10 Aralık Türkiye’de yeniden kanlı terör eylemi gerçekleştirildi. Futbol maçından sonra akşam saatlerinde Beşiktaş’ta peşpeşe iki bomba patladı. 30’u polis olmak üzere 39 kişi hayatını kaybetti, 155 kişi yaralandı. Olaya dünya ülkelerinde tepkiler çeşitli oldu. BM Genel Sekreteri İstanbul’da terör töredildiyini ve Türk halkı ile hükümetine sabır dilediğini açıkladı. O, suçluların cezalandırılacağına dair inançını belirtti. NATO Genel Sekreteri de terörü lenetleyib ve Türkiye’nin yanında olduklarını bildirdi. Avrupa Birliği’nin birkaç resmi özel nümayendesi başsağlığı söyledi, fakat olayı terör olarak adlandırmadı. ABD olayı terör olarak isimlendirerek Türkiye’ye başsağlığı verdi. Azerbaycan Devlet Başkanı İlham Aliyev R.T.Erdoğana yazdığı mektubunda terörü lanetlediğini, onun bütün türlerine karşı birlikte ve kararlılıkla mücadele etmenin gerekliliğini vurguladı, kardeş Türk halkına başsağlığı verdi.
Türkiye’nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olaydan kısa süre sonra yazılı açıklama yaparak terör aktının arkasında duran noktaları gösterdi. Anlaşılıyor ki, Ankara bu olayı sadece terör gruplarının çıkarları ile izah etmiyor, daha geniş çapta jeopolitik savaşın bir parçası olarak gözden geçiriyor. İşin ilginci tarafı da işte bundan ibarettir. Ayrıca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirilen 32. Muhtarlar Toplantısı’nda konuştu. Terörle mücadele konusunda “Artık savunmada kalamayız” diyen ve seferberlik ilan eden Erdoğan, “Yaşadığımız dönem, en az İstiklal Harbi kadar önemlidir, kritiktir” değerlendirmesinde bulundu. Halep’teki insanlık dramına da dikkat çeken Erdoğan, “Her şeyden önce bir koridor istiyoruz. Türkiye’ye mi gelecekler onları da bağrımıza basmaya hazırız” mesajı verdi.
Genel olarak, Türkiye son 2 yılda terör olaylarının hedefine dönüşmüştür. PKK, DAEŞ, “El-Kaide”, Feto ve diğer kurumlar sürekli insanları öldürüyorlar. Son olayda esas olarak polisler hedef seçilib, fakat zererçekenler arasında sade vatandaşlar da var. Demek ki, bu olayı çıkaranların amaçlarından biri de Türkiye toplumunda gergin psikolojik durum, korku yaratmaktır.
R.T.Erdoğan yazılı açıklamasında şöyle bir cümle kullandı: “Türkiye ne zaman ileriye doğru adım atıyorsa, hemen karşısına terör, kan, kaos üretiyorlar”. Peki Erdoğan bu açıklamayı yapmakla neyi nezerde tutuyordu? Kimler Türkiyenin karşısını kesmeye çalışıyor? Ve kimler Türkiyenin son dönem dış politika stratejilerinden rahatsız?
Düşünüyorum ki, Türkiye’nin terörle mücadelede gösterdiği kararlılık, Ortadoğu’da daha aktif konuma geçmesi ve Rusya-Çin-İran hattında pozitife doğru değişikliklerin yaşanması Batıyı rahatsız etmiş.
Bazı durumlarda Batı’nın siyasi daireleri çekinmeden Türkiye-Rusya işbirliğinin güçlenmesinden rahatsız olduklarını beyan ederler. Ve her bir böyle beyanatdan sonra Türkiye’de bir trajedi yaşanıyor. Hatta bir sonraki terör aktının töredilmesi üzerinde düşünmeye değer.
Ayrıca bu terör aktının töredilmesinin arkasında Türkiye’nin Suriye’de aktif konuma geçerek El-Baba girmesi ile de alakandıra biliriz.Bir sonrakı hedefin Tel-Afyar olduğunu düşünürsek o zaman diğer bir terör aktının yaşanması ihtimali da yüksektir.
Jeopolitik açıdan oldukça önemli bir durumdur. Son birkaç yüzyılda ilk defa, Batı’nın katılımı olmadan iki büyük devlet – Türkiye ve Rusya Ortadoğu’da büyük jeopolitik sorunu birlikte çözmeye başladılar. Buna karşı kimlerin tepki verebileceği tam açıktır.
Birde bu işin mali boyutu var. Şöyle ki, Türkiye ticarette dollardan imtina ederek, Rusiya Çin İran devletleri ile birlikte ticaretin ulusal para vasıtasıyla aparılmasından yana olduğunu beyan etmesi Batı devletlerini rahatsız etmiştir.
Böyle bir izlenim oluşuyor ki, Türkiye dünya çapında söz sahibi olan devlete dönüşmektedir. O, bölgesel lider statüsünden daha yüksek seviyeye kalkmaktadır. Türkiye birilerinin emirlerine boyun eğen lider değil, bağımsız sözü ve kendi çıkarı olan süper güç olmak hedefine doğru ilerlemektedir. Bunun arkasında Ankara’nın ekonomik, teknolojik ve askeri başarıları dayanıyor. Şüphe yok ki, ne kadar acı olsa da, büyük kayıplar verilse de, Türk halkını terör durdurmayacak. Bunu yavaş yavaş anlamaktadırlar.
Sonuç olarak, bütün bunlar onu demeye esas verir ki, Türkiye karşı hamlelerini yapacaktır. Böylelikle onun Batıyla ilişkileri daha da keskinleşe bilir. Ve bu da Türkiye için her gün terör tehditlerinin artması demektir.
Ehtiram AŞIRLI
Kafkassam Dış Politika Analisti
