Türkiye ve İran yalnız dış müdahale olursa bölünür, olmazsa bölünme imkanı yok. yani tarih böyle anlatıyor. Osmanlının işgali ile bölündü ülke. 1928 yılında İranın Rusya tarafından işgali ile ülke bölündü ve şimdiki bağımsız Azerbaycan İrandan koparıldı. 1888 yılında tekrar rus işgali ile şimdiki bağımsız türkmenistan İrandan koparıldı. 1940 yılında İran, İngiltere ve Rusya tarafından tekrar işag edildi. ABD olmasaydı İran 4 yere bölünmek üzere idi: 1- Azerbaycanda Ruslar milli hükümet kurdular ve bir yıl devam etti. Türk dilinde okullar ve universiteler açıldı. İran Azerbaycanında. 2- Yine de Rusyanın tertibiyle Kürdistan hükümeti kuruldu 1945 yılında. Satalinin amacı Türkiyeye savaş açarak Diyarbekiri de alıp bu Kürdistana katmak idi. ABD-nin Japonyada atom bombası kullanması Türkiyenin Rusya tarafından işgalini durdurdu. Çünkü Atatürk-Lenin arasında imzalan kars antlaşmasını Stalin 1945 yılında tektaraflı olarak yırtmıştı ve Türkiyeye savaş açmak üzere idi. Atom bombası kullanılmasının Türkiyeye büyük yararı oldu. Stalin atom bombası yapana kadar da Türkiye NATOya girdi. 3- İranın Güney Batısında İngiltere Arap hükümetine destek veriyordu. 4- İranın geride kalan kısmı. ABD-nin baskısıyla İran işgaline son verildi ve parçalanma süreci durduruldu. Türkiye ve İran tarihindeki örnekler yalnız işgal zamanı parçalanma imkanının ortaya çıktığını gösteriyor. Ama şimdiki durumda İranın bölünme imkanları her gün daha artmaktadır. İç savaş çıkarsa ülke büyük ihtimalle Suriye gibi ABD ve Rusya tarafından işgal edilecek. İranın demokrasiye geçişi kolay değil. İslamcı rejimin de halk nezdinde itibarı kalmamış. Bu yüzden İranın yazgısında kara günler var. Acaba İranın işgal edilmesi türkiyeyi nasıl etkiler? Geleceğin en büyük sorunu ve sorusu budur.
Güntay Gençalp