KAFKASSAM – Kafkasya Stratejik Araştırmalar Merkezi

  1. Anasayfa
  2. »
  3. Gündem
  4. »
  5. Türkiye-Libya mutabakatının ardından Tunus’ta siyasi çatlaklar

Türkiye-Libya mutabakatının ardından Tunus’ta siyasi çatlaklar

Kafkassam Editör Kafkassam Editör - - 4 dk okuma süresi
290 0

Türkiye ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) arasında deniz yetki alanları sınırlandırmasına dair mutabakat muhtırasının imzalanmasına bazı ülkelerden tepki geldi.

Yunanistan, Türkiye ile anlaşma yapan Libya’nın Büyükelçisi’ni sınır dışı etme kararı alırken, Mısır Dışişleri Bakanlığı, UMH Başkanı Faiz es-Serrac’ın Libya Parlamentosu’nun onayı olmadan anlaşma imzalama yetkisi olmadığını öne sürerek, Türkiye ve Libya’nın imzaladığı mutabakatın yasal olmadığını savundu.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi de, anlaşmayı açık bir saldırı olarak nitelendirerek, Lahey Adalet Divanı’na başvurmaya hazırlandığını belirtti.

Birleşmiş Milletler (BM) Libya Özel Temsilcisi Gassan Selame, BM’nin hiçbir ülkenin egemen kararlarına müdahale etmediğini söyleyerek, “Siyasi süreçte ilerlemek için yeterli sorun ve engelimiz var” dedi. Salame, diğer ülkelerin Libya’daki durumun ciddiyetinin farkına vararak, siyasi bir anlaşmaya varılmasını zorlaştıran girişimlerde bulunmamaları yönünde umutlu olduğunu dile getirdi.

Türkiye’nin Akdeniz’de güvenlik tehdidi

Independent Arabia’ya konuya ilişkin demeç veren emekli Tuğgeneral Ali el-Zarmidini, “Türkiye bugün Akdeniz’de ve hatta Afrika bölgesel çemberinde genişlemeyi ve aktif bir oyuncu olmayı hedefliyor. Türkiye bölgedeki kontrolünü empoze etmeye çalışıyor ve Akdeniz’in güney tarafında kendisine zayıf bir müttefik buldu” dedi.

UMH Başkanı Serrac’ın yalnızca Trablus’ta hükümetin başında kalmak ve burada Müslüman Kardeşler’in programını uygulamakla ilgilendiğini iddia eden el-Zarmidini, bu mutabakatın sadece ona karşı çıkan ülkeler için değil stratejik ve askeri anlamda Fransa’dan Tunus sınırlarına kadar tüm Akdeniz ülkeleri için bir tehdit oluşturduğunu savundu.

Denize hâkim olanın karaya da hâkim olacağına vurgu yapan emekli Tuğgeneral, söz konusu mutabakat karşısında Tunus’un diplomatik hamlesinin yetersiz kalacağını dile getirerek, konunun Tunus ve bölge ülkelerindeki siyasi coğrafya üzerindeki etkileri dikkate almak üzere Tunus Milli Güvenlik Konseyi’nde olağanüstü toplantı yapılması gerektiğini söyledi.

Mutabakat ulusal güvenlik için bir tehdit

Tunus Parlamentosu’nda temsil edilen partilerden biri olan Halk Hareketi, Türkiye ile Libya UMH arasında imzalanan mutabakatın ‘Libya’nın işgali, halkına karşı saldırganlık ve Suheyrat Anlaşması gibi anlaşmaların ihlali’ olduğunu öne sürdü.

Türk ordusunun, güneyden Tunus ile kara, deniz ve hava sınırları üzerinde oluşturduğu tehdit konusunda uyaran Halk Hareketi, hükümet ve cumhurbaşkanlığı gibi resmi makamların bu mutabakat karşısında sessiz kalmasının şaşırtıcı olduğunu ifade etti.

Endişe

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığına göre siyasi araştırmacı Rafia el-Tabib, bölgedeki Türk-Katar projesine dikkat çekerek, birçok tarafın Tunus’u ülke menfaatine hizmet etmeyen labirentlere dâhil etmek için çalıştığını söyledi.

El-Tabib, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mutabakatın imzalanmasının ardından Libya’nın batısında askeri üs kurma olasılığından bahsetmenin yanı sıra savaş gemilerini Libya kıyılarına gönderebileceğini ima ettiğini söyledi.

Rafia el-Tabib, “Türk askeri kuvvetlerini Trablus’a gönderme olasılığı hakkındaki konuşması, Akdeniz havzasında bir savaş ilanıdır. Tunus, bölgedeki uluslararası barış ve güvenliği tehdit edecek olan bu mutabakatın en büyük kurbanı olacağı için büyük bedel ödeyecek” dedi.
Şarku’l Avsat
Bassel Torjeman

İlgili Yazılar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir