nın tavrı ne olur? Bu da ayrı bir merak konusudur. Unutulmaması gereken bir diğer konu tarihin bize değil bizim tarihe hizmet ettiğimizdir. Toplumlar, uluslar ve devletler bunu göz ardı etse de yaşam tarihi böyledir. Gözle görülür tarihe göre Çarlık Rusyası, Sovyetler Birliği ve Rusya Federasyonu kendilerine biçtikleri aynı amaç ve hedeflerin tekrarı, yenilenmiş ve birazda değişmiş haliyle kendilerini tayin etmektedirler. Varlıklarını tesis ederken insan amacına ve geleceğine sahip olacakları ilkesi her millette olduğu gibi Ruslar içinde büyük bir sorumluluktur. Uluslararası yaşamı dikkat alarak varlığını sürdürmüş ve uluslararası yaşamda bulunan her devlet birbirini denetler ve kontrol eder. Her ulus gibi Rus halkıda bunun sorumluluğu içerisinde olmalıdır. Devletlerin ve ulusların amaçlarının henüz doğrusal amaca ulaştığı söylenemez. Ruslar bu nedenle her devlet ve millet gibi doğrusal amaca ulaşılamamasını takiben ve geleceğin günümüzü yadırgayacağına inandığım şekliyle hayatta cereyan eden amaçtaki ve anlamdaki sapmaların veya hiç var olmamışlıkların doğrultusunda diğer uluslarla aynı kaderi paylaşmaktadır.
Uğur Sarıgül